zeki kayahan coşkun'un sunuculuğunu yaptığı gece 22.00 - 01.00 saatleri arasında yayında olan, sokağı radyoya radyoyu da sokağa taşıma fikrini benimsemiş ve bunu da çok güzel uygulamış radyo programıdır.
televizyonda yaptığı vasat ötesi programdan sonra kendisinden soğutan zkc'nin sunduğu radyo programı. sonrasında lise günlerimden kalma hatrı için bir süre daha dinlemeye devam ettiysem de aynı tadı bir türlü alamadım, o eski samimiyetini içtenliğini yitirdi sanki. hala devam ediyormuş şaşırdım.
2 gündür dinlediğim program. uzun aradan sonra zeki nin show fm e geçtiğini öğrendim bu arada.
dün programı kapatmadan önce masallar konusuna değindi. alo masal hattını aradı ve ''yalnız prens ve kum perisi '' diye bir masal dinletti. tabi ben bu masalı dinlerken her zamanki gibi gülüyorum.
yalnız ve yakışıklı prens, güzeller güzeli peri ya da prenses, ne bilim prensin zengin olması vs.
çocukluğum hep masal okumakla ya da masal dinlemekle geçti. hep aldandım o masallara. üniversiteye kadar her şeyin güzel olduğuna inanıyordum. üniversiteye başladıktan sonra ise, üniversitenin gençleri özgürleştirdiğini değil, dahada beter pısırıklaştırdığını, bunu da kuralları öğreterek yaptırdığını anlamıştım. ee birde iş bulma hayalleri, iyi bir maaş, geziler, tatiller, yurtdışı görmeler derken bir sürü hayalimin havaya asılı kalmasını görünce , o zaman anlamıştım. bu masallar aslında bir tür plandı.
hep yazardım bunu. tek gerçek masal kibritçi kız derdim. pamuk prensesin prensle evlenemeden öldüğüne, kül kedisinin ise soylu olmadığı için prensin ailesi tarafından reddedildiğine, amcamın anlattığı masallardaki koca devin o 3 kızı yediğine, yine şengül mengül ve destegül adlı kuzuların da kurtlar tarafından tuzağa düştüğüne, kırmızı başlıklı kızın kötü kalpli bir erkek tarafından kandırılıp tecavüze uğradığına hep inanırdım. yanılmamışım ya. zeki de bundan bahsetti. bu konuda yalnız olmadığımı öğrenince sevindim.
bu konuda ne yapılır bilmem ama küçük çocuklara o masalların çok tehlikeli geldiğine bende inanıyorum. onun yerine başka şeyler okutulmalı ve dinletilmeli.
ben hiçbir zaman prensini bekleyecek kadar deli olmadım ama bir gün o masallardaki gibi hayatı yaşayacağıma inandım bir süre. her şey iyi gidecek dedim, iş bulacağım, iyi bir param olsacak vs.
dünya adaletli bir yer değil. iskandinav gençlerine bakıyorum. benim yaşımda adam sevgilisiyle dünya geziyor. onların en fakiri bizim ülkenin orta durumlusuna denk geliyor. hayat standartları yüksek vs. mutsuz diyenlere de inanmıyorum. benim gördüğüm çoğu iskandinav gayette mutlu. asıl bizler mutsuzuz. herkesin hayatına karışarak, kafamızı namustan başka bir şey için düşündürmeyerek, dedikodu yaparak, herkesin moralini bozmaya çalışarak, asıl bizler mutsuzuz. üstelik bir tek kendimizi değil, herkesi mutsuz yapmaya çalışıyoruz.
az evvel canlı yayında isim-şehir oynayıp dinleyenleri yarmış programdır.
isa adındaki dinleyici ş harfinden ünlüye şahin k. ülkeye de şangay, şangay kabul edilmeyince de şam deyip bendeki ipleri koparmıştır. sen çok yaşa zeki, sen çok yaşa isa abi.
en yakın zamanda ayten teyze'li programı bekliyoruz.
Asla kendisi olamayacak okan bayülgen taklidi bir programcının sunduğu program. Dinleyici kitlesi üniversiteye hazırlanan ve üniversiteye yeni başlamış kimlik oluşturamamış kişilerdir.
bir arka sokaklar ya da beyaz show gibi baymış radyo programı.
zeki kayhan coşkun'un cool tavrı da ya da cool olmaya çalışması da itici geliyor. ikinci bir okan bayülgen'e tahammülümüz yok kardeş, ayrıca okan bayülgen kontenjanı da doldu.
özetle, sıktın artık.
çok uzun zamandır dinlemiyordum. sosyal medya işin içine girince haliyle eski tadı kalmamıştı programın. geçenlerde bir arkadaş anlatıyordu işte kadın kocasına çatıyor şöyle böyle komiklikler filan diye. dedim bir dinleyim. ve gerçekten de hoşuma gitti bu çatmalar. annesine çatanlar, ablasına, komşusuna... ama dikkatinizi çekerim hoşuma giden çatan insanlar yani programa bağlananlar. zeki sadece bir aracı. neyse işte ben dinlemeye başlamıştım son zamanlarda ama bu geceden sonra artık dinleyeceğimi sanmıyorum. zeki olayı artık o kadar samimiyetsiz ve çirkin hale getirdi ki daha fazla tahammülüm kalmadı . yok efendim twitter sayfamı takip edin, radyonun sayfası şu kadar takipçi olmazsa programı uzatmayacağım bilmem ne. sen o programı her gece bitir bakalım o saatte senin dinleyici sayın yarı yarıya azılıyor mu azalmıyor mu görürsün. hayır yani bu neyin zorlaması zekicim zorla güzellik mi olur? neyse lafı daha fazla uzatmayacağım son sözüm: zeki çok gıccık bir insansın, sayonara cnm.