tüm dünyada şikeci damgası yemiş kayırılmış kimliğine ulaşmış soytarı seviyesindeki sonunda kupa olan her maçta Galatasaraya yenilmiş küçüklere yapılan şövalyece bir büyüklüktür ucunda sadece üç puan olan hedeften saptırmayan maçlarda kadıköyde feneri yenmemek.
bütün ezik gslileri belgelerle göt edişimin imzasıdır. bi de bu ezik gsliler ** durmadan nickaltımda havlar, utanmadan sözlüğe girerler. insan da biraz utanma olur canım aa. ne demişler;
(bkz: işteeee böyle her sene böyleeee cimboma böyleeeee koyaaaarlaaaaaaar)
bu yaptığım kapaktan sonra hala sözlüğe girebiliyor cinconlular. utanma yok bu 6s lilerde. ellerim dert görmesin. *
edit: utanmaz 6sliler rahatsız ahahaha.
bir galatasaraylı olarak hazırlayan arkadaşı takdir ediyorum. yıllarca atıp tuttuk beyler, kabul edelim kadıköy'de yenemiyoruz, yeneceğimize gerçekten inanmayı bırak, kendi kendimize bile bir şekilde yenilmeyi yine başarıyoruz komedi penaltılar, acaip kaleci hataları, akılalmaz defansif hatalar vs. 15 senedir ezeli rakibini orda yenemezsen ama hakemdi, fauldü, baskıydı, şikeydi falan demene lüzum yok köy takımları gelip çatur çutur fb'yi kadıköy'de yendi, arsenal falan 3-5 sallamadan gitmedi, kıçı kırık marsilya dakika 90'da 2-0'dan 2-2 yapıverdi. tek kazandığımız ışıkları söndürerek vermek zorunda kaldıkları şampiyonluk kupası. bu bize psikolojik üstünlüğü geri getirirdi hakkaten ama biz tuttuk geçen sene yine çok basitçe yenilip üstüne saha ortasında şampiyonluk kutladık. bunları geçtim bir dönem artık fb'yi kendi evimizde de yenemez hale gelmiş, bir sürü su şişesi fırlatmıştık en sonunda zıvanadan çıkıp. tt arena'daki ilk derbiyi 1-0 öndeyken yine 2-1 verdik ilgili abdürrahim albayrak videosunu bulursak ne derece vahim, travmatik günleri geride bırakmışız ve avrupa'da çeyrek final görüp yine şımarmışız. velhasıl bir şeyde başarılı olabilmek için önce başarısız olduğunu kabul etmek lazım, yenemiyoruz arkadaş 15 senedir ilaç için bir galibiyet alınmıyorsa bunda herkesin kabahati vardır. sağın, solun, stoperin, sağ kanadın, sol kanadın yıllardır yok, yıllardır taş gibi bir takım kurmayıp çilekti, pastaydı, kremaydı uğraşmışsın, yeni hagi romantizmine girmişsin, keita'yı gönderip uçan kanat sevdasına genç yıldız bruma'yı getirmişsin,ben büyük kaptanım,şöyle büyük galatasaraylıyım diyen arda'yı azcık yönetim becerisiyle koçumsun diyip gözünü boyayıp takımda tutamamışsın, tutup bir de gündüz seansları sinema kapatmak istersen sinema sahibi sana 50 liraya salon kapatır avm'lerdeki sinemalar o derece boşken adamı sinema kapattı diye küstürmüşsün, hocan büyük olunca,imparator olunca kel gözükmemiş, şapka fiyakalı göstermiş, şampiyonlar ligi'nde 6 yiyince ilk acabalar kafalarda belirmeye başlamış, 2 senede şenol güneş'le kendini bambaşka seviyelere çıkarmış, her yerden vuran, her yerden atan burak yılmaz'ı bjk'ye ilk geldiği sezondaki gibi kanatta oynatmaya çalışmak falan nerelerden çıkarıyosun bunları? kendi kendini baltalayan, 2 başarıda şımaran, havalara giren taraftar topluluğuyuz biz arkadaş, kaptanımız sabri. we have drogba'yı bırak, we have sneijder ama nerde defans, xelçuk küstü küsecek, melo penaltı vuramayacak kadar derbeder. bu kafalarla fb'yi 15 sene değil 25 sene geçse yenemeyiz. şike sürecini bile bu kadar başarılı atlatan gürültü patırtı kopmadan teknik direktörünü değiştiren, doğru transfer hamleleri yapan, hakkaten yetenekli ve ilaç olabilecek potuk'u üçe beşe bakmadan rakibinin elinden söküp alan takımı da tebrik ediyorum. adam akıllı taraftar olalım böyle capslerimiz olmasın.
yıllar önce bir fb-gs maçında, gs kazanır iddiası oynamıştım. o günden beri maçları bile seyretmiyorum. heycanı bile yok. fb her türlü gs'yi saraçoğlu'nda yener. bu çok net.