Levent yüksel öyle güzel yorumlar ki..çalınması zor ama dinlenilmesi, apayrı zevklidir. Duygularınızı sorgulamadan yaşarsınız. umutlarınızı, boşluktaki hayallerinizi yanınıza alır seyre koyulursunuz her anlam yüklü notayı..
Sezen Aksu' ya ait, mükemmel parça. Levent Yüksel aracılığı ile kulaklarımıza ulaşmış, dimağlarımızda yer etmiştir. Dinlerken gülümseyerek boşluğa bakılmalı, sevilen adam düşünülmelidir.
çocukken dinlerdim, ilk çıktığı dönemlere tekabül ediyor tabi. uzay heparı nın o cümbüşlü düzenlemesinin ruhuna varamadan, ilgisini çekerekten dinliyor çocuk, a be çocuk ne anlarsın med cezir den.
şimdi oldum 26 yaşında, o sözler daha da sindi üzerime, sezen aksu ya bir kez daha teşekkür ettim, duygusallığıma ver, yapamıyorum sensiz, cümbüşün sesinde eridi kulaklarım, tuza karışan tene tuz oldum, bir kez daha anladım nasıl bir parçanın bize hediye edildiğini.
tanım: 1993 senesinde levent yüksel in çıkış albümü olarak belleklere kazınan, içerisinde çoktan kült mertebesine ulaşmış, yeter ki onursuz olmasın aşk, beni bırakın, kadınım, tuana, istanbul gibi efsaneler barındıran, türk pop tarihinin rahatlıkla en iyi albümlerinden birisi olarak yaftalanabilecek sezen aksu nun desteğinin yadsınamaz derecede büyük olduğu levent yüksel albümü ve albüme ismini veren şahika parçası.
"bir aralar türkiye'de pop müzik yapılıyormuş" dedirtir adama. harbiden lan bu yaşarlar levent yüksellerden sonra erkek popçu gelmedi sanki daha. hadi kadınlarda hala candan erçetin, yonca lodi falan devam ediyor da, erkekler hepten kas yapıp klip çekmek sandı pop işini.
levent yüksel bu şakıyı söylediğinde, ergenlik ile çocukluk arasında sıkışan bedenimin, yine aynı düzeydeki zekama yenilmesine müsaade etmezdim. ama duygular yüzünden insan ne çocukluğu, ne ergenliği kabul ediyor o dönemde. koca yetişkin oluveriyorsunuz, yeni bir his ile. ama olmuyorsunuz tam işte, sadece hepsi sandan ibaret.
işte öyle zamanlarda, levent yüksel bu şarkıyı söyledi. ben radyonun dibinde bu şarkı çıksın da hayale dalayım, kendimi sadece yetişkinlere müsaade edildiğini sandığım aşkın içine atayım diye bekler dururdum. bu şarkı, neslimin aşka açılan kapısıydı o dönemde. kapıyı aralayanlar ise bu şarkının müptelası.
gitme!: kar yağmasına katlanamam.
gelme!: şehvetimin soyadı yok.
gitme!: bak, o zaman çok içerim.
gelme!: bak, o zaman altın plak alamam.
gitme!: okuduğum her mısra dilimi keser.
gelme!: tanrı büyük bir gürültüyle yeryüzüne düşer.
gitme!: hüzünden istifade ederim.
gelme!: bak o zaman kendimi ihanete kitlerim.
gitme!: orada sabotaj yok.
gelme!: çıplağım!
gitme!: sisters of mercy dinlerim.
gelme!: yalnızlığın kaç para bilemem.
gitme!: bu yuvarlak gezegen köşe olurum.
gelme!: şiiri bırakırım.
bir elif şafak kitabı. şafak'ın çeşitli gazete ve dergilerde yayımlanan yazılarından oluşuyor. genel itibari ile içeriği; kadın-erkek, yazmak, öteki ve eşitlik. kitap radikal gazetesi tarafından da verildi. ama eksik metinlerle.
Yıllar ne kadar çabuk geçti sözlük. Yıllardan 93 ün yazı imiş. Yine böyle bir yaz ama deli dolu bir yaz. ilkokuldayım, sony walkmanler var. Siyah kaset çaları, kulaklığı, radyosu. Çok hoş. Amcamlarla birlikte, denizin yakomoz olup aktığı bir yere. Limonluya gidiyoruz. Çadırlar kuruluyor, kazıklar çakılıyor. Geceleyin, kuzenler ile muhabbet içerisindeyiz. Arkadaşlar var, ablalar var, ağabeyler var, ateşin başında toplaşıyoruz. Gitar sesleri yükseliyor gecenin rengine…. Ezginin günlüğünden ağlardım bir başıma, adlı şarkıyı hatırlıyorum, güzel günlerdi. Ve levent yüksel diye biri çıkıyor, çadır kampının cafe tarzı yanları açık okey taşlarının seslerinin duyulduğu yerden, med cezir çalıyor.
90 ların teması gibi. Kim bu falan. Kuzen levent yüksel diyor. Artık her gece onu dinliyoruz. Dinliyorum. Dinliyoruz…..
Esen meltemin eşliğinde güller içersinde şezlonga uzanıyorum. Kafamı kaldırıyorum. O küçük kafamı. Bakıyorum denize, yıldızlara. Özgürdüm. Fırtınam felaketim hasretim, ezgilerini mırıldanıyorum….
90larında başında çocuk olmak böyle bir şey.... anlamsız...
ceza'nın albümle aynı adı taşıyan şarkısı
buyrun sözleri
şair olmak isteyen bir gezgin
yaşama hevesi kalmamış bir bezgin
bezirganın önde gideni zengin
rengi kalmamış ki kiminin
engin denizde lodosa yakalanan bir gemicinin
yaş...ı hep çetin, metanetin de sınırı var beyim
kimisinin mutluluğu bir resim, kimisininki dört mevsim
kelebeğin ömrüne bedel bir geleceğin
getirecek hediyesi nedir ki ? bilemedim
vay haline elekte elenenin
hayata ağlamaklı başlayan bu insanoğlu gördü geleceği
bir dilim ekmeğin sonunda bedelinin de alınacak olması gibi
düşünenin
düşenin de dostu olmamış ki batanın olsun
müttefik de belli değil ittifak da
mutlak mücadele kazanmak, zafere koşmak
yenilince ağlamak, yenmek için hile yapmak
her sonuçta pay kapmak dünya kuralı olmuş
taştan bozma kalplerse hep kanla dolmuş
---------------------------------------
[nakarat]
kanadımı kırdılar uçamadım anne
savaşa soktular koşturdum
kalbini açamayan herkesin aklına
eğriyi doğruyu ben soktum
sonbaharda dökülen yapraktım
ilkbaharda geri geldim ben
aileme dostuma selamlar olsun
gökkuşağındaki bir rengim ben
kanadımı kırdılar uçamadım anne
savaşa soktular koşturdum
kalbini açamayan herkesin aklına
eğriyi doğruyu ben soktum
sonbaharda dökülen yapraktım
ilkbaharda geri geldim ben
aileme dostuma selamlar olsun
yağmur sonrası güneşim ben
---------------------------------------------
zamanda yolculuk beyinde meşgul edebilir
fakat objektif olmaz
zararı yoktur yararı olmadığı gibi
benliğinde kaybedilen her şey
benliğinde kaybedilen her şey
hesap masasında olabilir yalnızken
utanma aç kalbini gir topluma
göster haydi kendini ve ´buradayım´ de !
savaşı kaybetme yürüme geriye, dönme
bak ve ileriye ilerle
hisset deliğe düşme, dönme deliye
karaya boyanan adamın boynuna ilmeği geçiren cellat'a
biçare lanet - hayalet olana dek
beklemek mi gerek acep ?
çarkı dönmemiş ki feleğin gözünün yaşına baksın
gözümün yaşını alsın
kanımı canımı alsın ancak canımı yakmasın
azap çeken gönüllere, kül olan tüm kalplere yağmur yağsın
kalp dağlayan tüm eller kalpleriyle dağlansın
kalp karalayanlar yansın
[nakarat]
koşturmak boş durmaktan iyidir
boş durmak boş koşmaktan yararlı
hoş tutmak gönlü, yas tutmaktan çok zormuş
yaşlanmak her dökülen yaprağın arkasından ağlamak gibidir
hayatta erken emeklilik seçim değildir, kadere bağlıdır
yazgıdır
hayat ince bir çizgi, narin bir çalgıdır
yüzlerce yıl emek veren insanin
hasat zamanı ölü tohumları mıdır?
her güne yeni umutlarla açılan gözler
yalanlarla aldatılan gözler
dolanlarla ağlatılan gözler
bir güzel sözle güler
akıtılan her damla ter yok oluşu engeller
negatif değillerse, art niyetli değillerse eğer, bu böyle
devam eder
dilediğim her şey olmuyor
çabalar bazen çok nafile
nargilenin dumanına benzer hayallerim
sadece beni zehirler ve uçup gider
kafileler gibidir insanlar
bazen seni seyreder giderler
herkes kendine paha biçmiş
bende karşılıksız bir çek
emeklerim dostluktan yana, ama olmuyor !
anneme sordum niçin böyle ???
ama baktım o da ağlıyor
nefret grubunun 2 üyesinden biri olan ceza'nın (diğeri dr fuchs aka sihirbaz) , fuchs'un askere gitmesi ile çıkardığı ilk solo albüm
albümle aynı adı taşıyan med cezir adlı şarkıya murat küçük yönetiminde bir de klip çekilmiş ve bu klip zamanında bayağı ses getiren bir klip ve şarkı olmuştur..
buyrun şarkı listesi
med cezir
tek bir ihtimal var
sokak sanatı
meclis-i ala
buz dağları
anladın mı derdimi bu...?
savaş çocukları
kalbim, rapim, nefretim, cezam!!
komedyenler iş başında
ceza sahası
kalbim reosta
dejavu
açık arttırma
(açık arttırma kasette olmayan ama internetten bulunca bonus track olarak gelen bir şarkıdır)