kebap yemeyi saçma ayran içmeyi mantıksız çay içmeyi anlamsız sayan bunların toplamına gericilik diye insanların yaptığı eylem. bir avrupa özentileridir bunlar. bir de türkçesi bozuktur bunların. yazılarından tut konuşmalarına kadar. her cümlenin iki üç kelimesinde ingilizce kelimeler serpiştirirler. ve bu kişiler bu yerlerde yemek yedikleri veya takıldıkları zaman, hatta yarım yamalak türkçe konuşarak laik olduklarını idda ederler. yazık bu gençliğe. bu düşüncesizliktir. herkes gidip yemek yer oralarda. ama kimse bu yerlerden farklı yerlerde bir şeyler yaptığı zaman ona geri kafalı diyemez.
eğer burger king mcdonaldstaki 5 liralık menülerin değil de benim gibi steakhouse tarzı burgerlerin aşığıysa ve starbuckstaki kahve zevki de bu kadar pahalıysa babası fabrikatör türk gencidir. para yetiştirmek mümkün değildir. bir de bildiğin 3 öğün burdan beslenen insanlar var. onların parası nereden geliyor bilinmesi mümkün değildir.
Sıradan kafelerde yanında su bile getirilmeyen dandik bir türk kahvesine 2-3 lira vereceğine iki lira daha verip koca bardak latte içmeyi tercih eden gençtir.
Soğandan ve maydanozdan oluşan tabağın içine parmak kadar et koyup kebap diye yutturan yerli esnafa inat 10 liraya arkadaşıyla birlikte karnını doyurandır. Hesap adamıdır, akıllıdır.
mc, burger daha doyurucu ve döner ve iskendere göre daha ucuzdur. o da ister oralarda yemeyi ama hem o kadar para verip hemde tıka basa doyamayacak olduğunu bilir.
türk sermaye sahipleri hem parasını alıp hemde ayak üstü becerdiğinden bu tip mekanları tercih eden gençtir. ama bilmelidir bu tip mekanlar kendisini çaktırmadan becermektedir. kaliteli ürünün maliyetine katlanılır lakin en azından fast food zincirleri için, bu kalite düzeyi kullanılan 4'üncü, 5'inci sınıf etlerin tecavüzüne uğramıştır. kişi işbu fastfood ve kahve zincirlerini kullanan, "en azından daha nazikler*" diyerek kendini avutabilir...
harcasın, gezsin, en pahalı telefonu kullansın. herkes tasarruf yaparsa ne olur ekonomi sen biliyor musun? o harcasın ki biz zengin olalım, uyandırma lan.
ağzının tadını bilen türk gencidir. eleştirenlerin ayakkabı markasından götündeki dona kadar çoğu marka zaten ithaldir. küresel dünyada starbucksta kahve içilmesi gayet normaldir.
kadıköyde justin bieber yürüyüşü yapan aptallarla aynılarıdır. hayatlarını popüler olmaya harcarlar. çoğu özenti damgası yemekten kurtulamaz. halbuki insanlar hangi marka giydiğiyle, kahvesini nerede içtiğiyle önemli biri olmazlar. kişilikleriyle, yaptıklarıyla olurlar.
çektirdikleri fotoğrafları facebook, ask.fm, twitter adreslerinde profil fotoğrafı yaparlar lakin arkadaki starbucks yazısı kafalarından daha büyüktür. Facebook'ta
@starbucks'da kahve keyfi
diye de yer bildirimi yaparlar.
eskişehirli genç değildir. gerçi şimdi espark'a starbucks açtılar. hava atmaya çalışanlar cam kenarına oturuyorlar, iç taraflar boş.
eskişehir genci ne yapar? acıkırsa, çibörek yer. canı hamburger mi çeker? mc donalds, burger king yerine pino'yu tercih eder. çünkü ikisinin de onun tadını tutturamayacağını bilir. kahve mi içmek ister? adalara girer. herhangi bir cafeye oturur. olmadı mı? kahve dünyasına girer.