Kendinin kim olduğunu bilmeyen,kendini başkalarının bakışlarında arayan
kendi sayesinde değil başkaları sayesinde mutlu olacağına inanan
başına gelenlerden ders almak yerine,başkalarını suçlamayı tercih eden adamcık.
bir insanın sahip olabileceği en talihsiz isimlerden biri.
şimdi bir çırak düşünün sevgili sözlük yazarları. alakasız her anda çağırılıyorsunuz (hikayedeki mazlum ben değilim).
-mazluuuuuuum gel buraya.
-mazlum gel de taşı şunları, kalıplı çocuksun şimdi ehe ehe.
-mazluuum sana şimdi bir koyarım mazlum olursun haaa.
-mazluuum koooş bana mengene getir.
-mazlumu cağırın bana ehe ehe ehe ehe.
-mazluuuum oğlum sen neden bu kadar mazlumsun yahu ehe ehe.
evet efenim, tüm bu iğrenç espriler bir marangozhanede 14 yaşındaki 50 kilo bir çocuğa yapılmaktadır. stajyer olan simplicity ise olaya hayretle bakmaktadır. insan empati yapmaya korkuyor.
Filistin'deki, Mısır'daki, Doğu Türkistan'daki, Suriye'deki mazlumlara "terörist", zalimlere de "otoritemiz" diyen kanı bozukların, son günlerde kendilerine verdikleri sıfattır.
"Mazlumun zalim karşısında itirafçı, soytarı, fahişe veya muhasip olmak zorunda kalması beni çok yaralıyor. Yaralılık da bir tür soytarılık öte yandan. ‘öte yandan’ ifadesi de zaten bok, tıpkı ‘ama’ gibi… " *