medieval 2 total war

entry269 galeri26 video1
    68.
  1. Türkleri seçenlerin, Moğol ve timurlarla karşılaşınca babayı yedikleri, ispanya'nın seçilebilecek en uygun ülke olduğunun söylendiği müthiş oyun.
    2 ...
  2. 67.
  3. doğuyu ele geçiren ve içimde ilerlemekte olan timur, uykumun kaçmasının başlıca nedeni. şehirlere isyan çıkmasın diye koyduğum 100'er kişilik peasant birimlerim, timur'in filleri karşısında road runner yakalamaya çalışan çakal gibi hissetmeme neden oluyor. her seferinde planlar yapıyorum, en t.şşaklı assassin'lerimi ordular üzerine yolluyorum, bi bok olduğu yok. lan müslüman devlet de kalmadı, osmanlı devleti'ni hristiyan yapıp papa'ya mı sığınsam? allah'ım sen affet...
    3 ...
  4. 66.
  5. portekiz ile medium ayarında oynayıp 6 ülkeyle karşı karşıya geldiğim, çıkmaza düştüğüm oyun. düşman ülkeler "milan, ispanya, ingiltere, papa krallığı, fransa, moors"

    en başlarda gayet güzel bir açılış yapmıştım. konsülün verdiği görevleri yerine getirip valencia ve adını hatırlamadığım bir kaleyi daha almıştım. ispanya ile ilişkilerim "outstanding" idi, yani kanki olmuştuk. aradan 15-20 yıl geçti ve fransa ani saldırılar ile hem limanlarımı kuşattı hem de valencia'ya 1900 kişilik dev ordusuyla saldırdı. sürekli ekonomi ve ticaret ile uğraştığım için pek asker yapmamıştım, kaledeki 700 askerim ile 1000 askerini öldürüp vermek zorunda kaldım. Papa nihayet Fransa'yı aforoz etti ve Toulouse'ye haçlı ilan etti. Hemen gidip orayı aldım. Bu arada papa'nın katilleri ispanya yarımadasına girdi (yaklaşık 6-7 tane). "sanırım ispanya'ya dalacaklar" diye düşünürken 3 turn sonra papa'nın donanması ve katilleri bana saldırdı. prensimi ve 2 tane rahibimi öldürdü çakallar. ispanya ile müttefik oluruz diye düşünmüştüm ama nafile, 3 turn sonra papa bana ait ve moorslardan aldığım granada şehrine haçlı düzenledi. milan, fransa, ispanya ve papa krallığı toplamda 10000 kişilik bir ordu çıkardılar. Hatta ve hatta papanın 3000 kişilik ordusu gemilere yüklenmişti. nihayet onu 600 gemiden oluşan donanmamla yakmıştım. 6 tane assassin'im vardı ve 2 tanesinin rütbesi yüksekti. fransız ve milan ordularının generallerini öldürmeyi başardım ve 4 tane suikastçimi kaybettim. geriye 10.000 kişilik dev ordu ve emrimdeki yaklaşık 4000 askerle savunulması gereken bir kale vardı. sonra 1400 kişilik moors süvarilerinin de ispanya yarımadasına geçtiğini görünce "sıçtık" dedim ama milan ordusuyla savaştı ve geri çekildi.
    neyse önemli kale savaşına gelelim, 1200 ü normal 300 ü crossbow olmak üzere 1500 okçum ve 600 küsür süvarim vardı. gerisi ise piyade idi. 3 general savaşı yönetecekti. diğer şehirlerimde 200-250 askerden fazla bırakmadım, sırf public order düşmesin diye.
    ilk savaşta milan - fransa müttefikleri saldırdılar. allahtan merdivenlerle koçlarla falan geldiler de, okçularımla araçlarının çoğunu yaktım. sura çıkmaya çalışan zavallıları da sur üstünde bekleyen piyadelerim öldürdü. yaklaşık 29 dakika süren savaşı 560 kayıpla bitirdim. onlar ise 3500 den fazla kayıp vermişlerdi. sevinçliydim, 6000 küsür askerleri kalmıştı. çevre şehirlerden en fazla 500 asker toplayabildim. hasar görmüş milan ordusuna bu süvariden oluşan birlikle bir kamikaze dalışı yaptım. doğru hamleyi yaptığım için 900 kayıp verdiler, askerlerimin tümü ölse de artık kaleme girecek orduları yok diye düşündüm. daha sonra fransa 1-2 kez daha saldırmayı denedi, o savaşlarda da 1500 e yakın askerim gitti. ama fransa tamamen geri çekilmişti, sevindim. tabi sonradan bir baktım ki, papa ordusunda 6 mancınık bölüğü varmış. neyse efendim, 2000 küsürlük papa ordusuyla surların yıkılmasıyla birlikte sokak savaşına girdim. adeta stalingrad muharebesi gibiydi, kalenin her bölgesine okçuları dağıtmıştım, her bölgede savaşıyordum. şehir merkezini bir onlar ele geçiriyordu, bir ben. 1 saat süren bu yıpratma savaşından da galibiyetle çıktım. geriye kalan 1767 askerime papa 3 kez daha saldırdı. bu saldırıları püskürttüm fakat 450 askerim kaldı. işim bitti diyecektim ama şu an tüm haçlı orduları geri çekildi. ispanya ordusu kalemin 100 mil ötesinde öylece bekliyor, milanın kalan artıkları fransa'ya doğru ilerliyor ve fransa ordusu da bir grup rebel ordusu yüzünden bana saldıramıyor. şehirdeki binaların onarımı için kalan az paramı harcadım, 2 bölük mızraklı birliği yaptım. daha ilerisini oynayınca yazacağım sözlük.
    0 ...
  6. 65.
  7. milan krallığı ile papalığı kolaylıkla ele geçirebileceğiniz oyundur. şimdi efendim oyunun başlarında bu krallıkla oynarken, size verilen görevlerin dışında herhangi bir ülkeye savaş falan açmayın. sürekli ülkenizi geliştirin, priest ve merchant çıkartın ve dinsel, ekonomik olarak hakimiyetiniz olsun. haçlı seferlerine katılabilirsiniz, papayla aranız muhteşem olacaktır. bir de assassin yetiştirmenizi istiyorum, 4-5 tane olsun elinizde v bunlarla sürekli ordu kaptanı, diplomat ve prenses öldürün, deneyimleri artsın. hatta şehirlerinize master assassin's guild falan inşa edin ki diplomalı olsunlar.
    çevre ülkelerle dostluk kurmayı ihmal etmeyin bu arada, ve sürekli ordu oluşturun. bu ordularınız o kadar büyük olsun ki, çünkü saldıracağınız ülke papanın krallığı olacak. 4 deste bölüklü orduyu oluşturduktan sonra - tabii ki mancınık ve top destekli olmalı- papa'nın italyadaki tüm kalelerine saldırın. yalnız bu iki full ordu aynı kaleye saldırsın ayrı ayrı yerlere saldırmayın papa'nın güçlü ordusuna karşı koyabilmek için tüm gücünüzü kullanmak zorunda kalacaksınız. neyse efendim bu kuşatmalar sonrası papayla aranız kötü oluyor ama siz akıllı davrandınız, büyük katedraller ve bir sürü priestiniz var. şimdi son darbeyi vuracaksınız, oldukça deneyimli assassinlerinizle papaya suikast düzenleyeceksiniz ve onu öldüreceksiniz. ha öldüremezseniz zaten papa roma'yı almak için fransa taraflarından ordusuyla geliyor, onu savaşta öldürürsünüz.
    işte efendim papa öldükten sonra da sizden seçiliyor %95 ihtimalle. zaten papa'nın çıktığı şehir de sizin elinizde. bu noktadan sonra kimse size bir şey yapamıyor, isterseniz tüm avrupayı fethedersiniz.
    2 ...
  8. 64.
  9. kafamız dağılsın, işsizlik stresi canımızı sıkmasın diye kurulup oynanmak istenen fakar ilgili forumlarına girip yeni birkaç şey eklemek isteyince işin içinden çıkılmayan oyun.. bir mod sevdası almış bu oyun tutkunlarını gitmiş.. siz de ona bakayım buna bakayım derken saatlerce oyun oynayamıyorsunuz.. kafayı yedirtiyorlar adama..
    1 ...
  10. 63.
  11. ekran başında insana hayatının en heyecanlı, en duygusal anlarını yaşatabilen; oyun lafının az kaldığı süperliktir. okuyun, ben de anlatayım. arkadaşım boyutu 14 gb olduğu için indiremiyor, ben de büyük boyutlu olduğu için cd'ye falan atamıyorum, ne parçalamayı bilirim ne nero'dan çekmeyi falan zaten. dolayısıyla, arkadaşım bana geliyor, birlikte oynuyoruz, okulda devamlı ülke hakkında bilgi veriyorum vesaire, ulan koca adam olduk hala çocuk gibi evde birinin bilgisayarında oyun oynuyoruz anasını satayım. her neyse.

    türklerle oynuyorum, fransa sarmadı. beceremedim daha doğrusu. ayarlardan girdim, 4 turda 1 sene atlanacak şekilde bir değişiklik yaptım. böyle çok daha iyi oldu, 900 tur kadar tepe tepe oynayabiliyorsun. tur yerine yıl yazıyor sağ alt köşede de. her neyse. başladım türklerle, ilk görevleri yaptım. tiflis'i, erivan'ı aldım sanırım; erivan başlangıçta da benim olabilir şimdi hatırlayamıyorum. çok hızlı bir şekilde, doğu tarafına doğru genişledim. güneyde antakya ve adana'yı, kuzeyde trabzon ve tiflis'i, güneydoğu'da musul ve edessa dedikleri, türkçesini bilmediğim bir yeri aldım. daha sonra şimdi türkçeleştiremeyeceğim acre, damascus şehirlerini alarak mısır'a kadar indim. jerusalem, gazze, iskenderiye ve kahire'yi aldım. bizanslılardan aldığım kıbrıs hala tehlikedeydi, ordu çıkarıp, adadaki 150 civarındaki bizans askerini denize döktüm. arkadaşım günlerdir istanbul'u fethetmemi salık veriyordu, hatta bir keresinde ak sakallı dede kostümü bile giymişti beni etkileyebilmek için. çağırdım bugün. "fethedeceğiz, gel bakayım" dedim. izin vermemişler evden kaçmış öküz. istanbul aşkına. o an başladı.

    aman, o nasıl heyecan... sene 1126, hazırlıklar başlamış. hangi şehirden kaç adamla çıkacağımı düşünüyorum, gemilerimi düzdürüyorum, harita üzerinde muhteşem bakışlarımla haşin bir komutan olarak, son düzenlemelerimi yapıyorum ve bekliyorum.

    sene 1127. anadolu'daki şehirlerimi savunacak askerlerim, ancak çıkmaya başlamışlar. kayseri, bursa, konya, trabzon ve kıbrıs'tan asker getireceğim. ve bu şehirlerde kayseri ve trabzon'da 500, bursa'da 200, trabzon'da 600, kıbrıs'ta 300 asker olmak üzere, toplam 2100 askeri savunma amaçlı bırakacağım. kayseri ve konya anadolu'nun göbeğinde, bizans bir ordu gönderip alabilir diye tırstım. trabzon'a gemiyle çok rahat çıkabiliyorlar, şehir çok kolay düşebilir; savunma sağlam olmalı. kıbrıs'ın da aynı şekilde denizden basılma ihtimali çok yüksek. bu kadar askerin çıkması, 1130'u buluyor.

    1131 yılında, savaşa gidecek askerlerin ve gemilerin yapımına başlanıyor, başlıyorum. önümde sümüklü bir kağıt var, istanbul'u fethederken nereden ne çıkaracağımın basit, hızlıca bir planını yapmıştım. captan quayit komutasında 695 kişilik bir ordu getirecekmişim. sundak al aziz, kitbugha'nın gemileriyle 526 kişi getirecekmiş. çağatay, amiral abi kaptanlığında -o ne lan öyle- 601 askeri istanbul sınırına dizecekmiş. kaptan derya ve kaptan murat da 680, 355 kişilik ordularıyla bu savaşa katılacaklarmış.

    hesapta böyleydi.

    tüm orduların yapımı 1139 yılını buldu. altını nereden bulduğumu merak edenler olacaktır, istanbul fethinden önce 211 bin florin param vardı, fetihten sonra -800 florine düştü fakat sonradan toparlamayı başardım. neyse, burası pek önemli değil aslında. efendim, 1139'da trabzon'dan gemileri getirdim. askerlerimi karadan çıkardım. kitbugha'nın gemisiyle, bütün askerlerimi çanakkale'ye yığdım, izmit tarafından girilemiyordu. 270 gemiyi boğazın etrafına dizdim ki bizans trabzon'a falan gidemesin, giderse de bok yiyip dönsün. bu ahval ve şerait dahilinde, ilk savaşı 1142'de çıkardık.

    bizans'ın 8 ordusu vardı, bizim 6. bir ordumu direkt olarak kuşatmaya gönderdim, çeşitli ıvır zıvırla surları yıkmayı deniyorduk fakat yıkılacak gibi değillerdi. diğer ordularım da, bizans ordularıyla savaşa tutuştular. ilk savaşta 850 kişiye karşı, 1200 askerle savaştım ama berbat bir şekilde kaybettim, çanakkale'den bursa'ya çekilmek zorunda kaldım. aynı yıl içerisinde, zayıflayan bizans ordusuna tekrar saldırdım. bir ordumla, 2 bizans ordusunu yok ettim, geri kalanı çekilmişti; 3 orduyla kuşatmaya başladım ve istanbul'u kolaylıkla alarak, yani daha doğrusu, kuşatmayı fazla uzatmadan; 10 bin florini de cebime atarak aldım.

    muhteşemdi be sözlük. settlement captured yazısını gördüğümde, yerimden fırladım, birbirimize sarıldık, sanki gerçekten fethetmişiz gibi "işte bu lan!" diyip kemiklerimizi kırarcasına tepiştik, havada perendeler attık.

    istanbul bizimdi. koydum içeri 800 askeri. sonra macarlar-bizanslar birleşti, 4000-5000 adam getirdiler, hala da getiriyorlar. ama şehirdeki savunma sağlam olduğu için, henüz yakınına yaklaşamadılar.

    böyle muhteşemdir bu.
    10 ...
  12. 62.
  13. tek eksiği adam gibi bir diplomasiye sahip olmamasıdır. bir kere adam reddetti mi teklifinizi nuh der peygamber demez. istersen dünyanın parasını ver..

    neyse empire total war a sarmak lazım artık..
    0 ...
  14. 61.
  15. kingdoms pakediyle birlikte bir haftadır oynamakta olup başından kalkamadığım, ilginç bir şekilde henüz 1127 yılına gelebildiğim kıl oyun. evet bir haftada ancak 30-40 tur civarında oynayabildim.

    fransa ile ortabatı avrupa'nın* yanına koyduğum güzelliktir. dijon, metz, toulouse, bordeaux, rennes, rheims, paris, marseille; hepsi benim. üstelik britanya'nın tamamına yakınını almış bulunmaktayım. almadığım bir inverness kaldı bir dublin, o da kıçı boklu isyancıların zaten, seneye çökertirim. ama sıkıldım hacı, rusya'yla moğollara binmek istiyorum.
    1 ...
  16. 60.
  17. tarih derslerine yoğunlaşılan dönemde, eroinmanın eroine duyduğu özlem gibi istediğimiz, krizlerine girdiğimiz oyundur. windows vista ultimate'te çalışıp çalışmadığı, bununla birlikte sistem gereksinimleri de merak edilmektedir, dev gibi oyunu indirip mik gibi kalmayalım. 512 mb ram ile olacak gibi değil gerçi. *
    0 ...
  18. 60.
  19. tek kelimeyle mükemmel olan oyun. direk aksiyon arıyorsanız fransayla başlamanız önerilir. etrafınızda savaşacak çok fazla devlet oluyor.

    rebel captain'lara suikast yaptırarak assasin yetiştirip sonra generallere ve şehirlere göreve göndermek çok zevkli. ayrıca katolikseniz papayı dinleyin, yamuk yapmayın, haçlı seferlerine falan katılın. öttürüyorlar adamı. *
    türklerle oynamak için patch'i var. indirince türkler de açılıyor.
    1 ...
  20. 59.
  21. her ne kadar bir ömür geçirilecek tipte bir oyun olsada böyle manzaralar moral bozuyor.

    http://img214.imageshack....3/yenibitelemresmihl1.jpg
    3 ...
  22. 58.
  23. en iyi strateji papayı maaşa bağlamaktır. bu şekilde isterseniz hristiyan kesin, papa size birşey demez.
    bir sonraki adım düşmanlarınızı aforoz ettirmek ve haçlı seferi düzenlettirmek.
    bunları başarırsanız kısa sürede oyunu bitirirsiniz.
    1 ...
  24. 57.
  25. özellikle seslendirmeleri ile gönüllerde taht kuran oyundur. ama türklerin kelimeler seçmesi biraz üzücü. bazı klasikler;

    -inşallah we will crush our enemy (müslüman ordunun saldırması)
    -who has rejected şerrriah / yuo will now sufferr the huduuut (imamın dinsize saldırması)
    -they fight like a cornered snake, full back(yenilen müslüman ordusu)

    -düşman imamların her türlü "infidel" demeleri

    -i will take your land and women(düşman general klişesi)
    -hah haha haaa vicktory(venedikli zafer sonrası, yazıldığı gibi değil çok değişik)

    ve prenseslerden vecizeler;
    -how could you ask this of us, never(çok ince ve öfkeli bir ses tonu)
    -tell me father is he rich(evlenmeye gönderilen prenses)
    -finally married(evlenen prenses... çok içten söyler hemde)
    -do you always dissapoint women(diplomasıde istediğini alamayan prenses)

    not: devamı gelecek biraz oynayıp hatırlamam lazım.
    2 ...
  26. 56.
  27. sicilya ile sessiz sedasız, çok baba gelişip, norman şovalyeleriyle moğol, timur dinlemeden eski dünya karalarında hüküm sürme fırsatı verir, tadından yenmez, ego dolar odanız.
    2 ...
  28. 55.
  29. sıraya dayalı tarihi strateji oyunu. oyunun ne kadar şahane olduğunu görmek için üsteki entryleri okumak yeter ama oyundaki güç dengeleri hakkında konuşmak lazım.

    efendim aynı eski total war serisindeki gibi burada da güçler dengesi oyunun gerçek tarihe benzemesi üzerinde kurulmuştur. yani bizans ve iskoçlar gerçekteki gibi ilerleme sağlayamayacaklardır. emeviler ve mısır biraz daha fazla teknolojiye ayak uydurabilecek ama ileriye dönük çok da güçlü olmayacaklardır. yine almanlar ve fransızlar karada güçlü olurken, portekiz ispanya ve ingiliz olarak denizlerde asıl güç olacaksınız. ruslar ancak çok ilerde güçlü olacakken diğer ufaklı tefekli devletler ufak tefek olmaya devam edeceklerdir. türkler ise güçsüz değildir ama onlarda ruslar gibi geleceğe dönük olarak güçlüdür. yani türkler barutun icadından sonra bir güç teşkil edebileceklerdir.

    yani oyundaki belirleyici güçler;
    -almanya; baştan sona şahane bir kara gücü
    -fransızlar; başta zayıf ilerde almalara yetişecek seviyede
    -ingilizler; denizde güçlü karada fena değil
    -ispanyollar; ingilizler gibi ama karada daha güçlü denizde daha vasat
    -portekiz; karada hafif ve hızlı denizde gayet güçlü
    -italyanlar; başta güçlü hem karada hem suda güçlü ama sonraları vasat
    -türkler; müslüman kavimler arasında tek geleceği olan, ilerde iyiler arasına giriyor
    1 ...
  30. 54.
  31. muttefiklerinizin ani bir kararla size dalabildigi oyun. ordulari hayvan kadar bir adamin temsil etmesi de sacma olmus.
    0 ...
  32. 53.
  33. şu saatte uyanık olma sebebim, akşamdan kalmanın/akşamdan kalmalığın tam karşılığı. of.

    hmm. bak şimdi mesela, danimarka ile başladım dün, dün sabah. 46 bölge var elimde şu an, akınlarıma başkentim çevresindeki bir-iki isyancı yerleşimini saymaz isem, iskandinavya ile başladım, iskoçya ile devam ettim, ardından ingiltere, ardından fransa ile az gittim uz gittim, sürüyle ülkeyle (ingiltere ve fransa dahil eheh) müttefik oldum, sonra kazık attım. ama henüz macaristan'a kazık atmamışken, içinde az buçuk adamım olan bir şehrimi kuşattılar, ama alamadılar. ben de bu hareketlerine karşılık, görebildiğim tüm macar şehirlerine girdim, bitti. ispanya'nın eski fransa yeni danimarka sınırına en yakın iki yerleşimini aldım, ikisine de aynı anda saldırdım, aynı anda ele geçirdim, şehirleri alıp halkı kılıçtan geçirdikten sonra ikisini almak için kullandığım birlikler ile üçüncü şehre doğru yola çıktım. benimle ve ispanya ile birlikte, emeviler de var, portekiz yok, ispanya bana bırakmadan defetmiş portekiz'i. ingiltere'yi, toprakları tanımlamak için kullanmıyorum burada, "faction"ı almadan önce, adanın orta doğusuna çıkarma yaptım ve iskoç ve ingiliz şehirlerinin/birliklerinin arasından geçip dublin'i aldım. sonra iskoçlar'ı defettim işte, sonra da güneye indim. britanya adası'nı bitirmeden avrupa anakarasına çıkmadım, yani ingiltere'nin son toprağı caen idi. işte, ingiltere'yi fethetmeden önce çevremdeki -almanya dahil- herkes ile müttefik oldum, "evet bunu yaptım". aslında iskoçya'yı fethetmek gibi bir niyetim yoktu, ama gittik gördük ki ingiliz amcalar daha almamışlar tek bir şehir bile, ellerime tükürüp işe koyuldum ben de ne yapayım. şu an, yani oyunu en son kayıt ettiğimde de diyebiliriz buna, doğumda bir ya da iki polonya şehri ve ruslar -ki kendileriyle bir münasebetim yok, güneybatımda ispanya ve emeviler, güneyimde vatikan, iki sicilya şehri ve iki venedik şehri var. milan'ı fethettim diye hatırlıyordum ama çıkaramadım şimdi tam:/ hmm başka.. mesela bu seferki haçlı seferlerinden birine, iki devlet katıldı, bu benim için yeni bir şeydi (sevgili günlük şeyine girdim hay allah). moğol istilası gerçekleşti, artık onlar da yerleşik düzene geçtiler. almanya'yı, birkaç polonya şehrini ve macaristan'ı ele geçirdikten sonra, bir kısım ordularımı (ki buna doğu ordularım demek gayet yerinde bir deyiş olur - ben diyorum halihazırda) planlı bir şekilde doğuya sürmeye başladım, kalan polonya şehrini/şehirlerini ve rusya topraklarını ele geçirmek içi vee, moğol sınırlarına girdim. bir isyancı şehri çıktı karşıma, onu aldım şimdilik, kuzeydoğudan rusya'ya, doğu'dan polonya ve moğolistan'a akınlarım sürecek. sonra da cebelitarık'ı dikine geçecem (yani iber yarımadası'ndan kuzey afrika'ya) ve eş zamanlı olarak da, o zamana kadar şu an sınır komşun olan bizans imparatorluğu'nu da ele geçirdiğimi varsayarsak, anadolu'dan suriye'ye ve israil'e ve sina'ya geçecem. cebelitarık temelli ordum ve anadolu temelli ordumu kuzey ya da orta afrika'nın ortalarında birleştirecem işte. belki gerekirse çıkarma da yapabilirim destek için -ya da karadan gitmek yavaş gelirse gözüme/beynime. hayvani deniz filolarım var söylemesi ayıp. e ne yapayım, yarımadayım ben, danimarka'yım. üstüne üstlük, tek bir şehirle başlıyoruz oyuna danimarka iken, yaa.

    üf, daldan dala atlamalı oldu fazlasıyla. varsın olsun.

    ek: türkler'in tipini sevmedim ben. hep belli avrupalılarla, yani bütün avrupalılar ile değil, bazıları ile oynuyorum. mesela ispanya/portekiz ile oynamam ama gayet fransız olurum. ağır süvari seviyorum ben. almanlar da iyidir. ağır süvarisi olmayanlar ile oynayamıyorum pek. öğrenecem ama. belki.
    3 ...
  34. 52.
  35. şu saatte uyanık olma sebebim, akşamdan kalmanın/akşamdan kalmalığın tam karşılığı. of.

    4-5 gündür oynuyorum bunu. bu gece başında, grand campaign'in bütün devletlerini açtım işte, ingiltere ile başladım. "madem ingiltere'yi seçecektin, neden diğer devletleri açtın ki boşuna?" demeyin, denemek istedim yarrağım. neyse işte, daha acemi saydığımdan kendimi, long değil short'u seçtim -ki bu ingilizler ile demek oluyor ki 15 bölgeyi elde tutmak ve iskoçya ile fransa'yı defetmek. long'da ise 45 bölgeyi elde tutmak ve kudüs işte. onu da sonra yapacam, beynim eridi/beynim eriyik. demek istediklerim, abi haçlı seferlerinin amına koyayım ya. toplam iki haçlı seferi düzenledi papalar, birine bir tek ben katıldım, diğerinde benimle birlikte danimarka da. lan öyle haçlı seferi mi olur? nerde richard the lionharted'ın, charlemagne'ın bilmem kimin beraber katıldığı sefer, nerde bu? charlemagne'ı çok fena götümden uydurmuş da olabilirim, beynim eridi/beynim eriyik diyorum ya, dingil. ya iskoçya'yı falan kolaycacık defediyorsun zaten, adanın en kuzeyindeki kaleyi alıp, irlanda'yı da fetih edince güneye, fransa'ya indim, zaten caen bizim direkt. ben gözüme daha güvenli göründüğünden, rennes midir nedir o boku aldım önce isyancılardan -rebels-. zaten lordlar kamaramız ilerde almamızı öneriyor orayı. cepte orası. papa, hristiyanlara saldırmamam konusunda fransa'dayken bokluk çıkardı, ben o sırada milan ve kutsal roma-german imparatorluğu ile müttefiktim ve bu üçümüz arasından sadece ben afaroz edilmemiştim -diye hatırlıyorum. neyse işte, zaten atak yapmadan önce uyarılıyoruz, bu hamlen sonucunda afaroz edecez seni diye, öyle yani. gayet de ediyorlar, ama papa değişince geri alınıyoruz "avrupa hristiyan birliği"ne. oyundaki en en en sinirlerimi harap eden -eheh- şey -ki iki defa başıma geldi, komutanlarımın isyan etmesi. allah belanızı versin, sizin yüzünüzden güzelim ordularım gitti lan! gıcır gıcır birliklerimi sefere çıkarmışken tam, evlat acısı gibi koyuyor. hmm başka ne var, beni çok bağlamıyor da, mesela priest'im heretic oldu, öldürmek zorunda kaldım. campaign'in gerekliliklerini yerine getirdikten sonra işte oyuna devam edebilme şeyi var, ben video çıkacak mı diye merak ettiğimden etmedim, güzeldi sonda çıkan video campaign'in. diğer devletlerle de oynadıkça yazarım işte bir şeyler. kalın sağlıcakla.

    dipnot: "ateist devlet" istiyorum lan, papa'yla mı uğraşacam.

    edit: ehe, sağ ol eksi için ya, ben de çok üzüldüm komutanımın satılmasına:(
    8 ...
  36. 51.
  37. assassin yetiştirmenin oldukça zor olduğu oyun. kaliteli suikastçiler yetiştirmek isterseniz işe diplomat, prenses ya da ordu kaptanı öldürmekle başlamalısınız. bunları %40 ve daha fazla şans oranı ile öldürebileceğiniz için seviye atlatması daha kolay olacaktır. rütbesi yeterince artınca generalleri de öldürebilirsiniz. eğer papanın suikastçilerini öldürmek isterseniz bu yetiştirdiğiniz deneyimli assassinlerle deneme yapabilirsiniz.
    eğer bir diplomat şehir ya da kalenize doğru boş teklifler atıyorsa, yani bir şey söyleyecekmiş gibi görünüyor ancak teklif gelmiyorsa size saldıracağı anlamına gelir.
    2 ...
  38. 50.
  39. Alanında en iyilerden biri hatta en iyisidir. Yaşanılan çağın tüm askeri ve sosyal yaşam ögelerini bünyesinde barındırmasıyla gerçekçilik konusunda oynayana inanılmaz bir tatmin sağlar. Özellikle yoğun iş ve sınav zamanlarında uzak durulması gereken bir oyundur zira kendinizi bir kaptırırsanız saatlerce sürmektedir. Hatta oyunu kapattıktan sonra bile timur un fillerle dolu güçlü ordusunu nasıl yenerim? moğollardan nasıl kurtulurum ? yok papayla ilişkilerim falan deyip manyak manyak düşünmekten kendinizi alıkoyamıyorsunuz.
    1 ...
  40. 49.
  41. portekiz ile rahat bir biçimde oynanan oyun. yalnız ilerleyen bölümlerde mısır'ı ele geçirseniz ve moğol ordularını yenseniz bile, güçsüz portekiz orduları timur orduları karşısında hiçbir şey yapamıyor. aman dikkat, eğer böyle bi durumla karşılaşırsanız, timur ordularının 10-15 katı ordunuz olmadan savaşa girmeyin. ciddi anlamda inanılmaz charge eden bir ordu ve tüm ülkeleri darmaduman edebilecek bir kapasiteye sahip.

    (bkz: timurids)
    1 ...
  42. 48.
  43. portekiz ile oynarken adaları ve kıyıları elinde bulundurmanın çok önemli olduğu oyundur. çünkü portekiz denizde çok avantajlıdır, gemileri de güçlü olduğu için 2-3 tane ada ve bir iki tane kıyı şehirini elinizde bulundurmanız very hard'da oynasanız bile çökmeyeceğinizi garantiler(ülkenin barış içinde bulunduğu varsayılıyor).
    bu ülke ile oynarken ilk iş ispanya ile can ciğer olmaktır. hatta kızlarını alıp iyiden akraba olunmalıdır. bu kısmı kolay, çünkü ispanya seve seve veriyor kızlarını.
    daha sonra irlanda'ya çıkartma yapılarak ada ele geçirilmeli. ingiltere ile papaz olunmamalı bu arada, iskoçlara karşı bir ittifak önerisi yerinde olur.
    haritanın uç kısmında olduğunuz için tek tehlikeli düşmanınız moors olacaktır, ispanya ile birlikte adadan atabilirsiniz. bu arada bol bol haçlı seferlerine katılın, papa'nın gözüne girin. sürekli din adamı çıkartmaya bakın ki cardinalleriniz olsun ve papa sizden çıksın hatta.
    oyunla ilgili önemli bir sır vereyim; uzaktaki bir ülkenin diplomatını ülkenizin civarında görürseniz bilin ki ordusu yaklaşıyordur.
    4 ...
  44. 47.
  45. strateji oyunu kavramina yenilik kazandiran oyun. ozellikle savas sahnelerinin gercekligi ve muzikleri ile bizi farkli diyarlara surukluyor*.
    2 ...
  46. 46.
  47. bilgisayarınızın ram'ini iyice bi yükseltip antialysing özelliğini açınca keyiften ölebileceğiniz bir "savaş şovu". harika bir strateji kurgusu. ingilizlerle fransızlara dalmak, hatta kutsal roma cermen imparatorluğuyla ortada kalıp tüm avrupa ile savaşmak büyük bir haz.

    şiddetle tavsiye olunur!
    2 ...
  48. 45.
  49. very hard difficulty'de iskoçya ile oynamanın uzun vadede bir anlam ifade etmediği oyundur.
    başlarken yok etmeniz gereken ilk ülke ingiltere oluyor. o yüzden ingiliz şehirlerine yakın bölgelere asker yığıp saldırı yapıyorsunuz. yıllar henüz 1100'lü yıllar olduğu için siz daha avantajlısınız, teknoloji de yok nasıl olsa, savaşların çoğunu kazanbiliyorsunuz. en zoru ise londra'yı ele geçirmek oluyor. ancak londra'yı ele geçirdiğinizde iş bitmiyor, çünkü ingiltere norveç taraflarındaki kalesinden sürekli çıkartma yapmaya çalışıyor. ancak bu önemsiz çünkü yolladığı askerler büyük sayılarda değil şehirlerinizde 4-5 bölük asker bulundursanız yeterlidir. bu arada portekiz de irlandaya saldırılar düzenliyor ara sıra, dikkatli olunması gereklidir.
    şimdi tüm britanya sizin, peki sonra ne olacak? bir bakmışsınız ki yıllar ilerliyor, yeni yeni teknolojiler gelişiyor. ancak sizde tık yok, top tüfek yok. bir tek şu eski model toplardan var. onlarlan da büyük kale yıkmak neredeyse imkansız oluyor. kısacası bundan sonra saldırı yerine savunma yapmak durumunda kalıyorsunuz. daha da ilerlemek istiyorsanız bundan sonra en büyük silahınız diplomasi olacaktır. o nedenle doğu devletleriyle dostluk anlaşmaları imzamalanız gerekmektedir. timurlar, moğollar ya da türkler. bu ülkeler ile dost olmaya çalışın, çünkü siz avrupa'ya açılmak istiyorsunuz ve avrupalılara karşı olan düşmanca tutumunuz doğu'nun işine geliyor ve genellikle kabul ediyor bu tip anlaşmaları. ondan sonra sağdan onlar üst taraflardan siz saldırıyorsunuz ve payınıza düşeni alıyorsunuz. genelde de bu sıralarda oyun bitiyor, eğer devam etmek istiyorsanız doğu'nun yeni hedefinin ülkeniz olabileceğini unutmamalısınız.
    3 ...
© 2025 uludağ sözlük