ünlü olan herkesin, "yakışıklı, genç kızların sevgilisi" veya "seksi şarkıcı, güzel oyuncu " olarak lanse edilmesi sonucu, bir tür beyin yıkanmasıdır. psikiyatri uzmanlarının açıklamalarına göre, "tekrarlanan düşünce ve sözler, bilinçaltında yer eder." on yıl kadar önce, dudakları angelina jolie kadar kalın olduğu için eleştirilere uğrayan bir balerinimiz, dudaklarını küçültmek zorunda kalmıştır. bu balerin, bunalıma girecek hale gelmiştir. bugün bakıldığında, durum tam tersidir. sıfır bedenin tehlikeli bir moda olması ve güzellikte tek şart olarak pompalanması sonucu, biyoloji laboratuarlarındaki iskeletlere ilgi duymaya kadar gidecektir ve şişme kadının pabucu dama atılacaktır. ****
medyanın güzellik anlayışını değiştirmesi insanların kafasındaki güzellik kalıplarının da değişmesi anlamına gelir.
medyanın dayatması ile güzellikle ilgili yargılarınız önce esner, sonra değişir, moda olan bir tarza önce tepki duyup sonra benimsemek gibi.
medyanın güzellik ile ilgili dayatmasından en çok etkilenenler, ergenlik ve gençlik döneminde olanlardır.
sıfır bedenin, barbie bebek gibi tek tip bir kalıbın dayatılması, bunlara ulaşabilenlerde sahte bir güven duygusu, ulaşamayanlarda ise kompleks yaratır.
dayatılan kalıplara uyabilmek için aç gezen, ince olan dudaklarını silikonla şişirtip standart güzellik kalıbına uyan, yine de içindeki boşluğu dolduramayan gençler, mutsuzluklarını giderebilmek için deli gibi sağa sola saldırmaya başlar. kültürel ve ahlaki yozlaşmanın etkisi ile kısacık hayatına bir sürü yaşanmışlık sokan bu gençler yaşadıklarını hazmedecek olgunluğa da sahip olmadıklarından, bir süre sonra elmizde sadece yorulmuş bir ruha sahip, umutsuz, beklentisiz ve mutsuz bir genç yıkıntısı kalır
zayıflığın güzelliğe denk tutulduğu bu dönemde obez çocuk ve gençlerin böylesine çok olmasının sebebi, ayak üstü atıştırma biçiminin yaygınlaşmasından çok ince olamayan gençlerin içgüdüsel tepkisidir.
keşke böylesi içi boş kalıplar bu denli desteklenmese, keşke bunun yerine insanlık meziyetleri prim görse ve keşke gençlerimizin hedefi de buna ulaşabilmek olsa, yazık.
genellikle hoş ama boş olmayı insanların gözüne soka soka anlatan magazin programları bitse de yadigar kalcak olan insanların bakış açılarının değiştirilmesidir.iyi midir?tabii ki değildir.gel görelim ki kafadaki o beynin işlevsizliğinden kaynaklanan boş bakışlar, botokstan gerilmiş bir yüzün ifadesizliği, sanki iki portakal yutturulup sağa sola olmak üzere itilmiş gibi göğüsler bugünlerde güzellik kavramı olarak belirlenmiş ''sen kafayı bırak vücuda bak abi''denmesine neden olmaktadır.
