gerçekten büyük efsanedir. late goodbye şarkısı sadece sonda değil, oyunun içinde de birkaç kez çalınmış ve aslında şarkının sözleri oyunun sonuna dair spoiler de vermiştir.
bu oyundaki hikaye dizisi çekilip rayting rekortmeni olacak cinstendir. ilk oyunda eşi ve çocuğunu kaybettikten sonra nihayet intikamını alan max tam hayatını rayına oturtmaya başlamıştır ki bu seferde mona adında kiralık katile gönlünü kaptırır. mona bir cinayet davasında baş şüphelidir ve polisler onu aramaktadır. max polis olmasına rağmen monaya yardım eder. amiri jim bravura hatta ortağı detektif winterson'u karşısına alır.görevden ihraç edilip masabaşına verilmesi bile onu durdurmaz. aynı zamanda vladimir lem ile vinnnie gogniti arasındaki davayıda çözmeye çalışır. hastane, inşaat sahası ve vinnie gognitili otopark bölümleri efsanedir. kısacası koyun kanal d'ye oynasın.
pc'de baştan sona oynadığım ve bittiğinde poets of the fall'un late goodbye adlı parçası ile gözlerimin dolmasına sebep olan son derece çarpıcı yegane tecrübe idi (oyun demek az gelirdi).
tekrardan bitireli 1 hafta oluyor. ilk oyunuyla beraber. Aşktır, tutkudur. Ayrıdır. Aynı tadı bırakan bir hitman 2 birde cod 4 vardır. Çok çok eski msdos volfied vardır 439 kb. Oyun efsanesidir.
yıllardır oynadığım oyunlardan biri. benim çocukluğum, ergenliğim demek bu oyun. sıradan bir pc oyunundan çok daha öte her anlamda.
Oyun piyasası şuan ne kadar gelişmiş olursa olsun, benim gözümde hiçbiri Max Payne 1 ve 2 kadar olamadı. Mükemmel senaryoya sahip, o atmosferi içinizde hissettiren ve diyaloglarda bile "edebi cümle" bile barındıran kaç oyun var ki.Hala oynuyorum
Max; geçmişini aşırı özleyen ve unutamayan, intikam peşinde, derin bunalımda, nefret dolu bir herifti. Kendimle çok özdeştirdim hep.
- "The past is a gaping hole. You try to run from it, but the more you run, the deeper, more terrible it grows behind you, its edges yawning at your heels. Your only chance is to turn around and face it. But it's like looking down into the grave of your love, or kissing the mouth of a gun, a bullet trembling in its dark nest, ready to blow your head off "
- "Death is inevitable. Our fear of it makes us play safe, blocks out emotion. It's a losing game. Without passion you are already dead."
- "The past's a puzzle, like a broken mirror. As u piece it together, u cut urself, ur image keeps shifting. And u change with it"
- "Memories of my previous visit here lurked in the shadows, a musty smell under the coat of new paint."
Benim için serinin son oyunudur. Teknoloji max payne serisine iyi gelmemiş. Max payne 3 bilgisayarımda sanırım 2 yıldır duruyor ama oynamak içimden gelmiyor.
beni etkileyen tek oyundur (birinci oyunu bir de). oyunun konusu, akışı, duygusal sahneler, maxin gereksiz delikanlılıkları, monanın soğukkanlığının altındaki maxa olan tutkusu. nefis oyundur. kesinlikle "tps işte amua goyim" şeklinde bakılmaması gerekir. film gibi oyundur ki filmi de çekilmiştir.
Efsane oyundur. Hikayesi çok güzeldir, alır sizi başka yerlere götürür. Oyundaki repliklerde çok güzeldir. Durduk yere adamın amına koyan bir oyundur. Her zaman oynanabilir. Sonda çalan müziğe de laf yok zaten. Sanırım şarkının ismi "Such A Late Goodbye" dı.
max ve mona'nın durumu... oyun bitince çalan sağlam şarkı... defalarca bitirdiğimi bilirim bu oyunu. nedense bitirince bir duygulanma filan oluyor bende hala.