aslında psikolojik bir rahatsızlık gibi ele alınması gereken bi durumdur. her insanın içinde bi parça bulunur fakat kendini doğrayıp kesip mutlu olmaya başlayan ve bunu sürekli tekrarlayan kişilerin tedavi olması gerekmektedir. türk toplumunun bir kısmında da vardır.
(bkz: jilet)
(bkz: müslüm gürses)
f.nietzsche. o acı çekmekten hoşalanan biri. çılgın baş ağrılarına rağmen hiç bir yardım kabul etmemiş ve bu baş ağrılarını yeni çıkaracağı kitabının doğum sancıları olarak nitelendirmiş ve bu acılarla yaşamayı kabul etmiş.
freud'a göre çoğu uysal, kibar ve yardımsever insanlardır. bu niteliklere sahip olmanın doğal sonucunun acıyı göze almak, bir yerden sonra mutluluğu da acının içinde aramak olduğunu anlamak zor değil. ama ya birilerinin*, yıkımı-zararı sırf kendine dönük diye birine hasta derken, şiddeti başkalarına yöneltene kahraman demesi*?..bir yanlışlık var bir yerlerde sanki!
daha fazla acı için elinden geleni yapan hatta inandığı tanrıya daha fazla acı çektirmesi için yalvaran, nefsina savaş açmış insan tipi de denir..
(bkz: hz eyyub)
en sevdiği eylemler:
-bileklerini zevk için kesmek,
-vücuduna maket bıçağıyla yazılar yazmak,
-"toplu iğneyi ne kadar derine batırabilirim" demek ve bunu test etmek,
-tırnakların et diplerini koparmak,
-dilini tüm gücüyle ısırmak,
-2 parmakla ağzını iki farklı tarafa çekmek,
-yanan ateşin üzerine elini koymak,
-çivili yatakta yatmak,
-uçlu kalemi kola batırmak,
-duvara kafa atmak,
-yumrukla cam kırmak,
-parmağını elektrik prizine sokmak,
-vücudundaki yaraları deşmek,
-tırnaklarını sökmek vs. olan ağır psikolojik sorunlu kişi.