mayıs ayının hatırlattıkları

entry84 galeri1
    1.
  1. yılın beş numaralı ayının hafızamızda yer eden özetleridir. Anımsattıkları, kişiye göre değişir. ilkokuldan lise son sınıfa kadar hep aynı şey gelirdi mayıs diyince, bilmem kaç yaşına geldik hala aynı şey geliyor aklıma, yeşil sahalarda dans eden taş gibi hatunların piyasaya çıktığı bayram:

    -19 mayıs (semtte ne kadar taş hatun varsa stadyumdaydı)
    1 ...
  2. 2.
  3. 3.
  4. 4.
  5. hıdrellez. en yüksek ateşten atlayanın havalı sayıldığı toplanma günü.
    0 ...
  6. 5.
  7. 6.
  8. 3 mayıs türkçülük ve turancılık bayramı.
    1 ...
  9. 7.
  10. 8.
  11. 9.
  12. 10.
  13. 11.
  14. Mahalle çocuklarının araba lastiği yakmasıyla etrafı kara dumana buladıkları günü içeren ay.
    (bkz: hıdırellez)
    0 ...
  15. 12.
  16. 13.
  17. 14.
  18. 15.
  19. 16.
  20. 17.
  21. uğursuzumdur mayıs. mayıs'ta doğdum, mayıs'ta yenildim, mayıs'ta kaybettim, mayıs'ta öldüm, mayıs'ta öleceğim.

    aklım, haklıyım, et firarını!

    ovdun ve okşadın beni
    çıktı içimdeki cin;
    ondan ölümümü diledin.

    mayıstı.

    seni o yüzden bağışladım!
    ben en çok mayısta su içerim
    derinim balık kaynar derinim kanımı kaynar
    ben en çok mayısta öne eğerim başımı
    içimden felçli bir göçebe gökyüzüne bakar.

    avuçlarımda yaralı kelebek taşımayı
    mayısta öğrenmiştim;
    ve teraslarda bach dinlemek en çok mayısa yakışırdı
    ve kim bilir
    mayıs artık en çok senin tanrılarına yakışır
    tiril tiril bembeyaz bir giysiyle
    rüzgârda ayakların çıplak
    öyle başın öne eğik yıllarca o boş terasta durmak

    kartpostallardan tanıdığın bir şehri düşünmek gibi
    bir yaraya kabuk olmayı kabullenmek gibi
    eksik, yarım, farkına varmaktan kaçınılan
    tam
    tam yaza girecekken
    yazın omzuna yüzünü dayayacakken
    çekip giden
    ayaklarının altından o son sığınak terası da
    acılarının veliahtı bach'ı da çekip
    gitmiştir işte, yalnızca gitmiştir
    yani.. anlıyor musun.. mayıstı..

    seni o yüzden bağışladım!

    bir sesim vardı gölgenden ikmale kalan
    biliyorum, büyük çocukluktu birbirimizi sevmemiz
    cesaret işiydi, delikanlıcaydı,
    bu korkunç sevgide
    yanlışlarımızı yeniden keşfedişimiz
    el deymemiş yalnızlıklara kalkışmamız
    yalnızlıklarımızı değiş tokuş etmemiz

    bu evcilik oyununda bile duldum
    hatırla
    sana dizlerimi
    sana tabi bileklerimi ve topuklarımı sundum;
    çevirdikçe bedenini ruhunun radyo dalgalarında
    cazdı, bluesdu, klasik kemandı, klasik aştı
    boktu püsurdu
    hatırla, senin gözlerin çokulusluydu
    senin gözlerin ham kadınsızdı
    çamurdandı
    ağzımda getirdiğim karsuyunu
    kalbine kaçırdım! ovdun ve okşadın beni
    çıktı içimdeki cin
    yatağa döküldü
    yatağıma döküldün
    yatağına döküldüm
    ve ben bu sonsuz savruluşta
    o gece
    bütün eski sevgililerimden ince ince söküldüm!

    senin oldum!

    ihanetinle pislenen küçük dolaşımımdaki kanla
    karalar çekerek ölümsüz kirpikdiplerine senin
    senin mahşer atlısı dudaklarına
    en çok da dudaklarına sokuldum!
    üşüyordum,
    üstüme doğru çekip o kedi dudaklarını
    bir tay sığınırmışcasına anasına
    bana ölünle uyudum! anlıyor musun.. işitiyor musun..
    cesedine yeni baştan hayat verebilmek için
    ihtiyarladım.. ihtiyarladım..
    ben zaten kendimi aşklarda
    hep kalkışılınmış müthiş intiharlarla yaraladım!
    koştum sürekli
    bir hüzünden bir tersliğe dokunarak koştum

    bazı sevdalarda hafızasını kaybeder ya insan
    telaşlanır, ağlar
    babasını sorar çevresindekilere
    öldüğünü bildiği halde
    adını unutur, yolunu kaybeder oturduğu evin
    bir titreme gelir yerleşir ya ortasına mayısın
    bir dikilir bir çöker ya
    kalbine secde eden intikam
    tam
    tam yaza girecekken
    yaza bir ekmek bıçağı tutuşturacakken
    sapı plastik kötü bir ekmek bıçağı
    -geri döner.. döner değil mi.. diye
    birkaç kırık sözcük.. buruşuk..
    -öldürürüm o zaman, kurtulurum.. deyip sustuğun
    -kaçarım sonra, kimse sormaz.. deyip yığıldığın
    nisandan hazirana doğru bir su kayakçısı
    gibi süzülürken mayıs, ah bach!

    ah benim bir kangurunun cebine yerleştirdiği yavrum!
    talanım! artanım! eksik kalanım! yarım kalanım!

    nasıl yedirirdim ihanetini kendime
    o dev hisle sen mayıstın ben mayıstım
    herşey ama herşey elele mayıstı
    seni o yüzden bağışladım!

    uzanıp topraktan çıkarttın beni
    tozumu sildin, hohladın, parlattın
    ovdun ve okşadın beni
    çıktı içimdeki cin;
    ondan
    -gidecektin, mecburdun, hepsi gibi-
    affını diledin.

    mayıstı. mecburdum.seni o yüzden bağışladım!
    1 ...
  22. 17.
  23. erik , doğum günüm ve 3 senedir sınıfça düzenlediğimiz adalarda bisiklet turu.
    0 ...
  24. 18.
  25. kotu seyler hatirlatmakta bana mayis. en sevmedigim aylardan kasimla birlikte. 30 kasim!
    1 ...
  26. 19.
  27. ben Mayıs günleri arasına yerleştirilmiş tanıdık mayınlardanım. Günlerden de
    yalnız başına içki içip küfrettiğim,
    garip ama muhteşem uluslararası bir pazar!
    0 ...
  28. 20.
  29. işçi bayramı
    anneler günü
    19 mayıs
    bide sarızdaki ayı.
    0 ...
  30. 21.
  31. Doğum günü ve her Mayıs ayında bir yaşı daha geride bırakmanın hüznüdür.
    3 ...
  32. 22.
  33. boynuzlandigimi hatirliyorum mayis ayi dendiginde.
    0 ...
  34. 23.
  35. birçok kupa ve sınavların bitimi.
    0 ...
  36. 24.
© 2025 uludağ sözlük