Ilk cumlesi olan "west indies, kızıl elma, itaki, maçin" uzak hedefler koyar. West indies: karayipler ( atlantik okyanusuyla carribean denizini ayiran adaciklar) kızıl elma: Türk mitolojisinde uzak hedefleri vurgular. Itaki: eve dönüşü vurgular maçin: cin anlaminda kullanilmistir...
kalburüstü ismet özel şiiridir. özel'den bir tek şiir söyle dense söyleyeceğim ilk şiirdir.
bir başka şiirindeki mısrası ile cevap vermek isterim mataramda tuzlu su'ya:
"kardeşlerin pogrom sana
dostlarının eşiğine varınca başlıyor senin diasporan..."
west indies, kızıl elma, itaki, maçin! kısmıyla başlaması "yine klasik slogan üsluplu ismet özel şiirine başlıyoruz" dedirtse de sonra melankoliyle değişen şiir. şairin içe yolculuğunu esas alan bir temaya sahiptir. 2. yeni sonrası toplumcu şiir çatısında değerlendirilir.
bir (bkz: ismet özel) şiiridir.
(bkz: friedrich wilhelm nietzsche) "şair derin görünmek için suyu bulandırır" demişse de
ismet özel'i kastetmemiştir sanırım.
insanda başka bir dünya olmalı yaşanacak, bir yerlerde bir yanlışlık var, ne iştir abi, türünden cümleler kurma iştiyakına itecek duygular yaratan, müthiş bir şiirdir.
cesur ve onurlu diyecekler
halbuki suskun ve kederliyim
var mıdır ötesi. fena...
isyandır bu şiir , umutsuzluk değil umuttur aksine , farklı bir yola çıkıştır ,hedef belirlemek ve yerine getirebilmek için göze almaktır herşeyi ,kasvet değil , zor fakat aydınlıktır ve kutsaldır ulaşılacak olan..
west indies, kızıl elma, itaki, maçin!
uzun yola çıkmaya hüküm giydim.
beyazların yöresinde nasibim kalmadı
yerlilerin topraklarına karşı suç işledim
zorbaların arasında tehlikeli bir nifak
uyrukların içinde uygunsuz biriyim
vahşetim
beni baygın meyvaların lezzetinden kopardı
kendime dünyada bir
acı kök tadı seçtim
yakın yerde soluklanacak gölge bana yok
uzun yola çıkmaya hüküm giydim.
uzak nedir?
kendinin bile ücrasında yasayan benim için
gidecek yer ne kadar uzak olabilir?
başım açık, saçlarımı ikiye
ortadan ayırdım
kimin ülkesinden geçsem
şakaklarımda dövmeler beni ele verecek
cesur ve onurlu diyecekler
halbukı suskun ve kederliyim
korsanlardan kaptığım gürlek nara
işime yaramıyor
rençberlerin o rahat
ve oturmus lehçesinden tiksinirim
boynumda
bana yargi yükleyenlerin
utançlarından yapılma mücevherler
sırtımda sağır kantarı gizli bilgilerin
mataramdaki suya tuz ekledim, azığım yok
uzun yola çıkmaya hüküm giydim.
bir hayatı, ısmarlama bir hayatı bırakıyorum
görenler üstünde iyi duruyor derdi her bakışta
askerken kantinden satın aldığım cep aynası
bazı geceler çıkarken
uçarı bir gülümseyişle takındığım musta
gibi lükslerim de burda kalacak
siparisi yargicilar tarafindan verilmis
bu hayattan ne koku, ne yankı, ne de boya
taşımamı yasaklayan belgeyi imzaladım
burada bitti artık işim, ocağım yok
uzun yola çıkmaya hüküm giydim.
