inancının gereklerini özgürce yerine getirmek isteyen, benimsediği dinin ritüellerini doyasıya yaşayabileceği siyasi iklimin hayaliyle yanıp tutuşan mü'min erkekleri ziyadesiyle hayal kırıklığına uğratan tavır.
memleketi idare edenlerin kahir ekseriyeti erkek, lakin mümin erkeklerin hakkını hukukunu düşünen yok. düşmüşler bir türbanın peşine, varsa yoksa kadının inanç hürriyeti, türbanla üniversiteye girme hakkı, gak guk...
oysa dininin gereği olarak mirastan daha fazla pay almak isteyen mü'min erkeğin hakkı kimsenin umurunda değil. şahitliğinin daha muteber olması gereken mü'min, mahkeme kapılarında kadınlarla bir tutuluyor şu özgürlükler çağında! maddi durumu iyi olan, üstelik kendini üç domuz kuvvetinde hisseden mü'min erkek tek bir kadınla evlenebiliyor, peygamberin sünnetini uygulayamıyor. bir mü'min erkek laf dinlemeyen kadını hafifçe dövmeye kalksa polis yakasına yapışıyor hemen.
velhasıl kelam, memlekette mü'min erkek, dininin pek çok gereğini yerine getiremiyor. ve ne yazık ki bu durum memleketi idare eden hemcinslerinin umurunda bile değil. onlar takılmışlar rengarenk türbanlara, gözleri başka şey görmüyor.
allah'ın her yönüyle üstün kıldığı mü'min erkeklerin inançlarını gerektiği gibi yaşayamadığı yerde demokrasiden, inanç özgürlüğünden bahsetmek samimiyetle zerre kadar örtüşmeyecek bir davranıştır.