yillar yili; annemden bana ve babama, benden cift bukum calisanlarindan ayten'e ve sengunler suthanesinden ayla'ya, babamdan ise sivas'ta vatani gorevini yaptigi muhabere alayindaki komutani, mezartasi hilmi'ye gelen sarki. (bkz: tum sevenlere gelsin)
özellikle müziği, düzenlemesi, ve de vokallerindeki uyum tahtasındaki son nokta ile, her türlü kafa yapısında kendisini dinlettirebilen nadir şarkılardan birisi olan mfö şarkısı.. aynı zamanda, sinan çetin'in çekmiş olduğu bir klibi de vardır bu şarkının, trenin içinde geçen..
hayatta halinin ne kötü ne de şahane olmayan, hep aynı hikayeleri yaşaması sebebiyle hayatta farklı renkleri göremeyecek durumda olan tek kişinin ben olmadığımı piyasaya çıktığı dönemde bana öğretmiş olan şarkıdır. bu şarkı sayesinde hayatın bu monoton akışının aslında gayet doğal olduğunu kabullenebilmiş ve bu sayede belki de hayata bağlanmışımdır. asabi hallere büründüğümde kendimi tanımlamak için başvuracağım sözlere sahip olması da ayrı bir özelliğidir. ancak tüm hoşluğuna rağmen bu şarkı sabah uyandırma melodisi yapılmamalıdır, zira sözleri her sabah kalkmayıp biraz daha uyuma hevesinde olan miskin bünyeye yatmaya devam etmesi bakımından bahane sunmaktadır...
mvab olarak da bilinen mfo nun super bır sarkısıdır sozlerı su sekıldedır:
gülmüyor yüzüm hayat zor oldu
güller susuz kurudu soldu
tövbe ettim gene bozuldu
yüreğim yanar
mazeretim var asabiyim ben
eskidim belki gönül yoruldu
aşık oldum soru soruldu
affet beni kırdım istemeden
yüreğim yanar
mazeretim var asabiyim ben
boş laf bunlar hepsi bahane
halim ne kötü ne şahane
nedir bu böyle aynı hikaye
suç kimde? neden böyle...?
üzdün yeter üstüme varma
soru sorma biliyorsun; mazeretim var
boş konuşma görüyorsun asabiyim ben
mazeretim var asabiyim ben