bu şey olmadigi zaman ortaligin ta m.na koyacaginizi hissettiginiz, ama koyamadiginiz o her anın, her durumun, sindirim organlarınızda diyare dışkısı gibi biriktigi, aslında yinede oldurmamanin sizin elinizde oldugu, buna rağmen göze alamayıp olduramadığınızda, sinir bozan, kabiz edici iğrenç durum!
Mecburiyet; insanı yapılacak şeyden uzaklaştıran, soğutan bir terimdir. Zaten yapacak olduğunuz birşey de olsa mecburi olması sizi bu olgudan uzaklaştırır ve isyana sürükler. Tabi bu bir kısım insan için geçerlidir. Bazıları ise mecburiyetlerle yaşarlar. Mecburiyetlere bağımlıdır adeta ve asla kuralların dışına çıkmadıkları ve bunu düşünmedikleri için de ot gelip ot giderler.
Bir Zweig eseri. Askerlik mesleğini veya görevini irdelerken "korku" gerçeğini anlatan otoriteye savaş açan bir kadın ile insanların yaptığı kanunların esiri olmuş bir adamın fikir teatisini anlatan eser. "Korku imparatorluklarını yaratanlar korkaklardır!"
mecbur muyum yaşamaya yarattığın bu boktan dünyada sikerler. ben yakmadım gemileri ama doymadı gözleriniz zaten sikerler
her gün bir yol dönüş yok geriye.
güzel bir yolda şarkısı mecburiyet. linkten dinleyip indirebilirsiniz.
Zweig'dan Amok koşucusu kadar olmasa da yine sarsıcı bir eser daha.
Savaşa reddiye tadında bol sloganlı bir risale gibi kısacık olsa da basit bir asker celbinin kahraman üzerinde yarattığı o devasa ağırlığı çok güzel anlatıyor üstad.
Her erkek okuyucu anılarından izler bulabilir bu eserde.
‘insan bir halkın üyesi olabilir fakat halkı çıldırdığında kendisinin çıldırması gerekmez.’ Stefan ın her kitabı gibi vurucu okunması gereken güzel kitabı.
Zorla, gönülsüzce askerlik icin çağırılan bir sanatçının savaşa gitmek istemedigi yaşadığı zorluğu anlatan stefan zweig öyküsü. Hem vatan söz konusu oldugu icin mecburiyet hissediyor hem de hangi deger icin olursa olsun insan öldürmek zorunda kalmak istemiyor. Hatta bunu halkın çıldırması ve suursuz hareket etmesi olarak görüyor ve katılmak istemiyor. Cogu erkek icin cok tanıdık ikilem.
