En liberali john stuart mill bile eğitimin önemli olduğunu sağa sola özel sektöre bırakılamayacağını devletin bu işi halletmesi gerektiğini söyler ama yine de siz bilirsiniz.
sağlık ocağında pansuman yaptıramayan, ödenmemiş vergi ve trafik cezası için seçim öncesi affı bekleyen yurdum insanı hezeyanları.
yönetim şekli her ne olursa olsun devlet en başta onu var eden halkı ve halkının can ve mal güvenliği için vardır ve bir devlet en başta sağlık, eğitim ve adalet eşitliğini sağlamakla yükümlüdür.
ne istediğimize çok dikkat etmeliyiz. zira cehennemin en karanlık yerleri, buhran zamanlarında arafta kalanlar içindir!!!
Eğitimde çağ atlayamayız çünkü özel sektör öğrenciden daha doğrusu velilerden alacağı paraya bakar.
Başarının kriteri üniversite sınavını kazanmaksa uyduruk üniversitelerde var oralara gidersiniz. Sağlam bir iki reklam çekilirse bu okullar dünyanın en iyi eğitimini veriyor diye bile halka pazarlanabilir.
Bizim durumumuz aslında zor değil. Halkımız kısa yoldan yani gereken emeği vermeden bir değere sahip olmayı istiyor. Bunu belki bütün ülkelerde tüm vatandaşlar ister ama bizde devlet diyor ki eğer yanımda olursan ben sana bu imkanı sunarım.
Hukuk okumazsın ama avukat olabilirsin mesela diyebilir sana. Bugün avukat olursun yarın savcı sonra haftaya hakim.
Adalet sistemi yozlaşmış bir ülkede kimse vatandaşlık ödevlerini yerine getirme motivasyonu bulamaz. Neden vergi vereyim nasılsa vergi affı çıkacak der. Suç işlerim seçim öncesi af çıkar der. Kpss ye girmeden tanıdık bulur ,istisnai atama yoluyla bugün danışman diye alır haftaya bir yere mudur yaparlar bizim çocuğu der. Hatta işe bile gitmez maaşını alır evinde çocuk bakar kızımız der.
çağ atlayıp atlamamayı bilemeyiz. ancak devletin verdiği eğitimsi şeyden daha iyi eğitim verir özel sektör.
almanyada eğitim, özel sektörle entegredir, özel sektörün ihtiyaçlarına göre şekillenir. abd de dünyanın en iyi üniversiteleri mevcut ve bunlar özel üniversiteler. ülkemizde de teog da en başarılı okul özel okuldu geçtiğimiz yıllarda.
bizde çarpık bir algı var. o da herkesin eğitilmesi gerektiği algısı. yanlış. herkesin okula gitmesi demek, kaynakların israfından başka bir şeydir. dersleri kötü olan, diğer öğrencilerin ders hakkını gasp eden yahut kafası çalışmayan öğrenilerin okuması, hem vatandaşlara maliyettir ( devlet vergi alıyor çünkü) hem öğrenci-öğretmenler için yorucu olur.
eğitimin ticarete dönüşmesinin pek de zararı yok. bir şeyin ticaretinin yapılması o şeyi kötü yapmaz. hayatımızın her evresinde ticaret vardır.
özellikle bizim gibi ülkelerde meb gibi kurumlar işlevini yitiriyor. iktidarlar kendi ideolojik öğretilerini meb aracılığıyla öğrencilere aşılıyor. bunun önüne geçmenin yolu özel sektörün bu işte ağırlık kazanması. böylelikle isteyen veli, çocuğunu istediği ideolojik yapıya sahip okula gönderir. muhafazakar aile muhafazakar okula, seküler aile seküler okula.
devlet illa da bir şey yapmalı diyorsak, durumu olmayan zeki öğrenciler için burs imkanı oluşturabilir.
edit: bu konu hakkında son kertede kemikleşmeye başlayan düşüncem; bireylerin gönüllü bağışlarıyla oluşturulan kaynak devlet tarafından eğitim için ayrılabilir. aksi bir durumda devletin eğitim vermesine karşıyım.
Devlet ile ayrışmasını tamamlamış bir özel sektör kurumu var mı. Adam holding kurmuş içinde hastane zinciri de var özel okul zinciri de perakende zinciri de.
Devlet sana 1 milyon lira vergi cezası kestim diyor. Sonra araları düzeliyor ve devlet uzlaşmaya gidip borcun tamamını silebiliyor.
Böyle bir sistemde okul ha özel olmuş ha devletin ne farkı var.
sevgili yazar güzel noktaya değindin. maalesef ülkemizde özel okulların müfredatı bile kendilerine özgün değil. devlet tarafınan hazırlanıyor. yani o okullar tamamen özel değil haklısınız. buna rağmen yine de uluslararası bilim-teknoloji yarışmalarında ödüller alabiliyorlar, türkiye genelinde 1. ler 2. ler çıkartabiliyorlar.
özel okullar kendi müfredatını da kendileri belirlemeli. öss gibi sınavlarla değil de kendi hazırladıkları sorularla öğrenci kabul etmeli.
örneğin evrim konusu. dünyada neredeyse tartışması bile olmuyor artık ancak bizim gibi ülkeler müfredata koyalım mı koymayalım mı tartışması yapıyor. neden ? iktidardaki partinin ideolojisine ters olduğu için. burada hükümetin hatasını devlete yükleme dediğinizi duyuyorum ancak bu doğru değil. bir başka iktidar da gelip seküler bir eğitim politikasını dayatmaya çalışacaktır.. bu iktidarların doğasında var..bu örnek, devletin eğitimde ağırlıklı olmasının yarattığı krizi gösterir nitelikte... özel okullarda ise isteyen kilden yaratıldığımızı anlatır derslerde isteyen evrimleştiğimizi.
dünyayı değişime götüren kişiler devlet memurları değil arkadaşlar. girişimciler. memur kafasıyla, 1930 ların devletçi kafasıyla inovasyon yaratacak bir eğitim politikası oluşturulacağını düşünmek en hafif tabiriyle saflık olurdu herhalde.
eğitim sisteminde çarpıklıklar olduğunun ve mevcut eğitim sisteminin sakat olduğu aşikardır. mutlak suretle üzerinde değişim şarttır. ama bir başka özel kuruluşa eğitim sistemini devretmek aptallıktan öte değildir. yeni yetişen gençleri milli şuurdan bağımsız şekilde yetiştirmek, ilerisi için ülke adına felaketle sonuçlanabilir.
Yani ortalama insana yapay zeka , robotik teknolojiler, programlama ve yabancı dil dediğinde sana biz ingilizce öğreneceğimize onlar türkçe öğrensin diyor.
Devlet seküler eğitim veren okullara kafir mi yetiştirmek istiyorsunuz demezse ben karşı değilim ama türkiyede sınırlı bir azınlık durumun ne olduğunun farkında.
Biz dünyayı reddettigimiz sürece okulun bir anlamı yok. Devlet geri gelmeyecek öğrenciye yurtdışı eğitimi için burs da vermez. Özel sektör eğitim işine girecekse erken yaşlarda yurtdışına gonderip tüm eğitim giderlerini ödesin. Yabancı okullara ortak olsun ki o okullar ar-ge Paylaşımı yapsın, üretilen teknolojinin lisansını alabilir olalım.
Türk kökenli Harvard mezunu mühendis amerikada Apache navigasyon sistemi tasarlayacak ama amerikan hükümeti bize bunun haklarını vermeyecek , ne anlamı kaldı yurtdışına öğrenci göndermenizin.
