fanatik futbol seyircilerinin takımı kazansın diye yaptığı totemlerdir.
kimisi yerini değiştirir, kimisi uğurlu kıyafetini/formasını giyer, takısını takar. kimisi uğuruna inandığı biriyle maçı izler...
sanki orada olacak birşeyi o yaptığımız totemle değiştirebilecekmişiz gibi...
mesela ben;
beşiktaş maçlarını evde izlerken bize bir atak yapılıyorsa oturarak izlemem. hemen ayağa kalkarım. bir de bize şut çekilirken bağırırım genelde. şu ana kadar bunları yapınca gol yemedik. * zaten ne zaman gol yesek kendimi suçluyorum bunları zamanında yapamadığım için.
''tutuyo ya la hakkaten'' denilesi totemlerdir. bu sene beşiktaşın tv de yayınlanan bütün avrupa maçlarında babam oda da ise gol atamıyoruz adam wc için odadan çıkıyor gol oluyor. bir değil iki değil tüm maçlarda oldu. son rapid wien maçında adamcağız maçı antrede kapı dinleyerek takip etti.
takımım atağa kalktığında ben de türbinde atağa kalkarım. yoksa topu kaybederiz. gerçi muhteşem ts taraftarı sahadaki takımından daha çok atak yapıyor. *
bizim takımın atak yönü doğrultusunda bir eli ötekinin üstüne koymak. yani nedir biz üstte olalım efendim. yine bizim takımın atak yönü doğrultusunda kumandayı tutmak. yani nedir, kumanda bizde olsun. kabul ediyorum hepsi salakça ama bu totemleri 99-00 sezonunda icad etmiş bulunmaktayım ve galatasaraylıyım sözlük. gel de inanma şimdi..
Kendi evim, ben ve arkadaşlarım için geçerli totemler;
Eve davet edilen prostat hastası arkadaşın ilk 45 dakika içerisinde tuvalete gitmesi yasaktır.
Çoraplarımı ters giyer, ilk 45 dakikayı öyle izlerim.
ilk 12 dakika küfür etmem.
Penaltı kullanırken takımım (bkz: alex) fortmantodaki aynaya dokunurum ve tv ye bakmam.
Kritik skorlarda (bkz: 2-1) üzerimdeki formayı değiştirir, deplasman forması giyerim.
En büyük totemim ise***
kesinlikle ama kesinlikle santra ile beraber bir adet marlboro light içerim.
not: normalde winston gray içerim ama haftada bir paket alıyoruz fenerbahçe için napak...
evde iki tane köpeğimiz var biri siyah, biri beyaz. babamla ben siyah olanı bizden mümkün olduğunca uzak tutuyoruz. kritik dakikalarda ise beyazı alaaddin'in lambasını okşar gibi okşuyoruz. hayvan ne olduğunu anlamıyor tabi ama işe yarıyor lan.
maç 0-0 ve dakika 85'se maçı bırakır kalkar işemeye giderim döndüğümde durum 1-0 dır ya da 1-2 dakika içinde 1-0 olur bende 5 dakikada beşiktaş der gülerim.
türkiye-çek cumhuriyeti maçında 2-0 olana kadar maçı izlemek. maçın dönmeyeceğini tahmin ederek üç kişi "bari karı-kıza bakalım, siklemessek belki mucize olur" diyerek laptopa abanmak. sonuç: 2-0 dan 3-2.
tv den izlerken mutlaka maç başlamadan tv nin başına geçmek. ve özellikle derbilerde tehlikeli frikiklerde ve kornerlerde yere bakıp kulakları tıkamak.
-maçı izlememek, hatta maç bitene kadar skoru öğrenmemek (bkz: aşk tutulması)
-maçı daha önce izlediğin yerde izlemek
-bir önceki maçta giydiğin kıyafeti giymek
-maçı beraber izlediğin arkadaşlarının yanında olmasını sağlamak
-rakip takım atağa geçtiğinde hoşt diye bağırmak
-derbi maçı günü namaz kılıp evden çıkmak (bkz: gusul abdesti)
bunlardan bazılarını ezeli rakibin maçında da onlar yenilsin diye yapmak
ilk 45 dakikayı izleyip reklam girince kanal değiştirmek sonra ikinci yarıyıda izleyip sözlüğe girip off ne pis koyduk ama diye entry girmek.
bi saniye bu totem değil ki normalde de hep bunu yapıyorum zaten.
efendim sene kaç hatırlamıyorum ama fenerbahçe-galatasaray maçı var.ve ben de galatasaraylıyım ayrıca çok büyük de taffarel hayranıydım,hala da öyleyim. neyse maç 3-1 oldu,derken 4-2 oldu.benim tabi baya moralim bozulmuştu, ve mahalle maçlarında kalecilik yapmamın verdiği hisle birlikte eldivenlerimi alıp televizyonun karşısına geçtim,diyordum bir şey olacak çevireceğiz maçı.işte böyle giderken son dakika artık,evdekiler "kapat artık şu kanalı, yenildi işte galatasaray" deyip duruyorlar.kapatmadım tabi,gol oldu 90 artı bilmem kaçta.ben tabi havalardayım.4-4 oldu maç çünkü. sonra penaltılarda 7-6 kaybettik orası ayrı bir mesele.ama hala belleğimde güçlü bir yer tutar o maç.
tanım: maçı kendi takımınızın kazanması için yaptığınız hareketlerdir.