hemen hemen her yazarın orta okuldan itibaren yaptığı eylemdir, sinüs ve cosinüsün hiçbir anlam ifade etmediği yıllardır, varsa yoksa, ayşedir, fatmadır, leyladır.
okul dönemlerinde aklın bir karış havada gezerken, matematikteki çözemediğin denklemler kadar zor olduğunu kavradığın aşkın aynı kefeye koyup mantığı ortadan kaldırdığın sayılar kadar karışık aşk hesaplarının benzer ortamda birikimidir. **
ben seni hipotenüsün sonsuza dek doksan derceye bakışında sevmiştim,
üçgenlerimiz ne kadar da benzerdi oysa,
sen 3, 4, 5 ben 9, 12, 15 tim sevgilim,
ama sen kareköklerime gömdün hislerimi,
şimdi anlıyorum sevgilim 2 kere 2 nin 4 etmediğini...
sana ilk çemberimi çizmiştim çapı gören açısı da cabası,
sen çarpım tablomu bile yıktın, dağıttın, default ettin...
hatırlıyor musun sevgilim havuz problemleriyle miami sahillerine gitme hayallerimizi,
ya da hatırlıyor musun yaş problemleriyle ne yaşlar akıttığımı...
ama sen ne yaptın?
karesi tek olmayan sayılarla böldün aşkımızı
bense hala pi sayısının sonsuzluğunda kayboluyorum,
hoşçakal sevgilim asal sayılardan türettiğin, asil insanla mutluluklar sana... ***
defterinde karalamalar, can sikintisindan kaynaklanan tribal sekiller, alinacak* filmler ve mega hiper super duper pc konfigurasyonlari listesi gibi seyleri biriktirmekten dolayi calculus 2'yi en az 3. alista gecilmesinden daha kotu bir duruma neden olmaz.