karanlığa alışan mağaradakiler.
onlardan birisini alıp ışığa çıkardığında feryat eder, hep karanlıklarda yaşamıştır çünkü.
ışık onun için bir işkencedir, fakat ışığı bulan karanlıktakilere ışığı nasıl anlatacaktır.
"Aydın mı dersiniz, entelektüel mi dersiniz? iki kavrama farklı anlamlar mı yüklersiniz? Aydınlardan/ entelektüellerden çok şeyler mi beklersiniz, hiçbir şey beklemez misiniz?.. Öyle ya da böyle, kültürle derinlemesine alışveriş kaygınız varsa, zaman eksenine düşünce mesaisi düşürebiliyorsanız, bu kavramlar üzerine kafa yorarsınız, bu sorulara cevap ararsınız, ufuk ararsınız. Cemil Meriç'in hakikatte içi de, dışı da bir mağarayı anlattığı kitap, Mağaradakiler, bir geniş ufuk kitabı".
7. sayısını önümüzdeki ay itibar ile çıkaracak olan edebiyat dergisi. ismi neden çok bilindik bir eserin adı ile benzer çıkaramadım. Güzel şiirler oluyor. Issn almadıkları için, sistemle aralarının olmadığını düşündüğüm insanlar okuyor belli ki. ben okuyorum.
Ben de müthiş şaşkınlığa sebep olmuştur. Kesinlikle hakaret amaçlı söylemiyorum ama bizden böyle adamlar çıkmış mı dediğim müthiş bir sosyolog kendisi. Hem de gözlerini kör edecek kadar okumaya, öğrenmeye düşkün bir aydın.
Platon'un benzetmesini kullanarak kitabına başlaması ise enfes. Entellektüel kavramının dünyada ve Türkiyedeki gelişimini 250 sayfaya dopdolu bir şekilde sığdırmış. Yeni neslin bu kitabı okumamış ve kendisini bilmiyor olması ne acı.
Tam bitirmeyip hala okumakta olduğum bir (bkz: cemil meriç) kitabı. Açıkçası kitap hakkında bir fikir edinmeden, kendi aklımda oluşmasını istediğim bir yalınlıkla okuyorum. Ama oldukça şaşırdım ne yalan söyleyeyim. Böyle bir gözlem, çıkarım beklemiyordum. 100'lü sayfalara gelmiş olmama rağmen kitabın her sayfası ayrı bir kitap gibi. Beklentimin oldukça üzerinde. Tam fikirlerimi kitabı bitirdiğimde editleyeceğim.
"Ne erkekler sevilmeye layık, ne de kadınlar. Bunun için kendimi insanlığın hizmetine adıyorum."