zeki adındaki insanın programa katılan çoğu insanı aşağıladığı radyo programı. yıllardır onlar hakaret yemekten zeki de aşağılamaktan bıkmadı. türk toplumunun özetini çok iyi anlayabileceğimiz bir programdır ayrıca.
Tırla uzun yola gittiğimizde babamla birlikte dinleyip güldüğümüz radyo programı. Ne zaman denk gelsem babamla yaptığımız uzun yolculuklar gelir aklıma.
Radyoculuk tarihinde bi örneği daha görülmemiş ve muhtemelen de görülmeyecek bir programdır. Gülmekten gece gece karnıma ağrılar getiren kahkahalarımı aman millet uyanmasın diye içime atmama sebep olan programdır. Çatacak yer arıyorum ve rahat battı bölümleri favorilerimden. Jenerikleri, müdavim katılımcıları falan şimdi aklıma gelmiyo herşeyiyle başka bi program ya. Bi aralar ekranlara taşındı başarısından dolayı herhal ama radyoya geri döndü. Iyi de oldu onun yeri orası.
hala devam ediyor galiba programı. gençliğimde bolca dinledim. çatacak yer arıyorum bölümü favorimdi. sonra ne oldu? her güzel olan şey gibi bunun da sonu geldi. zeki isimli yayıncının insanları aşağılamasına dayanamadım. takibi bıraktım.
Çocukluğumda ve ergenliğimde dinlediğim, zeki kayahan coşkun' un sunduğu radyo programı. Yıllar sonra geçen gün radyoyu açıp kendisini dinleme gibi bir hata yaptım. Merakım gereği elbet. Gerçekten gerekli miydi diye sormadım değil kendime. Hay allah, Boşuna ve yersizce merak etmişim. Anladım ki dinlemeyi zirvede ve yerinde bırakmışım. Format hala aynı. Kelimeler, bağlaçlar, nidalar bile hala aynı yahu! Zeki, Standardizasyonu vizyonu haline getirmiş sanırsam. Artık canlı yayın değil ses kaydı dinliyormuş gibi bir kekremsi tat var programda. Sen de sıkılmadın mı be zeki? Artık kantarın topuzunu kaçıran değil; samimiyetsiz radyo programı oldu. Hem neydi o kendinle çelişmeler, tutarsızlıklar falan? Televizyon programı asla yapmam diyordun ona da el attın allahtan tutmadı. Orada bıraktım işte.
çobanlık yapan bir dinleyici vardı deli çoban diye bi şarkı varmış onu çok seviyordu abimiz, zeki de dinletiyodu. boyle de güzel program. ogrenci evi eksikliklerine yardımı da atlamamış programdır.
hafta içi her gün yayın yapan program. iyidir ya da kötüdür, bu yazıda ona değinmeyeceğim. Daha ilginç bir şeyden bahsetmek istiyorum.
Yaşını hatırlamıyorum fakat tahminen 17-18 yaşlarında bir kız annesine çatmak için zeki'yi arıyor. Zeki de kızdan, onu marsa göndereceklerini söylemesini istiyor. Kız tek başına başa çıkamayınca zeki, bu 10 kişiyi marsa gönderecek firmanın temsilcisi olarak kızın annesiyle konuşmaya başlıyor.
Zeki- hanımefendi merhaba, sizi x firmasından arıyorum, kızınızı uzaya göndereceğiz.
Anne- ben kızımı amcasına gönderemiyorum, uzaya nasıl göndereyim?
Z- hanfendi uzaya gönderilecek 10 kişiden biri kızınız, kendisine bir takım testler uyguladık, o da bu testleri başarıyla geçti.
A- benim kızım salak, hiçbir şey başaramaz ki o. Hem nasıl göndereyim uzaya babası kızar, hadi imam hatip derseniz neyse de..
Z- hanfendi uzayın ne olduğunu biliyor musunuz?
A- hayır.
Z- peki hiç merak etmediniz mi?
A- yoo.
daha da uzatmayacağım, ama bu diyalog bu seyirde 15 dk kadar devam ediyor. Fakat atlayamayacağım, Zeki uzayın ne olduğunu açıkladıktan sonra kadın birkaç kez daha "imam hatip olsaydı olurdu da.." cümlesini kuruyor.
Çok afedersiniz, bu insanla; tecavüze uğrayan kadının arkasından "haketmişti" diyen insan aynı insan. bu insanla; hayatı boyunca bir sayfa kitap okumamış, bunu imkanı olmadığı için değil de, gerçekten sadece ve sadece işine gelmediği için yapmamış olmasına rağmen her şey hakkında fikri olan insan aynı insan. Bu insanla; tecavüzü, çocuk istismarını, sapkınlığı, saygısızlığı ve nicelerini meşrulaştıran insan aynı insan. Bu insanla; doğru düzgün eğitim verebilen okulların imam hatip'e çevrilmesini alkışlayarak karşılayan insan aynı insan.
Lanetler olsun bu insanlara. Lanet olsun zihniyetinize.