bizim halkımız bir tuttu mu bırakmaz, tutmadıysa da kimse yanına yaklaştıramaz, enteresanız yani... yeni bir eğilim ortaya çıkmaya görsün, başka hiçbir şeyi görmüyor gözler. son bir kaç yılda popüleritesi gittikçe artan yürek dağlayıcı diziler özellikle ev hanımlarını ve zaten bunalımda olan ve maddi imkansızlıklarla savaşan kitleyi daha bir öldürüyor. işte medyanın tümden ölümü bu gidişatı simgeliyor.
üzerinde bir grup insanın bulunduğu bir toprak parçasını ele geçirmek için canı ortaya koymak gerekirken, kimsenin fark etmediği bir kıtaya hakim olmak çocuk oyuncağıdır. yani kimsesiz olan yerler gerekli emek harcanmadan, kendiliğinden ele geçirilebiliyor, aşılanan hüznün yanında elbette ki heyecan ve eğlence de var. var ama... hani dedik ya içi boş da olsa, sebebini bilmesek de fena bağlanıyoruz diye, bunun en büyük örneği ve hatta kanıtı da acun ılıcalı'dır.