insanlığın şekilsel ortak algısını, simgesel algıdan, belirli bir kişisel sistematiği ve karakteristik algı seçiciliği olan yazıya taşımasının serüveni aslında insanlığın en büyük atılımıdır.
papirüslere yazmaya başlayan insan saniyeler içinde algısına, düşüncelerine ve düşlerine çok derin bir kişilik katmıştır.
işte kazanılan bu kişiliktir ki anladığımız manada insanı insan yapan en büyük atılımlara ivme kazandırmıştır.
insan yazıyı bulamasaydı felsefe asla günümüzdeki boyutuna ulaşamayacak ve dolayısıyla insanlık asla bu kadar zengin bir düşünsel mirasa sahip olamıyacaktı.
ne yazık ki geçtiğimiz yüzyıl, bu manada insanın mağaraya dönüş merasimi olmuştur.
yazınsal dünyayı asla geri dönüşü olmayacak şekilde öteleyen bir görsel algı alemine hapsolduk.
içinde bulunduğumuz internet alemi de bunun en bariz göstergelerinden biri.
artık yazdıklarımız kişiliğimizi, rüyalarımızı ve gerçeklerimizi çok sığ bir şekilde yansıtabiliyor.
şu satırları kendi el yazımla yazabilseydim, anlam derinliği ne kadar güçlü olacaktı algılıyabiliyorum çünkü yazan bir neslin parçasıyım.
on yıllar öncesinde yazılmış satırlar, dörtlükler dolu evim. onlara baktığımda hayatın, rüyaların, özlemlerimin kokusunu çok güçlü bir şekilde alabiliyorum.
sadece ben değil, yazılarımı okuttuğum insanlarda aynı algı gerçekliğini paylaşıyorlar.
ne acıdır ki yazılanlar son beş yıl içinde önü alınmaz bir şekilde azalmaya başlamış ve neredeyse bir yıldırda tükenmiş vaziyette.
klavye kalemli, bilgisayar karakterlerine hapsolmuş imgelemiyle ruhsuz bir yazı karaktersizliğiyle dolu, kopuk kopuk bir gerçeklik algısı olan yazılarım var artık.
onlara bakınca, anların kokusunu renklerinşi, algı derinliğini hatırlayamıyorum, hissedemiyorum.
bu durum, farkında olsak da, olmasak da hepimizin yaşadığı bir durum.
mağaralarımıza dönüyoruz.
şablon gülücükler, harfler basıyoruz sisli, karanlık duvarlara.
hepimiz aynı algının, algısızlığın, sığlığın esiriyiz.
platonun gölgeler evreni hiç bu kadar gerçeklik kazanmamıştı.
felsefede, edebiyatta, sinemada, sanatın ve düşünsel hayatın her safhasında bu görsel sığlık hakim ve egemen.
sanırım uzun sürede bu durum devam edecek.
uzun zamandır üzerinde düşündüğüm ama altyapısını oluşturamadığım bir tasarı var zihnimde.
isteyen ve becerisi olan, kendi fikriymişcesine milyon dolarlar kazansın.
benim için insanlığın kazanımı önemli. düşlerimizin, kişiliğimizin, bizi biz yapan karakterimizin kazanımının coşkusu doyumum için yeter de artar bile.
her insanın el yazısını tanıtabileceği bir proğram geliştirin arkadaşlar.
bizi bu sığ, karaktersiz imgelemler batağından çıkarın.
her birimizin karakterini yansıttığı a larımız, b lerimiz olsun tekrar.
idealarımıza kavuşturun bizi tekrar.
gölgelerden baygınlık geldi.
mağaradan çıkışımıza klavuzluk edecek karakteristik imgelerimizi hediye edin bize.
mağara resimlerinden tekrar yazıya dönelim.
birbirimize bizden olanla seslenebilelim.
tekrar filozoflaşalım.
insan yanımıza şablonsuz bir dille sarılalım.