Mevlânâ Halid-i Bağdadi hazretlerinin methini duyan, Bağdât Vâlisi Saîd Paşa bir gün dergahın kapısını çalar.
Onu içeri alır baş köşeye oturturlar.
Ancak vali, Mevlânâ Hâlidin heybetine dayanamaz, diz çöküp titremeye başlar.
Büyük veli ona kıyâmette, herkese nefsinden suâl olunur buyururlar,
sana ise hem kendinden, hem de emrin altındakilerden sorarlar.
O günün dehşetinden analar evlâdını unutur,
hâmileler vakitsiz doğururlar.
Nice harp görmüş cengaverler korkudan sarhoş olurlar...
Paşa yaprak gibi titrer ve nolur bana dua edin diye ağlamaya başlar.
Mevlânâ Halid hazretleri elbette der elbette dua ederim ancak bir mazlumun ahını aldıysan faydası olmaz.
Vakit geçirmeden helallik almaya bak!