medieval 2 total war

    6.
  1. imam'ların özelliklerinde "God speaks him directly" ifadesinin standart olduğu oyun.

    Müslüman ülkelerin komutanları arab şivesiyle konuşmaktadır. yenilen komutanlar "inşaallah we will have revenge", saldırı emri alan komutanlar ise giderek yükselen bir tonlama ile "our enemies will suffer great sültan*" diye bağırmaktadırlar.

    sultan ile evlendirmek için göz koyduğum portekizli prenses ise "marry one of your objects? i prefer death" diyerek beni karasevdaya düşürmüşdür. nitekim kendisinin bu tercihin ülkesini tarihe gömerek yerine getirdim. halbuki kabul etse elini sıcak sudan soğuk suya sokdurmayacakdım*, iyi mi oldu şimdi ülkesi yıkıldı, kendisi yaşıyor mu belli değil, ölmediyse saygın bir prensesken yalova kaymakamı oldu. insan hata yapmayagörsün...

    (bkz: sültansın dediler kız vermediler)

    (bkz: kara lizbon yanıyor)
    57 ...
  2. 29.
  3. rome total war dan sonra aslında büyük heyecanla beklenecek olsa da barbarian invasion gibi boktan bir expansion back yüzünden daha fazla umutsuzluk ve merakla beklenene oyundu.

    korsanda yeni çaresi bulunmuş. oyun sadece 3 gb. rarlı dosyayı bilgisayarınıza açıp da içindeki set up a tıklayıp kuruyorsunuz. sizden direct x in son sürümünü istiyor. internet sitesinden kurulabiliyor. ama "ben zaten başka oyun oynamam, sadece medieval 2 total war oyniycam hem direct x çok büyük; bense kotalı kullanıcıyım" diyorsanız dxd9_30.dll dosyasını google da aratıp indirdikten sonra windows içindeki system32 klasörüne atmanız çözüm olacaktır.

    öncelikle ekran kartınızın shader özelliğinin olması lazım ki bu artık son zamanlarda en çok istenen özellik.*. kişisel fikrimce oyunu hiç de beklenildiği kadar güzel yapmayan, artıdan ekran kartınızı aşırı yoran bir gereksiz birşey.

    oyun normal olarak 256 mb ekran kartı ve 1 gb ram istiyor. ancak dip not olarak 64 mb ekran kartı ve 512 mb ram ile en düşük grafiklerde az bir takılma ile oynadığımı eklemek isterim. meydan savaşlarında takılma olmazken şehir kuşatmalarında bilgisayar zorlanıyor. önerim laptop kullanıcısı iseniz 1 gb ram ve en az 256 mb nvidie geforce 7300 go ekran kartı.

    campaign map güzel gözüksün diye çok kasmışlar. denizlerin hareketi, ağaçların gölgesi, bunlar bilgisayarı hep çok yoran, işlemciyi aşırı ısıtan detaylar. bunları kapatmanız ise mümkün.

    gelelim oyun oynanışına. herhangi bir total war kadar rahat oynanabilir. eğer rome da savaş taktikleri üzerine master yaptığınızı var sayarsak medieval 2 total war da işe girdiniz demektir.

    oyunun başında 5 tane ırk ile oynayabiliyorsunuz. oyunu bitirince diğer ırklar açılıyor. oyunu bitirmeden tüm ırklarla oynamak için yine sega/medieval 2 total war klasöründe world/maps/campaign/imperial_campaign klasörü var. onun içinde descr_strat var. önce üstünde sağa tıklayın, salt okunur u kaldırın. sonra içine girip de unplayable ları playable ların altına yapıştırın. dikkat etmeniz gereken unsur non-playable lara dokunmamak. eğer onları değiştirirseniz oyun çöker.

    bu bir savaş oyunu evet. ama savaş oyunundan daha da öte bence bir devlet yönetme simulatör ü. tıpkı flight simulator gibi. diplomasi çok önemli. bu yüzden yapay zekadan beklenti artıyor. savaş meydanında yapay zeka biraz sınıfta kalıyor. campaign map te ise bence rezalet. ama yine de bunun bir oyun olduğunu düşünürsek tatmin edebilir.

    bir oyun taktiği olarak barışçı olun. savaşmayı her zaman son seçenek olarak kullanın. şehirlerinizde ilk dikeceğiniz 3 bina roads-trade merkezleri-farm lar olsun. bunları sırası ile yapın. rebellerden aldığınız şehirleri kale yapın. 3 ayrı kalede yaya atlı ve okçu birimlerinizi yetiştirin. üçünü de aynı kalede yaomaya kalkışmayın. kale savunmalarınızı güçlü tutun.

    türklerle oynuyorsanız bağdat ı oyunun başında alıp kale yapın. olmazsa musul u kale yapın. 1150 ye kadar güçlendirin. mısırlılarla hemen dost olun. dost olma işlemini yavaş yavaş yapın. önce trade right verip 20 sene sonra alliance önerin. 1200 yılında ise musul çevresine fortresslar yapıp da askerlerle fulleyin. olabildiğince janissary heavy infantry veya siphahi olsun. komutanlarınızın yıldızı en az 7-8 olsun. 1210 da gelecek moğollara karşı başka hiçbir çareniz yok çünkü. bu birinci çözümü. bundan sonra yiğit savaş meydanına belli oluyor. ancak söyleyeceğimdir ki moğol okçularına karşı çaresiz kalacağınız kesindir. o orduları durduramayacaksınız. sakın ben bunlara dokunmayayım onlar da bana dokunmadan gitsin demeyin. bir bakmışsınız adamlar adana'da.en iyisi çözüm siz de aynısını yapın. batıya kaçın.

    timur gelicek daha sonra. bu kısım evlere şenlik. timur a bakıyorunuz 40 adam var ordusunda. bizde ise 700 adam. ama onun ordusu daha güçlü gözüküyor. gülüyoruz. savaş meydanına gireince timur un fillerin üstüne top atar koyduğunu ve askerlerinizi resmen havaya uçurduğunu görüyoruz. ağlıyoruz göz yaşları ile.

    yıllar geçiyor amerikaya gidiyoruz atlı türk okçularımız ile. aztekli yiğitlerin elimize verişini izliyoruz orda da. yaşlar doluyor gözlerimize yine bu gururlu vahşileri görünce. ben ettim ben buldum diyoruz. 1530 yılında oyunu bitiriyoruz.

    hristiyanlık aleminde papa tam bir piç. size en gereksiz görevleri verip de din adına sizi oraya buraya saldırtıyor. papayı dinlemelisini,z. dinlemezseniz inquisitor gelip adamlarınızı yakıyor diri diri. sebep kralınız ve aile üyeleriniz dinsiz. bu adamlar çok güçlü oluyor ve assasinate etmek neredeyse imkansız. papayı dinlemezseniz sonucu afaroz. örneğin;

    ingiltere ile oynadığım bir zamanda papa bana jarusalem e crusade düzenleyeceğiz dedi. "ulan papa, yeter piç. müslüman alemi moğollardan çekmediği kadar senden çekti. bi otur yerine" dedim. kızdı papa. haç işaretim 2/10 oldu. ardından haçlıya katılmış holy roman empire (ki düşmanım idi 30 turn kadar bir süre) elindeki 4 toprak parçası ile bana gelip "vassal'ım ol" dedi. elimde 7 yer tutuyordum ben de. "senin aklını sikeyim" deyip adamların oluşturduğu crusade ordusuna girdim. yaktım yıktım. kızmıştım zaten. adam din diye gidip yoldaki şehirleri yakıyor, exterminate ediyor, din adına insanları öldürüp piçlik yapıyordu. anında diğer turn afaroz edildim. papa ölmedi işte. 15 sene sonra crusade düzenlendi bir daha. "ulan buna katılayım bari, parasız kaldık zaten" dedik. bir baktım ki hedef london. adamlar benim başkentime giriyorlar. hem de haçlı seferi adı altında. orduda kral yok. engizatörler leblebi gibi kesti kralı çocuklarını. 16 yaşındaki herife verdik 400 kişilik orduyu. diğer turn de crusade grows diye mesaj geldi. tüm düşmanlarım katılmış. geld,iler londraya. sefa getirdiler. 3000 kişi giriştiler. town militalar ile savunduk. kaybettik. ama hayatımızda birşeyi anladık.

    bir oyun da olsa, bir insana bu kadar farklı duyguyu yaşatıp, insanı gurur duyacağı bir andan acınası bir hale getiren bir oyun varmış karşımızda.
    bir kişinin lafıdır bu;

    "medieval 2 total war alınması gereken bir oyundur. oynamasanız bile alın ve rafınıza koyun ama derim ki;

    bu oyunu oynamadan yaşadım demeyin"
    16 ...
  4. 114.
  5. geçen gün bir olay geldi bu oyunla ilgili başıma. evet efendim gelmiştir bu olay gerçekten başıma. evde elektrikler kesildi* sıkılıp evde internette yok oyunuda oynayamıyorum internet cafeye gittim benden başka kızda yok. neyse oturdum bir masaya tesadüf bu ya yanımdakide aynı oyunu oynuyordu. fransaydı galiba prensi için prenses seçerken milano prensesine bakıp şunları söyledi ''of of ne domaltılır bu be şu arkaya bak bunla evlendirelim en iyisi'' ve görüyorum ki ülkemizde abazanlık ve mastürbatizm seviyesi %500000000000000000000000000000000000000000000 artmış. korkuyorum sözlük.
    15 ...
  6. 30.
  7. almanlar'a*, danimarka'ya, fransa'ya, hele ki milan'a hiç güvenmeyin. ingiltere'ye güvenebilirsiniz.

    barışçı olmayın -özellikle hardest modunda oynarsanız- onlar saldırmadan siz saldırın. nefes aldırmayın çünkü sora tıpış tıpış gelip barış isteyecekler. para karşılığında barış yapın ama bir tur sonra tekrar saldırın.

    düşmanınızın başkentini ele geçirin ve kentteki tüm yıkılabilir binaları yıkıp kenti terkedin. hem binaların yıkımından para kazanırsınız hem de düşmanınızın başkentinde muhtemelen birkaç tur sonra public order bilmemnesi yüzünden isyan çıkacağından düşmanınız başkentini kurtarmaya yoğunlaşacak ve siz de düşmanınızı arkadan vurma şansı elde edeceksiniz.

    deniz ticaretine önem verin çünkü para oradan geliyor. boşu boşuna merchant kasıp da paranızı sokağa atmayın.

    amerika'yı keşfetmeyin. astarı yüzünden pahalıya geliyor çünkü.

    hristiyansanız papayla iyi geçinin.* Tüm avrupayı fethetmiş olsanız bile roma'ya dokunmayın. çünkü papa'nın etrafında sürekli bir tehdit oluşturmanız papa hazretlerine baskı kurabilmenizi sağlar. özellikle çok büyük bir imparatorluk iseniz afaroz edilmemeye bakın çünkü birkaç şehirde birden isyan çıkar ise sıçarsınız.

    sınırlarınızda enaz bir castle, fortres veya mümkünse citadel bulundurun. para kazanacağım diye tüm kalelerinizi şehre çevirmeyin çünkü dismounted feudal knightlar veya timur'un filleri veya moğollar'ın atlı okçuları için sizin town militalarınız çerez olacaklardır.

    şehirlerinizden rahipleri eksik etmeyin. özellikle komutan üreten şehirlerde bu duruma dikkat edin çünkü rahipsiz bir şehirden çıkan komutan pek dindar olmayacağı için çok önemli bir seferde birden ordunuzun başında bir inquisitor* belirip biricik komutanınızı giyotine yollayabilir. aman ha dikkat edin!

    haçlı seferlerine mümkün olduğu sürece yalandan da olsa katılın. bol para kazanıyorsunuz çünkü haçlı seferi süresince. eğer yalandan katılıyorsanız kiralık pligrim ya da religius fanatic leri kullanın. ucuzdurlar ve desertion olsa bile çok şey kaybetmezsiniz. maksat ''aha ben katıldım'' demek.

    *****en önemli bölüm

    moğollar ve timur gelmeden siz onların üzerine gidin. sınırlarınızın yakınında tek bölüklük bir ordularını bile görseniz derhal yok edin çünkü o tek bölükler muhtemelen birkaç tur sonra başlarında on yıldızlı bir generalle ve tam takım halinde üstünüze geleceklerdir.

    sözün özü. en iyi savunma hücumdur. saldırın!

    not: oyunu daha çok hristiyanlarla oynadığım için yazı da o yönde oldu. affedin!
    11 ...
  8. 16.
  9. korsan cd'lerinde kısa filmlerinin bulunmadığı oyun. buna rağmen 6 cd.

    sen suikastçi yetiştirmek için kaç turn uğraş, merchantları prensesleri bu uğurda harca, onca savaşın, askerî manevraların, her şehir için ayrı ayrı yatırımların arasında suikastçin için vakit ayır, ondan sonra habire üstüne haçlı seferi düzenleten papa'ya suikast yaptır ama yaptırdığın başarılı papa suikastinin görüntülerini sandalyene yaslanıp yorgunluk çayın eşliğinde izleyeme.

    (bkz: burdan yetkililere sesleniyorum)
    11 ...
  10. 20.
  11. şöyle bir saçmalığı olan oyun.

    hani papa size zırt pırt imkansız görevler veriyor ya. işte öyle bir görevdi.

    tunus limanı'nı iki dönem boyunca bloke etmem gerekiyordu ve ben de donanmamı hazırlayıp saldım akdeniz'e. ama bir de ne göreyim. bizim hz. papa'nın donanması benim minik takalara dadanmış. tabiri caizse s..kmiş atmış. ulan be şuursuz bunak. hem beni deli saçması nedenlerden dolayı allahın afrikasına yolla hem de tekerime çomak sok. be ne yaman çelişkidir?

    edit: o görevlerin tamamını papa vermiomuş.
    11 ...
  12. 17.
  13. haçlı seferlerine katılmanız halinde mısıra kadar sürecek uzun yolculuğunuzda yol boyunca geçeceğiniz yerlerdeki halk bedavaya sizin ordunuza katılacaktır...

    (bkz: anne ben vatan haini oldum)
    10 ...
  14. 63.
  15. ekran başında insana hayatının en heyecanlı, en duygusal anlarını yaşatabilen; oyun lafının az kaldığı süperliktir. okuyun, ben de anlatayım. arkadaşım boyutu 14 gb olduğu için indiremiyor, ben de büyük boyutlu olduğu için cd'ye falan atamıyorum, ne parçalamayı bilirim ne nero'dan çekmeyi falan zaten. dolayısıyla, arkadaşım bana geliyor, birlikte oynuyoruz, okulda devamlı ülke hakkında bilgi veriyorum vesaire, ulan koca adam olduk hala çocuk gibi evde birinin bilgisayarında oyun oynuyoruz anasını satayım. her neyse.

    türklerle oynuyorum, fransa sarmadı. beceremedim daha doğrusu. ayarlardan girdim, 4 turda 1 sene atlanacak şekilde bir değişiklik yaptım. böyle çok daha iyi oldu, 900 tur kadar tepe tepe oynayabiliyorsun. tur yerine yıl yazıyor sağ alt köşede de. her neyse. başladım türklerle, ilk görevleri yaptım. tiflis'i, erivan'ı aldım sanırım; erivan başlangıçta da benim olabilir şimdi hatırlayamıyorum. çok hızlı bir şekilde, doğu tarafına doğru genişledim. güneyde antakya ve adana'yı, kuzeyde trabzon ve tiflis'i, güneydoğu'da musul ve edessa dedikleri, türkçesini bilmediğim bir yeri aldım. daha sonra şimdi türkçeleştiremeyeceğim acre, damascus şehirlerini alarak mısır'a kadar indim. jerusalem, gazze, iskenderiye ve kahire'yi aldım. bizanslılardan aldığım kıbrıs hala tehlikedeydi, ordu çıkarıp, adadaki 150 civarındaki bizans askerini denize döktüm. arkadaşım günlerdir istanbul'u fethetmemi salık veriyordu, hatta bir keresinde ak sakallı dede kostümü bile giymişti beni etkileyebilmek için. çağırdım bugün. "fethedeceğiz, gel bakayım" dedim. izin vermemişler evden kaçmış öküz. istanbul aşkına. o an başladı.

    aman, o nasıl heyecan... sene 1126, hazırlıklar başlamış. hangi şehirden kaç adamla çıkacağımı düşünüyorum, gemilerimi düzdürüyorum, harita üzerinde muhteşem bakışlarımla haşin bir komutan olarak, son düzenlemelerimi yapıyorum ve bekliyorum.

    sene 1127. anadolu'daki şehirlerimi savunacak askerlerim, ancak çıkmaya başlamışlar. kayseri, bursa, konya, trabzon ve kıbrıs'tan asker getireceğim. ve bu şehirlerde kayseri ve trabzon'da 500, bursa'da 200, trabzon'da 600, kıbrıs'ta 300 asker olmak üzere, toplam 2100 askeri savunma amaçlı bırakacağım. kayseri ve konya anadolu'nun göbeğinde, bizans bir ordu gönderip alabilir diye tırstım. trabzon'a gemiyle çok rahat çıkabiliyorlar, şehir çok kolay düşebilir; savunma sağlam olmalı. kıbrıs'ın da aynı şekilde denizden basılma ihtimali çok yüksek. bu kadar askerin çıkması, 1130'u buluyor.

    1131 yılında, savaşa gidecek askerlerin ve gemilerin yapımına başlanıyor, başlıyorum. önümde sümüklü bir kağıt var, istanbul'u fethederken nereden ne çıkaracağımın basit, hızlıca bir planını yapmıştım. captan quayit komutasında 695 kişilik bir ordu getirecekmişim. sundak al aziz, kitbugha'nın gemileriyle 526 kişi getirecekmiş. çağatay, amiral abi kaptanlığında -o ne lan öyle- 601 askeri istanbul sınırına dizecekmiş. kaptan derya ve kaptan murat da 680, 355 kişilik ordularıyla bu savaşa katılacaklarmış.

    hesapta böyleydi.

    tüm orduların yapımı 1139 yılını buldu. altını nereden bulduğumu merak edenler olacaktır, istanbul fethinden önce 211 bin florin param vardı, fetihten sonra -800 florine düştü fakat sonradan toparlamayı başardım. neyse, burası pek önemli değil aslında. efendim, 1139'da trabzon'dan gemileri getirdim. askerlerimi karadan çıkardım. kitbugha'nın gemisiyle, bütün askerlerimi çanakkale'ye yığdım, izmit tarafından girilemiyordu. 270 gemiyi boğazın etrafına dizdim ki bizans trabzon'a falan gidemesin, giderse de bok yiyip dönsün. bu ahval ve şerait dahilinde, ilk savaşı 1142'de çıkardık.

    bizans'ın 8 ordusu vardı, bizim 6. bir ordumu direkt olarak kuşatmaya gönderdim, çeşitli ıvır zıvırla surları yıkmayı deniyorduk fakat yıkılacak gibi değillerdi. diğer ordularım da, bizans ordularıyla savaşa tutuştular. ilk savaşta 850 kişiye karşı, 1200 askerle savaştım ama berbat bir şekilde kaybettim, çanakkale'den bursa'ya çekilmek zorunda kaldım. aynı yıl içerisinde, zayıflayan bizans ordusuna tekrar saldırdım. bir ordumla, 2 bizans ordusunu yok ettim, geri kalanı çekilmişti; 3 orduyla kuşatmaya başladım ve istanbul'u kolaylıkla alarak, yani daha doğrusu, kuşatmayı fazla uzatmadan; 10 bin florini de cebime atarak aldım.

    muhteşemdi be sözlük. settlement captured yazısını gördüğümde, yerimden fırladım, birbirimize sarıldık, sanki gerçekten fethetmişiz gibi "işte bu lan!" diyip kemiklerimizi kırarcasına tepiştik, havada perendeler attık.

    istanbul bizimdi. koydum içeri 800 askeri. sonra macarlar-bizanslar birleşti, 4000-5000 adam getirdiler, hala da getiriyorlar. ama şehirdeki savunma sağlam olduğu için, henüz yakınına yaklaşamadılar.

    böyle muhteşemdir bu.
    10 ...
  16. 201.
  17. 'mongols invade' yazisi çıkdiginda insani derin huzne bogan oyun.
    7 ...
  18. 28.
  19. mesaj bölümüne, add_money para miktarı, yazınca, elinize havadan para geçer. fakat ne kadar yazarsanız yazın, bir seferde en fazla 40000 dinar alalbilirsiniz. gerçi bu hile rome total war'da da vardır. bu şekilde, hem süper bir ordu kurabilirsiniz, hem de etrafınızdaki devletlerin ittifakını satın alabilir, oraya buraya saldırtabilirsiniz. bu şekilde, rüşvet diplomasisi ile oyun daha da ilginç bir hale gelmektedir. iki düşman ülkeye de kafanızın estiği kadar para yağdırıp onlar birbirlerini keserlerken siz aradan bir kaç devleti çıkarırsınız. insan, bu şekilde davranıp; biraz da olsa güçlü devletlerin psikolojisini anlıyor. şöyle harita üzerinden bakıp da planlarını yap, sonra onu buna, bunu ona kırdır; arada sen parsayı toparla.
    5 ...
© 2025 uludağ sözlük