aslinda matematikten bihaber olmak, bu sozlugun bile matematiksel bir takim yazilimlar neticesinde oldugunu unutmaktir/bilmemektir. kisaca "halt etmis" olmaktir.
basligin kafamdaki cikis noktasi olayini paylasmak isterim efendim:
bir bucuk yil once malum universite sinavindan sonra sahsim, elinde olmayan sebeplerden ve elinde olan sebeplerden calisamayarak (annenin saglik durumu + ergenlik) dolayisiyla efor sarfetmeden istedigi bolum olan matematigi bir devlet okulunda, yakin bir arkadasda sahsimin calismadan giremedigi lakin hep hayranlik duydugu x ozel universitesinde kimya bolumunu kazanmistir. aralarinda gecen msn konusmasi gostermektedir ki sahsimin aslinda cok sevdigi arkadasim, universitesini gozume sokmakta ve komik derecede ters tepince sinirlenmektedir. kisa kesmek gerekirse bolumunden ve universitesinden gayet memnun olan toblerone enaniyeti o anlik tavan yapmis olan arkadasina sakince cevap vermektedir. konusmanin son raddesinde universitesi daha iyi olmasina ragmen matematik bolumunun kiskancligini yasayan arkadas, oss zamani toblerone'un onu matematik calistirdigini ve kimsenin bilmedigi ozel yollari anlattigini unuttugundan midir nedir:
-ya ben aslinda matematik yazardim da cok soyut..
tarzi ucsuz bucaksiz cahillikte bir ifade kullanir, ustelik kimse ona "neden matematik yazmadin ki" dememisken. arkadasinin ezik dusunce yapisi dolayisiyla dumura ugramis olan sahsim, yine de sabrini koruyarak ona matematigin kullanim alanlarini (anlayabilecegi sekilde) anlatmistir. ama bir o kadar da icerlemistir yakin arkadasindan aldigi bu icler acisi ezik serzenise.
o cok guzel olan x universitesinde kimya mi okumak yoksa koklu bir devlet universitesinde matematik mi okumak daha havali sorusu bir sure kafasini kurcalarken, aksam eve dogru yururken kafasinda universitede cok yukselmis ve adini duyurmus genc yasta iyi bir matematikci olmus toblerone un, kendisine hayran ve gozleri parlayarak agzindan cikan her kelimeyi not tutma edasi ile kendisini dikkatle dinleyen universite ogrencilerine konferans verirken bu olayi "komik bir ani" catisi altinda anlatirken bulur..
-evet cocuklar o arkadasim simdi x dersanesinde bir kimya ogretmeni ahaahahah
zihninde ekoyla sonlanan bu cumlecik toblerone un yuzunde kucuk ve pis bir gulumseme ile icerledigi polemigi siler atar. ne de olsa boyle arkadaslar hep cikacaktir karsisina. *
- matematiği sevmiyorum aga ben
+ niye ki?
- soyut aga, somut değil.
+ lan siktir, kafam basmıyor demiyo da
- yaa ama sikerim trigonomterosunu. aha bak adını bile söyleyemedim daha.
kendim de dahil, matematikten nefret eden bir ton insan tanıdım, bir kişi de gelip ''soyut ya ondan'' demedi. direk kafamız basmıyor.
bu arada; matematiğin soyutluk içermediğini iddia etmek de doğru değildir. matematik basbayağı soyuttur, somut diye sevenler herhalde henüz ilkokul ya da ortaokulda. veyahut liseye yeni başlamışlar.
sistem yanlış abi sistem adam edebiyat, halkla ilişkiler. su ürünleri okuyacak ama matematik ten bilmem kaç net yapmak zordunda
abi ben et yemiycem niye kürdan veriyorsun olsun belki dişine patates püresi kaçar
nasıl sinirlendiğim verdiğim uçuk örnekten anlaşılmıştır umarım.
bu matematik beni anarşist yaptı başkalarını ödtü de öğrenci.
kafa basmasıyla basmamasıyla alakası yok sevmiyorum ve ileride benim işime yaramıyacak bir ders i görmek istemiyorum
fiziğin kimya nın biyolojinin bir mantığı var ama...
Matematiği sevmeme nedenleri arasındadır ama ilk sırada değildir.
1) Matematiği yapamamak. (Bunun en büyük nedeni ilkokul çağlarında matematiğin sevdirilmemesi ve alt yapının yeterince iyi oturtulmamasıdır. ilköğretim 2. kademede telafisi zor, lise yıllarında ise neredeyse imkansızdır.
2) Çalıştığı halde yapamama korkusu (Öğrencilerin çoğu eğitim öğretim hayatları boyunca en az bir kez gaza gelir matematiğini geliştirmek için ama çalıştığı halde yapamama ve bu yüzden "salak" damgası yeme korkusu kısa sürede bu gazı alır. Bu korkunun da en temel nedeni de toplum nazarında matematiğin zekayla en çok ilişkilendirilen ders olmasıdır. Öğrenci, sırf "gerizekalı" damgasını yememek için matematiğin yüzüne bakmaz ve yapamama nedenini "çalışmama"ya bağlayarak kendini rahatlatır.)
3) Gündelik hayatta çoğunlukla (dört işlem haricinde) matematik bilgisni kullanmadığına inanması. "Kullanılmayan şey faydasızdır" inancı.