belli kalıplara sokulmuş, bireyin kendisine ait olmayan düşünce sistemi, medya çağının gelişmesiyle ortaya çıkmış, ancak medya tarafından sunulan ideolojilerin bireyleri yönlendirmesi eleştirel akıldan yoksun birey tarafından farkedilemeyen bir durumdur.kolay hazmedilebilir ideoloji ve düşünceleri milli ve duygusal propagandalar desteğiyle alan birey, davranışlarının ve fikirlerinin kendine ait olmadığını farketmez.bunun sebebide liberal yada kapitalist yapıdaki devletin, iktidarın medya aracılığıyla bireylere özgür ve demokratik bir şekilde yaşadıklarına inandıramasıdır.bu yüzden birey ne, nasıl, neden gibi sorular sormaz.gerçekte özgür ve demokratik haklarının olduğunu sanar.liberal sistemde demokrasi, ağırlıklı olarak üretim araçlarını ellerinde bulunduranlara aittir.
medya çağının ortaya çıkışında da tamamen bilimsel araştırmalara dayanan verilerin sonuçları etkili olmuştur.medyanın birey üzerindeki doğrudan çok büyük etkiler yarattığı tespit edilmiş ve 1900'lerin başından beri medya sosyolojik bir çerçeve içinde ele alınmıştır.
* oktay taftalı'nın 1995 yılında era yayıncılıktan çıkarılan kitabıdır.
Özgürlük bilincinin oldukça geliştiğini varsaydığımız modern toplumlarda, uygulama gösteriyor ki: insanın, kendi özgürlük alanını genişletme çabası, giderek başkaları üzerinde kurduğu egemenlikle özdeşleşiyor. Bu anlamda özgürlüğün dışa doğru bir edim olarak algılanmasıyla, güç istenci arasında, ince bir bağıntıdan da söz edilebilir. Başkaları üzerinde egemenlik kurmak isteyenler, bu egemenliğin gönüllü kabulü için, kendi ayrıcalıklarını haklı, meşru ve kaçınılmaz gösterecek imkanlara gerek duyuyorlar. Burada medya öne çıkıyor. Evet medya ve onun teknolojisi, egemenlik kurma imkanlarının en önemlisidir.
(kitap tanıtımı)
