Bir aralar Blaise Pascal* 'ın yapmaya kalkıştığı ispatın eylemi. Pascal, Pascal'ın kumarı olarak bilinen ispatında, şaşırtıcı bir biçimde ''Ya varsa?'' demek istemiştir.
Ancak bu argümanla ilgili temel bir sorun var. Bir şeye inanmak siyaset icabı ya da tedbiren yapılabilecek bir şey değildir. En azından benim özgür irademle karar verip uygulayabileceğim bir şey değil. Camiye gidip namaz kılmaya karar verebilirim. Oda dolusu Kurana el basıp içerisinde yazan her şeye inandığımı söylmeye karar verebilirim. Ancak bunların hiçbiri, gerçekten inanmıyorsam benim inanmamı sağlayacak şeyler değil. Pascalın kumarı, ancak Tanrıya inancı taklit etmeye yarayabilen bir argümandır.
Nitekim, kendisi de Pensées (Düşünceler) adlı eserinde şu ifadelere yer vermiş:
''The heart has its reasons, which reason does not know.'' (Pensées 277)
''It is the heart which experiences God, and not the reason. This, then, is faith: God felt by the heart, not by the reason.'' (Pensées 278)
Görüldüğü gibi, kalp ve ''tanrı'' arasında sıkışıp kalmış bir argüman söz konusu. Kalbin, et, kan, özel bir kas dokusu, sinoatriyal ve atriyoventriküler sinir düğümleri ve damarlardan ibaret bir organ olduğunu göz önüne alırsak, düşünce merkezi olan beyne sıra gelir. Beyin.
dolap'tan adam yapmak, kağıttan gemi yapmak, kumdan kaleler yapmak gibi bir şeydir.
özellikle islam dininin sayısal olan tek karşılığı; kitle iletişim araçlarını ellerinde bulunduran yahudi - ateist oluşumlara 1,5 milyarlık nüfusla pazar sağlamasıdır.