bildiğiniz varlığı bilmenizi sağlayan boyutlar (kaç tane idi bunlar), pek te tekin olmayabilir.. üzerinde durduğunuz şeyin kayıp gitme olasılığı düşündüğünüzden daha güçlü olabilir.. paranoya ruhsal bir sorundur diyenler birşeylere hizmet ediyor olabilirler..
fakat tüm bunları herkes biliyor zaten.. o halde şöyle buyurun lütfen..
çizdiği resimlere baktığınızda ilk önce: '' e ne var bunda yani?güzel çizmiş ama hani.'' dediğiniz fakat detaylıca bakınca: '' hass*ktir, napmış lan bu, ohhaaa!'' gibi çılgın atan cümleler sarfettiğiniz şahıs.
corel draw x3'te escher stilinde çok basit bir resim yapmanın bile ne kadar zor olduğunu bizzat yaşarak öğrendikten sonra, bakır üzerinde çalışarak resim yapan bu hollandalı amcayı takdir etmek bile anlamsızdır. ben de kim oluyorum?
simetri karmaşasını en iyi şekilde yaratmış, Sanatsal hazzımı her eseriyle milyonlarca defa katlayan 19. yy. dehası.. algı kapısının en uca dayandığını düşündüğüm yegane isim. bütün avrupa'da yaşamış ve sonsuzluğu 2. boyuttan çıkarıp 3. boyuta sokan birinin 1972'de öldüğünden bu yana resimlerindeki karaktere bürünüşünü görüyorum. en önemli eseri olan relativity'de de görüldüğü gibi sonsuzluk gerçekten sonsuz. nitekim italya'da kaldığı yıllarda doğayla daha iç içe olmus, portre çalışmalarına ağırlık vermiş; isviçre ve belçika'da daha sürreal bir akılla dısavurmuş düşüncelerini. hayvanlar üzerinde daha çok yoğunlaşmış ve onların sınırsızlığına el atmıştır. büyüdüğü yer olan hollanda ise escher için yeniden ufku açık saf parıltılar içinde yansımıştır kağıda. tüm bunlar onun devam eden mükemmelliğinin ışığıdır ki bugüne kadar ulaşmış ve hala ulaşmaktadır.
hollandalı bir ressamdır kendileri. biraz psikopattır da. imkansız resimlerin ustasıdır. perspektif ustasıdır:hiçbir yere ulaşmayan merdivenler, bir yere açılmayan odalar gibi paradoks resimleri vardır. kısaca delidir. bir diğer deli için (bkz: salvador dali)
insanın neye yatkın olduğuna bağlı olarak, resminde hangi anlamı yakalayacağına özen göstermiş bir sanatçı. Deyimi yerindeyse, insanlar arasından, izleyicisini, takipçisini seçebilmiş bir sanatçı. Uzay-zamanın büküldüğü durumu tahayyül edebilen kişiler, bir elin parmak sayısını geçmezken, işte bu adam onlardan biri olarak karşımıza çıkıyor. Zihni, bizim algılayabildiğimiz evrenin sınırlarını aşmış, boyutlarüstü zekasıyla üç boyutu istediği gibi bükebilmiş biri.
Sadece bunlar mı? Değil. Günlük yaşantının içinden formlarla yarattığı kusursuz -ama imkansız- çizimlerde, sanatın, düşünemediği kanısını taşıdığımız hayvanlara bile hitap eden bir yanını ortaya çıkarmış ve sanatın "demokratikleşmesine" katkıda bulunmuş. Rönesans'tan sonra özellikle bir burjuva sanatı olan resme, getirdiği yeni bakış açılarıyla yepyeni anlamlar ve izleyiciler kazandırmış. "Simetri" ve "imkansız şekiller" gibi kavramları, sokağa, gündelik yaşamın insanına yaklaştırarak, albert Camus'nün edebiyatta yaptığı şeyi, resimde gerçekleştirmiş.
paradoks ve sonsuzluk denince akla gelen ressam. bir de geb tabii ki. ilginc olan ise genel kaninin aksine escher'in lisede matematiginin kotu olmasidir. buna ragmen sonradan topoloji ve Tesselasyon calismistir. eserlerinde bu calismalarin orneklerine cokca rastlanir. roger penrose ile de calismis biridir.