mantıksızdır. sanırım en çok çorba bunun kurbanı olmuştur. çukur tabakta servis edildiği ve nezih ortamlarda tabağın yana yatırılıp höpürdete höpürdete içilmesi ayıp sayıldığı için yarısı tabakta kalır hep..
zengin olduğunu göstermek için yapılan bir eylemdir. bunu yapan kişilerin aç kalan insanlarla yada açlıktan ölen insanlarla ilgili bir fikri yoktur. olsa bile onlarda yesinler diyerek geçiştirir. bu medeniyet göstergesi sonucunda çöpe giden nice yemekler ziyan olmaktadır. bir de otellerde karşılaşılan bir durumda bilinçsizce yapılan açık büfe hareketidir. ya yiyeceğin kadar al yada yemeğini bitirdikten sonra bir tabak daha al iki adım yol yürümek kimseye bir zarar vermez.
Yemeğin, yemekte kullanılan tüm malzemelerin bin bir emekle yetiştirilip o sofraya geldiği düşünülünce madem yemeyecektin niye o tabağa o kadar koydurdun diye düşündüren durumdur. Yemek ziyan etmek israf etmek nasıl medeniyet olur bu da ilginçtir.
(bkz: israf etme ne olur çalış senin de olur.)
medeniyet, haksız kazançla elde edilen malın israf edilmesi değildir. burada hedef medeniyet değil, kenzolar, tekeller, sonradan görmeler, ayı oğlu ayı olupta elit görünenler, özünde yan sanayi görünürde orjinal duran, kapitalist ve kapitalizmin kölesi olmuş eşşolueşeklerdir.
medeniyet değil nezaket kuralıdır. son 1 kaşık tabakta mutlaka kalmalıdır. bırakılmaması durumunda masadaki herkes ''nekadar açmış tabağıda yiyecekti utanmasa'' diye aklından geçirebilir.
edit: bu görgü kuralından habersiz dağ ayıları bir lokma yiyip gerisini bırakmaktan filan bahsetmişler işte sizin gibilerin kızlarına da biz kezban diyoruz zaten.
o öyle değil yavrucuğum tabaktaki yemeği yersin son bir kaşığını bırakırsın. ne somalili fakirler doyar o bir kaşıkla ne de aç kalmış afrikalılar. duygu sömürüsü yapacağına bir paket sigara az alırsın onlara para yardımı gönderirsin hariçten gazel okumaya gerek yok.
Bana hep saçma gelmiş nezaket kuralıdır. anadoluda pek geçerli olmadığını düşündüğüm kuraldır. Arkandan "cık cık cık bir lokmayı yemedi tabakta bıraktı bak" diye söylenilebilir yada kalan lokma arkamızdan ağlaya bilir.
saçmalıktır, samimiyetsizliktir. açsan yersin gerekirse iki tabak yer bir de tabağı ekmekle sıyırırsın bu şekilde en azından kendin olursun, kasmazsın, başkalarının düşüncelerine göre davranmamış olursun.
Kim ne derse yesin medeniyet, görgü ve yaşama bakış hakkında bilgi veren bir durumdur. Küçük lokmalar halinde yiyip tabakta yemek bırakan kişi diyet yapıyordur. Tabakta sevdiği şeyleri yiyip, sevmediklerini bırakıyorsa tok gözlüdür. Pahalı bir yemeği tümüyle silip süpürüp ekmekle birlikte yiyen kişi giden parasına yanıp maksimum verim almaya çalışıyordur. Ambiyans olsun diye egzantrik şeyler sipariş edip de sizin tabağınızdaki alaturka yemeğe sarkan kız arkadaş da yemeğini beğenmemiş sırf ambiyans olsun diye onu sipariş etmiştir. tabi ki bu lokanta porsiyonları üzerine varsayımlar. Evde kendi tabağını hazırlayan kimse tabağında bırakıyorsa o zaman işler değişir zira artık mesele diyet ya da tokgözlülük değil, açlıktır. Dolayısıyla ne kadar irrite edici olursa olsun kimilerine göre, tabağında yemek bırakmayı başarabilen kişi candır.