her oynanışında saatler alan ve "işte oyun budur" şeklinde karşıladığım ve uzmanlaşmaya başladığımı hissettiğim bir strateji oyunu. oyunda çok önemli yer tutan "isyan yönetimi" nin ayrıntıları ile ilgili bazı tüyolar vermek gerekirse şunları şimdilik söyleyebilirim.
- Müslüman bir ülkeyi yönetiyorsanız ve Müslümanların çoğunlukta olduğu bir eyalette çıkmış bir isyanın bastırmışsanız ve ardından isyancılar ile ilgili karar verme zamanı gelmişse isyancıları serbest bırakın. böyle yaparsanız aynı eyalette bir daha kolay kolay isyan çıkmıyor. Hristiyan eyaletlerde ise bu işe yaramaz.
- Portekiz, iskoçya ve Norveç aşırı derecede isyana meyillidir. Buralarda sürekli olarak güçlü ordular bulundurmak lazım. Portekiz ve iskoçya isyanları süreklilik arzeder ve güçlü orduları zamanla eritirken, Norveç isyanları daha çok saman alevini andırır. ilk anda Norveç'teki ordunuzu eyaleti terketmek zorunda bırakan ve eyaletin kontrolünü alan isyancı güçler, birkaç yıl içinde kendiliğinden size katılır. bundan 1-2 sene sonra ise sizin bu eski isyancılardan oluşan güçleriniz yeni bir isyanın muhatapları olurlar. tıpkı amerika'ya ve hükümete atıp tutarak iktidara gelen ve sonra amerika ile işbirliği yapıp, amerika'nın müstakbel işbirlikçisi olan muhalefetin atıp tutmalarına muhatap olan iktidarlar gibi...(mesaja gel)
- Müslüman bir ülke olarak bir hristiyan eyaletini ele geçirdiğinizde yapmanız gereken şeyler evvela sıradaki tarım yatırımını bitirmek, ardından cami yapmak ve son olarak ribat inşa etmektir. bu sisteme kesin olarak riayet edilirse ülkedeki Müslüman oranı ve sadakat artacak, isyan ihtimali sıfıra yaklaşacak ve hasbelkader bu eyalet kaybedilirse, sizin ordunuzun üniformasına bürünmüş isyancılar, işgalcilere karşı sizin adınıza yıllarca mücadele edecektir.
- Ülkenin genişlediği zamanlar isyanların arttığı zamanlardır. Sınır boylarında devam eden savaş için ordunun çoğu sınır eyaletlerinde bulunurken, iç kısımlardaki ordusuz eyaletlerde isyan çıkabilir. bunun için her eyalette küçük bir miktar asker bulundurun. 100 yada 200 peasant yeterlidir. her eyalette olmasa bile eyaletlerin birbirine konumuna göre bir ayarlama yapın. bu güçler hem isyancıları caydırıcı güç olacaktır hem de çevrelerindeki eyaletlerde çıkacak herhangi bir isyana yetişeceklerdir. söz gelimi 200 peasanta sahip olan Aquitanne'da bir isyan çıksa, Navarre, Aragon, Toulouse, Briton ve Burgundy'den hemen bölgeye sevkedeceğiniz askerler, 200 askere sahip güçsüz görünen Aquitanne'da 1200 kişilik bir ordu oluşturacaktır ve bu ordu, ortalama bir isyancı güruhu için yeterli olacaktır.
en güçlü ırkın hiç şüpheye yer bırakmamayacak bir şekilde ispanyollar olduğu oyundur.
en genel anlamada bir savaş stratejisi hazırlamak gerekirse,
early period dan başlayın.
doğu ve kuzeyinizdeki isyancıların topraklarını ele geçirin.
spy bishop ve assasinlerin gücüne inanın. late period tan önce inquisitor kasmayın. ben gerçi papayı dinsilikten yaktırdım ama oyunun en sonuna doğru rank 6 bir inquisitorla.
hristiyan dünyası ile iyi geçinin.
ilk 50 turn içinde büyük ihtimalle bizans varisi olmadığı için çöküyor, asileri satın alın ama önce dini dengeyi sağlayın.
müslüman dünya ile işiniz bitince moğol istilasına kadar yakın doğuyu işgal edin.
zaten bu sırada orta avrupa devletleri birbirini boğazlamakta olduğundan en kolay lokma onlar olacaktır. hem dini yönden hem askeri yönden en kolay bölge orta ve batı avrupa.
papalığa dokunmayın çökerttikten ortalama 15 turn sonra akla hayale sığmayan ordularla geri geliyorlar.
bir ırkı çökerttiğiniz eyalette dini dengeyi sağlayın, vergileri 10 turn kadar düşük tutun ve iyi yatırımlar yapın ki tekrar geri gelmesinler.
ittifaklarınıza asla güvenmeyin.
papa nın çağrılarına cevap verin ilgili ırka saldırın.
haçlı seferlerini boşverin. eli sopalı adamlarla filistini alamazsınız.
en iyi savunma saldırıdır.
bir ırkı hemen çökertmeyin. düşmanın ordularını eritip güçsüz bırakın ve tek bir eyalete sıkıştırın. en az 20 turn kendini toparlayamasın. böylece devasa ordularla geri gelemez. ama bu sırada işgal ettiğiniz eyaletlerindeki dini ve sosyal dengeyi ayarlayın ki o eyaletler de milliyetçi isyanlar olmasın.
limanların ve donanmanın gücüne inanın.
bazen toprak kaybetmek ordu kaybetmekten iyidir.
işe yaramayan prensleri kaybedecekleri savaşlara gönderip halledin. assasin salarsanız da başaramazsa iç savaş çıkartıyor ibneler.
loyality si 4 ün altında komutanınız olmasın.
rank ları yüksek generalleri aynı ordu içinde tutmayın.
ekonomik strateji ise daha farklıdır. ayrı bir entry konusudur.
akdeniz deniz ticaretini ele geçirdikten sonra 'haritanın yüzde 60 ını aldın be pezevenk yeter artık siktir git kalk ders çalış hem bundan sonra paso isyan çıkar , zevkinin içine sıçar oyun bak söyliyim' teklifini kolaylıkla reject edebileceğiniz oyun..sırf constantinapolis'den senelik 4000 florin gelir elde ettiğimi bilirim deniz ticareti sayesinde..bir de spy lar var ki oyunun tadı tuzu..diğer ordu komutanlarının,prenslerin falan kötü alışlanlıklarını tespit edip halka yayan yavşaklar demek spy lar..
günde beş saat oynayarak gözlerimi bozmama neden olan mehter marşıyla oynandığında daha bir gaz veren strateji oyunu.
edit: lan bunun nesini eksi oylarsın bi cvp yazsana çok merak ettim.
oynamadıysanız oynamanızın asla tavsiye edilmediği oyun. ha bir hata eseri oynadıysanız zaten artık yapacak bir şey yok. bir ömür oynamak zorunda kalacağınız oyun.
bir çok kişiyi oldukça ilginç bir o kadar acı tarihi olaylar ile yüzleştiren oyundur. benim yaşadığım bir tanesi şöyledir.
efendim, bundan yıllar evvel medieval total war'ın ilk çıktığı yıllar. çılgın gibi oynuyorum*. oyunun ortalarında bir uyarı çıktı. üzerinde şirin bir çocuk resmi, çocuk parmağıyla bir yeri işaret ediyor. elinde haç, etrafında kendi yaşıtı bir sürü çocuk. mesajın altında alman çocuklar, kutsal topraklara sefer düzenliyor gibi bir yazı var. ilk başlarda fazla dikkatimi ilgilenmedim ve böyle bir olayında gerçekte olamayacağı için oyun içindeki dini atmosfere destek olmak maksadıyla sallama bir olay olduğunu düşündüm. fakat bir sorun vardı. oyundaki diğer tarihsel olaylar gibi*** belli bir zamanda ve hep aynı şekildi çıkıyordu. acaba tarihi gerçekliği var mıdır diye, pek de ihtimal vermeyerek internette araştırdım ve acı gerçekle karşılaştım.
neredeyse mevcut bütün ırklarla mutlu sona ulaştığım oyundur. oyunun en önemli stratejisi sürekli saldırmaktır. barış filan hikaye, önünüze çıkana saldırın. yok edin. karanlık çağda işler böyle yürüyor.
büyük iskender dünya haritasına baktığında fethedecek yer kalmadığı için ağlamaya başlamış. başta anlam verememiştim ama bu oyunu oynarken sonlara doğru içimi bi hüzün kaplar. onun için bir kaç ülke bırakırım merhamet ederim. a kalite bir oyun. ama bayada geyiği çevrilir hani. haritada birliklerimden birini yürüte yürüte yordum adam bana "not pasibul" dedi ben inadına yürütmeğe çalışınca öyle bir nooot passibuull hede hödö değişi vardı ki sanki okkalı bi küfür ediyomuş gibi geldi. şerefsiz.
ilk oynadığım da şürekli anam bu ne ya şeklinde hayret nidaları yükseltmeme neden olan ve osmanlının başına geçip kanuninin, merzifonlunun yapamadığını yapıp fransa önlerine kadar geldiğim oyundur.