her şey henüz 1. sınıfta karneme matematiğimin 4 düşmesi ile başladı... şimdi mi? kariyerim için matematiğe ihtiyacım yok.* günlük hayatta işimize yaramayacak olması da cabası.
Oğlun teog sınavına hazırlanırken fraktallar diye bir şeye rastlarsın. Bir çocuğa, bir probleme bakarsın. Sayfayı açılmamak üzere kapatırsın. Aklın, kalbin, umudun buz tutmuştur. Matematik sana bir kez daha 2*2 hep 4 etmez demiş ve seni kendiden soğutmuştur.
ilk önce türevle başladı bu süreç o zamana kadar bir sıkıntı yoktu iyi kötü yolumuzu buluyorduk ama o integral yok mu integral, onun yüzünden hayattan soğudum her soru çözümünün sonunda ben nereye geldim lan sil sil baştan demekten bıktım, yolumu bulamaz oldum.
Sayısal zeka şansına sahip olmamak ve öğretmen yaklaşımlarıdır. iki faktörün de azizliğine uğramış insanların, başarı şansı oldukça düşüktür. Sözel derslerde tavan yapan öğrencinin, matematik ve geometri derslerindeki başarısızlığı, acıdır, sinir bozucudur, kurdeşen döktürendir. Patır patır işlem yapan arkadaşlara gıpta edilir, nasıl görebildikleri, nasıl kavrayabildikleri merak uyandırır. Çünkü malum şahsın sayısal dersleri, çince dinlemekten farksızdır.
bilinenlerin bir tarafa bilinmeyenlerin ise öbür tarafa atılması. hep bu şekilde ötekileştirilmedi mi bilinmeyenler? onların kim olduğunu bilmek, tanımak için hiç uğraşmadık. hep yalnız bıraktık onları. hep terk ettik.
şaka şaka matematik en sevdiğim dersti. lisede 5, üniversitede aa ile geçerdim. *
Kıdem tazminatı hakkından feragat etmiş köy enstitülerinden yetişmiş matematik öğretmeni.
Adam kafayı 10 klasik sorulu sınavla bozmuş.
Ondan sonra niye gelişmiyor türkiye.
Hani inovasyon.