başlıktaki medya kelimesi ile duyarlı olmak sıfatının tamamiyle ters ve aynı cümle içerisinde kullanılmaması gerektiğidir.yazık ki ben dahil herkes ülkemizdeki olayları o sahtekar insanların yalandan başka bir şey çıkmayan ağızlarından dinliyoruz.
nefes filminde mükemmel bir şekilde dile getirilen sorun.tamam tabi ki en azından haber bültenlerinde saatlerce değinilecek bir konu değil ama saniyelerce değinilecek bir konu da değil. ayrıca haberlerin duygu sömürülerinden uzaklaşıp daha yapıcı şekilde insanlara bunu yansıtması gerektiğini düşünen insan sayısı çok fazladır. bu konuda özel olarak program hazırlayan kanallarımız da mevcuttur ve iyi ki varlar.
normaldir. bunda şaşılacak bir durum yok.
eğer gün gelir bu memlekette büyük bir sorun çıkarsa, ki fazla uzun sürmez. ben görür müyüm bilmiyorum ama 2 çocuğum kesin olarak görecektir. bu patron tayfasının % 95'i bu memleketten o dakika ikileyeceklerdir. kalan sağlar bizim olacaktır. kafanızı takmayın.
buradan yakın:(#6716189)
An itibariyle hala anasayfalardan verilen haber oldugundan cok da dogru olmayan onerme. bunun yaninda cok muglak olarak verilen haberlerde tepkili olmamak gayet dogaldir. haberde hicbir aciklama yok. sadece sehit ailelerinin acilarini gosteriyorlar. ancak olayin nasil oldugu bile muallak. saldiriyi gerceklestirenlerin izlerini bu kadar cabuk kaybettirmeleri mi dersiniz, hala 'orgut' ismi aciklanmamasi mi dersiniz, bir erin abisinin carpici ve kafa karistiran aciklamalari mi dersiniz...
olayin kim tarafindan gerceklestirildigi bile belli degil...
- bak müdür, bu şehit haberlerini fazla göz önüne çekme millet galeyana gelir ebemize atlar.
- peki beyefendi.
- bu pkk, dtp olaylarını da 1-2 dk ile geçiştirki fazla yankı bulmasın.
- peki beyefendi, ne yayınlayalım peki ne istersiniz?
- ergenekondan gir ergenekondan, devleti bölüyorlar de, iddaname zaten ebesine kadar uzuyor 15 dk sürer.
- peki, ama yayını doldurmaz başka ne koysak acaba?
- bi tane çocuk vardı sağolsun gündemi değiştirdi, kafamı kesmişti ne onu da koy bir 15 dk tamamdır, bak deniz sekide çıktı hapishaneden hem hüsnüyle ne yapıyorlar, yeni bir aşk mı filan bizim millet koyudur yer bunları.
- peki efendim bunlar güzel fikirler hemen uyguluyoruz.
- tamam müdür, adam ol, bizim "zaman" ın reklamlarını size paslarız ödeşiriz.
- saolun efendim.
yazar arkadaşın sitemlerine katılmamak elde değil. ancak olaya şu açıdan da bakmak gerekir. bu kalleşlerin amacı zaten ses getirmek. yankı nekadar çok olursa onlar o kadar amaçlarına ulaşır, ya da ulaştıklarını zannederler. böyle durumlarda milletçe acımızı içimize gömüp, kan ağlayan yüreğimizi susturup, dimdik durmak zorundayız. o adiler ses getirememenin verdiği umutsuzluğu yaşamalıdırlar. bilsinler ki değil yedi, yüzbinler ölmeye hazır beklemekte. evet herkes ölmeyi bekliyor. gelsin öldürsünler bakalım bitirebilecekler mi? *
geçmişi hatırlayalım, gazeteler terör olaylarını hep manşetten verirlerdi. onlar manşetten verdikçe, o şerefsizler daha da azıtırlardı. o zamanlar terör olayları bundan daha fazlaydı.
sonra bu haberler için televizyon ve gazetelerde azaltılmaya gidildi. tek tük verir oldular. zannedersem medya da öyle bir karar alınmıştı. hainlerde ses getirememenin verdiği hüsranla kabuklarına çekilmişlerdi.
medya dediğimiz şeyin çalışanlarının ve patronlarının bakkal, öğretmen yada bir fabrikatörden farksız şekilde yasalara uygun biçimde para kazanmak amacı güden sıradan insanlar olmalarından kaynaklanmaktadır. yasalara uygun şekilde program yaptıktan sonra kimse bir şey diyemez. bilinçli olması gereken, sorumluluk taşıması gereken "yasalar değiştirilmediği sürece- ki zorla yapılan bu tarz uygulamaların başarısı pek olmaz, hatat kısa zaman sonra, off yine mi şehit, dizim vardı yaa.. diyen kitleler bile ortaya çıkar-" medya değil izleyici konumundaki bireylerdir.
göstersen tepkini televizyona, izleme programları, mail'e boğsan kanalı, "şerefiniz yok mu" diye, yani istediğin şeyi görmedikçe izlemesen televizyonu yada okumassan bi daha o gazeteyi, gerekirse bütün gün bayrak dalgalandırırlar o kanallarda o sayfalarda. televizyon izlemenin engellenemez bi alışkanlık haline gelmesinden kaynaklanıyor bence bu durum. gazeteyse kişisel tercih. her insan sonuçta kullanmasa da yada aynı zevki vermese de internette de aynı haberler var veya tercih edilebilecek başka gazeteler.
(bkz: teroru lanetlemek)
insanin ici burkuluyor...teror yok buralarda diye seviniyorlardi aileleri belki... icimizden insanlar onlar. yarin obur gun kendi kardeslerimizin basina gelmeyecegi ne maglum. hic yuzunden gittiler. allah ailelerine sabir versin...
kokleri kurusun serefsizlerin.
en başından beri yapılması gereken şeydir. devletin yanlış politikasından dolayı çerez gibi giden askerler kendileri için şehit olsa da bütün ülkeye şehit olduğunun bağırılması savaşın halk tarafından kanıksanmasına ve yapılan askeri harcamalara kimsenin ses çıkarmamasına sebep olmaktan başka bir halta yaramamaktadır. bu yüzden medyada ölen askerler üzerinden yapılan duygu sömürüsünü beğenmek ve fazlasını istemek çok aptalcadır.
başbakanın şehitlere duyarsızlığının yanında çok da önem teşkil etmeyen olaydır. ki kendisi ''7 şehit verildi abd gezinize son verecek misiniz'' sorusuna ''burdan meksika'ya geçicem dönmeyi gerekli bulmuyorum'' şeklinde cevap vermiştir.
başlık ergenekon medyasının şehitlere duyarsızlıgı olmalıydı. haber bültenlerinde konuyu, mehmedimi sanki hükümet şehit etmiş gibi verip, diger programlarında orospu oynatmaya devam etmesi ve hiç bir şekilde etkilenmemesidir.
herhalde duyarlı olacaklar ve duyarlılık gösterecekler.
yoksa ne sikime yarar ki medya?
yok efendim sorunun kaynağına bakılsınmış falan.
deniz fenerine bakılsın.
cemaat pislikleri taşınsın manşetlere.
halk bilsin.
uyumasın.
sorunları gören gözdür medya.
görmelidir.
bas bas bağırmalıdır.
medya işte yandaş medya gibi olunca ülkede batar gideriz biz.
hangi ünlünün nerede ne yaptığının daha çok izlendiği gerçeğini yüzümüze vuran, reytingten başka derdi olmayan, 7tane gencecik bedenin yaşayamadan ölmesine hava durumndan kısa zaman ayırarak insanlık değerlerinden yoksun olduğunu düşündüren,acındıran,üzen,'yazık' dedirten satılmış yayının duyarlılığının ölçüsünü konuşmaya çalıştığımız başlıktır.
25 yıldır duyarlılık bekledik de, duyarlılık gösterdik de ne oldu? hala ilk çıktığımız noktadayız. hala şehitler veriyoruz, hala pusular, hala çatışmalar...
duyarlılık göstermeyenlere tepki vereceğinize, bu sıkıntıyı çözmeyenlere, çözmek adına formül üretmeyenlere, çözümsüzlük üzerinden prim yapanlara tepki versenize...onları kınasanıza !!!
yoksa bir 25 sene daha şehitlerimize duyarlılıkla geçirmek zorunda kalacağız...
ateş düştüğü yeri yakıyor tabi, başa gelmeyince "bitsin artık bu kanlı savaş" demiyor kimse, demek istemiyor !
sadece 45 saniye formülü. peki medya öyle de toplum nasıl diyerek bakmak da lazım.
biz naptık mesela? bir miting dahi yapamıyoruz. avrupa'lı 2 yurttaşını kaybetse yüzbinler olurken, yöneticileri gezilerini yarıda kesip ülkesine dönerken, biz evlerdeyiz, başbakanımız ise hala usa da. meğer obama karşında bacak bacak üstüne atıp açılım yapmış yine, valla tv öyle diyor.
kısaca, kanıksamasak da kanıksatılıyoruz, hazmettire hazmettire demişlerdi ya hani
işte bu o.