uluslararası sularda, kanun dışı olarak israil ordusunun müdahalesine/saldırısına uğramış türk gemisi. ingiliz bir uluslararası insan hakları avukatının tv'de belirttiği üzere hukuk sürdürülecek soruşturmayı yürütme hakkını türkiye'ye veriyor. türkiye talepte bulunursa israil'in gemileri, soruşturma için toparlanan tüm delilleri ve soruşturmanın konusu olan herkesi (israilli askerler dahil) türkiye'ye teslim etmesi gerekiyormuş.
israil'in geri vermeyeceğini tahmin etmek çok zor değil. bu davranış ise sadece uluslararası tepkiyi arttıracak. şu anda yapılması gereken de bu, güçlü ve hukuka dayalı bir koalisyon oluşturmak. umarım hükümet ve dış işleri içerde kopan birbirini parmakla gösterip suçlama girdabının içine düşmeyip bunları yapar.
ben hayatımda israil'e karşı bu kadar büyük ve uluslararası tepki görmedim. bu gemi uluslararası sularda hiç bir kanuna uygun olmayan bir şekilde saldırıya uğradı. bunu tüm dünya kabul etmiş durumda.
bu gemilerde sadece türkler yoktu, avrupalı aktivistler, parlementerler, temsilciler vardı. organizasyon uluslararası bir koalisyonun hareketi ve bütün bu insanların ülkeleri de tepki gösterecektir. türkiye ne pahasına olursa olsun tek bir ses çıkarıp bütün bu tepkileri en ağır şekilde israil'in üzerine/önüne yönlendirmesi gerekiyor. bu gemi de onun "anahtarı".
"hemen donanmayı gönderip zorla alalım" diyenler gidip bir yüzlerini yıkasınlar, kahveyi azaltsınlar. öfkeyle kalkıp zararla oturmanın, haklıyken haksız çıkmaya çalışmanın lüzumu yok. türkiye gündeminde konuşulan ve onların işine gelen her şeyi israil "kullanacak ve kaşıyacaktır". biz savaş çığlıkları attıkça onlar bunları kullanıp bizim saldırgan olduğumuzu iddia edecekler. ellerinde "bize sopa ve bıçaklarla saldırdılar" ve "gemidekilerin teröristlerle ilgisi olduğuna inanıyorduk "dışında bir argüman yok. her türlü çamura yatacaklar. çünkü yaptıklarını savunmak için hiç bir doğru düzgün argümanları yok.
tüm dünya bu gemide "terörist" olmadığını, gemide "aktivistler" olduğunu ve olayın askerlerin sivil bir gemiye saldırısı olduğunu kabul etmiş durumda. tek yapacağımız sıkı durmak, hukuku sonuna kadar zorlamak ve israil üzerindeki baskıyı arttırmak. abuk subuk iç kavgalara, suçlamalara, politikalara boğulmak değil.
esir marmaradır.
her türk vatandaşıda onunla birlikte özünde esir alınmış vaziyettedir.
özgürlüğün tek yolu akan kanın hesabını sormak ve cezalandırılmasını sağlamaktır.
bayrağımızı yerlere atanın kellesini ayrıca vermeleri gerekmektedir.
avşa adasında tatil yaparken gördüğüm gemi. istanbul-avşa seferlerinde kullanılıyordu.
20. yüzyıl tarihine goben ve breslau gemileri geçmişti, 21. yüzyıl tarihi de sanırım mavi marmara'yı yazacak. "ben o gemiyi görmüştüm" diyeceğim ben de tarihe tanıklık etmiş birisi olarak.
içinde silah bulunduğu iddaa edilen gemidir Agence france-presse'in haberine göre.Eğer bu olayın doğruluğu ispatlanırsa türkiyenin basını cok ağrıtacak gemi.
rotamız filistin yükümüz özgürlük sloganıyla gazze'ye insani yardım götüren özgürlük filosunun sancak gemisi rolünü üstlenmiş türk gemisi. dünyanın farklı ülkelerinden gelen insan hakları savunucularını da taşımakta olan bu filo siyonist terör aygıtının zulmüne maruz kalmış ve en temel insani ihtiyaçları bile kısıtlanmış gazzelilere yardım götürmektedir. götürülen yardım dertleri tümüyle çözmeyecektir ama dünyanın dikkatini petrol, doğalgaz vb. doğal kaynakları olmadığı için birleşmiş milletler tarafından zulme terkedilern bu bölgeye çekmiştir.
yapımında babamında katkısı bulunan, yaklaşık 6 saat süren 12 senedir sirkeci-avşa arası sefer yapan, bu sene hak ettiği değer verilerek bakımı yapılacağı söylenen, yolculuğun uzun sürmesi dolayısıyla insanlarla kaynaştığın, önemli dostluklar edindiğin geminin adı