mecazi direkt olarak anlayan insan

entry2 galeri0
    1.
  1. mecazi manada soylenmis sozleri/atasozlerini direkt olarak anlamis insandir. baslik zaten kendisini acikliyor, bir tanima gerek birakmiyor ama formata uymak suretinde tanimimizi yazdik.
    bir defa basima gelmisti, ilk okuldayken ama rezil olan ben degil bir baskasi olmustu, durun anlatayim. ilk okul 3'e gidiyoruz, * asiri derecedeki ileri goruslu hocamiz bizi sovyetler birligindeki bilim adamlari sanmisti galiba ki, bize oss'de sorulan edebiyat sorularindan ornekler verip siirler yazmamizi istiyordu, neyse bunu "ogrenciden yuksek beklenti, buyuk basarilar getirir" mantigina havale ediyorum. bu hocamiz bir odev vermisti, odev su idi: "kalem kilictan keskindir" atasozu hakkinda bir kompozisyon yazmak. giris gelisme sonuc, hatta olayi daha da akademiklestirerek her paragrafda giris gelisme ve sonuc olursa daha iyi not alacagimizi soylemisti bu hocamiz. ben tabi o anki saf ve salak duygularimla bu ilk defa duygudum atasozu hakkinda yazdigim kompozisyonda; kalemin kilictan keskin olabilme ihtimalinin sifir oldugunu falan yazmistim. tabi biz o zamanlar daha (bkz: rurouni kenshin) ile tanismamistik *. kompozisyonun devaminda kilic ile kalemin olasi bir kavgasinda kilicin kalemin agzina zicacagini falan yazmistim, kilic kalemi 4e boler seksen ile deser diyordum ki. evet -ki, hocamiz eline erken gecen odevlerden birisini okumaya kalkisti, isim vererek ve ciddi bir sekilde asagilayaraktan, o kompozisyonu en has duygulariyla yazmis cocukla dalga gece gece sinif sesli olarak okuyordu. bu cocukta bir gazeteci veya bir potansiyel yazar olma ihtimali varsa bile o gun bu ihtimal bitmisti. neyse, garibim soyle yazmis: kalem kilictan keskin degildir ama, kalemi cok sert bir sekilde avucunun ortasina dogru batirirsan kilictan daha kotu bir etki yapabilir, cunku kilici kendi avucumuzun icine sokamayiz. kilic agir bir metalden yapilmistir ve tek basimiza kaldirabilmemiz bile buyuk bir gayret ve ozveri ister.* tamam, cocuk mecazi direkt olarak anlamis, sacmalamis. ulan sen ki universite de psikoloji falan almis birisin, istanbulda ogretmenlik yapiyorsun, senin bu yaptigin sacmalik bile degil. senin bu yaptigina gotluk denir, bu kompozisyonu defalarca gule gule, dalga gece gece anlattin ya, helal olsun. neyse, benim de bu gariban cocuk ile ayni hatayi yaptigimi kesfettigim anda hemen silgiye sarildim, 8 satirlik ve 3 paragraflik yazimi kagidi parcalayaraktan silmistim, o arada kafami bir kaldirdim ki herkes bir seyler siliyor *. neyse, dedimki suraya her paragraf birer cumleden bile olsa bir seyler yazmaliyim. tam o anda atasozunun gercek manasini cozdum, kalem derken kitaplardan falan bahsediliyordu o siralar * kilic ile de askerler, yani kitaplar askerleri yonetir, eski zamanda da askerler kilic tasirdi. evet boyle bir sey yazdim, o cocuk kadar sacmalamamis olsam bile,bircok kisinin anlamakta zorluk cektigi analatik dusuncemin temellerinin o zamandan atildigini simdi farkediyorum. toplam 6 cumleden olusan odevimizi hocaya verdik. aradan yillar gecti de, bir ilk okul ogretmeninde olmasi gereken seyleri simdi daha iyi anliyorum, bu olay onu anlamami sagladi, en azindan yardimci oldu, vesile oldu.
    1 ...
  2. 2.
  3. kişiyi ölüme bile götürebilecek insandır.

    misal, ergenlik döneminde ilk kız arkadaşımla sorun yaşamışız ve bu konuda orta yaşlı bir arkadaş bana sokağın ortasında bir iki öğüt veriyordur. o ara kızın abisi gelir ve "hayırdır bilaaaeeer, bi durum mu var?" diye sorar. patavatsız arkadaş "yok be hasan, zerrin'le bir sorunları varmış, onu konuşuyorduk" der. sonra da bana dönüp "neyse bilaaeer, skilmiş kabanın davası olmaz, geçmiş olsun. git konuş, özür dile kızdan" der. işte o an mecazın göte kaçtığı andır.
    2 ...
© 2025 uludağ sözlük