yapısı ve yapılan tercîhler gereği aslâ manipülasyondan muâf olamayacak olan müessesedir. yâni manipülasyon medyanın fıtratında var diyebiliriz. ha evet bunun dozajı azaltılabilir fakât ülkemiz medyasında bunu dikkate alan dahi yoktur. üzerine bir yazı:
Öncelikle sözlükteki arkadaşların anlamını bilmediği kelime. Kullanmıyorum diyenler, aptallar için diyenler vs. vs.
Yahu bunları dediğiniz mecra da medyanın bir kolu. Neyse...
insan doğası gereği, inkara değil de inanmaya yatkındır. Bu yüzden genelimiz, toplum psikoloji ile hareket eder, gelenek görenekler sınırında, hatta dini öğretilerle, genel geçer kurallara uyarak yaşarız. Çünkü bu kuralların bir sebebi vardır. Olmadığında zaten kaos çıkar, zarar görürüz vs. vs. Bunları herkes kendi yaşayışı ve inancı doğrultusunda değerlendirebilir.
Ancak medya dediğimiz olgu, kitlelere erişebilmenin yıllarca tek şartı idi. Teknolojinin gelişmesiyle çeşitlilikler ve imkanlar artsa da hala en yaygın kullanılan mecra, medyadır. Hal böyleyken, kitlelerin medya ile yönlendirilmesi ve manipüle edilmesi de gayet normaldir. Kitleler üzerinde söz sahibi olmak isteyen kişiler, iyi veya kötü niyetli, medyayı kullanır.
Yazının buraya kadar olan kısmı zaten bir çoğumuzun bildiği şeyler ancak bilip de farkında olmadığımız şeyler can acıtıyor.
Şöyle düşünün. Sözlükteki yazarlar olarak, sözde, bir çok kişiden daha elitiz, daha farklı düşünme yetisine sahip ve hepsinden önemlisi, bilgi sahibiyiz. Bunun göreceli olarak doğru olduğunu varsayalım.
Günümüzde en çok eleştirilen televizyon programlar hangileri ? En başta evlilik programları. Daha sonra kalitesiz ve komik olmayan yerli komediler. Klişeleri aşamayan, esas oğlan ve esas kızdan öteye gidemeyen diziler. Bir de absürdlüklerle dolu yarışma programları. Genel itibariyle böyle... Güzel !
Peki sözlükteki başlıklar neler ? Sözlük yazarlarının twitter/ instagram adresleri, fotoğrafları tarzında beğenilme, takip edilme isteği güden başlıklar. Cinsel uzuvlar içeren ve bunlar üzerinden mizah ya da tespit yapan başlıklar. Kendince tespit yapan ve/veya birilerine laf sokma içeren başlıklar. Kadın yazarların nick altı ve adlarına açılmış çeşitli başlıklar ve olmazsa olmaz anketler.
Şimdi hal böyleyken, aslında çok eleştirdiğimiz televizyon programları, tam olarak bizi yansıtıyor. Tek fark, işleniş biçimi. Tamam üslüp ve tarz çok önemlidir ama konumuz aynı.
Sadece genç kuşak televizyonda işlenilen şekli sevmiyor. Çok basit, sıradan, kalitesiz buluyor. Ancak kendisi aynı şeyleri farklı bir tarzda icra ediyor. Hatta aynı kalitesizlik ve sıradanlıkla.
Basitçe anlatmak gerekirse; bir evlilik programını ele alalım. Evlenmek isteyen kişiler sahne alıyor. Kendilerini tanıtıyor ve sonrasında talipleriyle görüşüyorlar.
Peki bunu günümüz gençliği nasıl yapıyor ? çeşitli sosyal medya hesaplarında kendini gösteriyor. sonrasında kendisine mesaj atanlarla, takip edenler, arkadaşlık isteği gönderenlerle görüşüyor.
Konu aynı, tarz farklı. Sadece bu şekilde olursa daha kabul edilebilir geliyor. Sebebi de ilk başta dediğimiz çizgiler sınırlar vs. vs. Konunun özü beğenilmek ! ve hatta kimine göre cinsellik.
Yani medyaya bok atmadan önce, insan dönüp kendisine bakmalı. Medya benden böyle olmamı mı isiyor, yoksa ben böyle olduğum için mi medya böyle ?
Şu videoyu yabancı bir arkadaşımız izlese ve bize "sizin ülkenizde böyle şeyler mi oluyor? " diye sorsa utanırız değil mi ?
Kendimizin öyle olmadığını falan söyler, televizyona aptal kutusu der, medyaya bok atarız. https://www.youtube.com/watch?v=E7NiyjQOH08
medya bize ''olanı'' değil; sadece bilmemiz gerekenleri gösteriyor. Özellikle türkiye'de neredeyse tüm medya organları, kimden menfaat sağlıyorlarsa, kime tarafgirlik yapıyorlarsa onun aleyhine olan her şeyi, ne kadar gerçek olursa olsun, ne kadar açık olursa olsun en alçakça çarpıtma ve dezenformasyon yöntemleriyle savuşturmaya çalışırlar. Böyle olunca da, ister istemez ya belli bir medya organının her yaptığı habere körü körüne inanan tipler türer, ya da çelişen ve tutarsız haberler arasında kararsızca bocalayıp hiçbir haber kaynağına güvenmeyen tipler...
geziden sonra yuh artık bu kadar da olmaz denilecek şekilde yalanda çarpıtmada çığır açıyor..
50 senedir amerikan menfaatlerinin propogandasını yapar bu arkadaşlar..
konuyla ilgili şöyle bir fıkra var:
papa bir gün uçakla fransa'ya gider. havalimanında onu karşılayan muhabirler "fransa'daki genelevler hakkında ne düşünüyorsunuz papa hazretleri?" diye sorar. papa şaşkın bir şekilde "fransa'da genelev mi var?" diye yanıt verir. ertesi gün gazetelerde manşet: "papa uçaktan iner inmez fransa'da genelev var mı diye sordu"
medya budur; insanı vezir de eder rezil de. olaylara hangi açıdan, nasıl ve kimlerle baktığı; bunu lanse ediş şekli tüm seyri değiştirir.
Büyük ihtimalle, parmak emmeyi alışkanlık haline getirerek dişlerimi bozmuştur. Çünkü dişleri düzgün 'insanda' var. 3 parmak şovu yapardım dişlerimi sikip atan zatı muhteremdir bir işin altındanda sopa gösterme be.