haksızlığa uğradım. bana, ne mutlu türküm diyene dedirttiler yıllaraca, köylerimizin adları değiştirildi, bizde kalktık, çoluk cocuk demedik önümüze geleni katlettik. diyarbakır da patlattığımız bombada ölen çocuklarda bizim mazlum olmamızın bir sonucudur.
bizim ağalar uyuşturucu kaçırır oldular bu mazlumluk yüzünden. e ağam bu işe girmiş yapmasak olmaz, genç yaşlı, çoluk cocuk demedik zehirledik milleti, çok kazançlı işmiş, kısa zamanda çok ve büyük işler başardık, daha çok silah aldık, e tabi silah çoğalınca işlerin çapıda büyüdü. organdır, insandır derken bi bakmışız herşeyi kaçırır olmuş bizim mazlum ağalar.
gel zaman git zaman silahlar daha da çoğaldı, e tabi bu silahları tutacak el lazım. e o zaman napalım? durun biz bi devlet kuralım dedi bizim ağalar, yoksa bu marabaları nasıl çıkartırız dağa? kutsal bi sebep lazım bunlara. başladık propagandaya. yemedi tabi ilk başta bizim gençler bu numarayı, senmisin yemeyen verdik mermiyi. mazlumuz biz dedik anlamadılar ne yapalım, ya dağa gel ya da gebertiriz deyip başladık kendi insanımızı katletmeye. köyleri bastık, kundaktaki bebeleri katlettik sırf mazlum olduğumuzdan.
şimdi bizleri suçluymuşuz gibi gösteriyorsunuz ya, işte biz en çok buna bozuluyoruz. sanki biz durup dururken, herşey güllük gülistanlıkken çıktık dağa.
80 senedir bize hizmet gelmedi, yolumuz suyumuz yoktu nerdeydi devlet? biz ağalarımızı milletvekili seçtik gönderdik ankaraya, bunların bazıları bakan oldu. onlar bize hizmet getirmedi, isyan mı etseydik ağalarımıza, yakışırmı töremizde ağa ya isyan. mesela anap döneminde bi sebgetullah vardı, alamanya ya insan hakları komisyonun da bir toplantıya gönderildiydi, toplantıya katılmayıp bir konsomatris ile görüntülendi. ağamız bizim, taş bastık bağrımıza. satılmış ağalarımıza isyan etmektense, devlete isyan ettik ağalarımızın isteği üzerine.
biz mi suçluyuz ha söyleyin, şimdi biz mi suçluyuz? siz yaptırdınız tüm bu vahşeti. ne istediniz köylerimizin isimlerinden, soruyorum size ne istediniz hee?