biz seninle bir ekinoksuz
güzün ayakları değiyor denize
bu garip eşitliğe yapışmış kalmış dudakların
acı, yıldırabilir mi tımarhane radyolarını
asla! bir sürü peygamber gibi yağarken yağmur
kim gelip de bu gece günü durdurur...
olmaz bir büyücülük hissiyle cebelleşiyorum.
kızlar, kıpkızıl bir istanbul'a bakıyorlar. kızlar,
fırsat bu fırsat bütün komünist binalara bakıyorlar
coplarla regl görmüş müthiş hızlı atlar-
-gibi şaha kalkıyorlar mayakovski meydanı'nda.
sen de bir heykelsin mayakovski meydanı'nda
güz rengi ayakların değiyor korkunç ölülerle-
süslenmiş denize.
bekle!
asacağın bayrağın rengine dönmekte dalda kızılcık bebede buse!
şimdi canhavliyle sarıldığı m bir revolver gibi parlamakta saçların.
şimdi
uzun zamandır hasretini çektiğim tenin gibi kokmakta
istanbul' un yakılıp yıkılıp işgal edilmiş köşeleri.
artık sen de pir' sin, sultan'sın
mayakovski meydanı'nda kanlı gömleğini sevinçle pankart diye açansın!
biz seninle bir ekinoksuz;
onunki tabureye değedursun.
halkın ayakları değiyor denize!