masumiyet

entry537 galeri55 video8
    75.
  1. izlerken insanı derinden sarsan son derece başarılı zeki demirkubuz filmidir.haluk bilginer ve derya alabora ikilisinin oyunculuğuna da şapka çıkartılır.
    2 ...
  2. 76.
  3. genelde hunharca ve aniden çalınır.
    2 ...
  4. 77.
  5. Kimileri hayatta varolmayı seçer,

    Kimileriyse akıp giden hayatı izlemeyi...

    Ben izleyici olmayı tercih ettim,

    Küçüklüğümden beri hep sormuşlardır bu çocuk neden böyle suskundur diye,

    Gülümsemişimdir,

    Oysa bilmezler ki hayatı izleyenlerin hikayeleri daha anlamlı ve daha büyüktür...

    Yolculuk yapmayı hep sevmişimdir,

    Bir kentten bir kente,

    Bir zamandan başka bir zamana...

    Hep cevabını aradığım soruların arkasına takılıp izlemişimdir hayatı...

    Aşkı aramışımdır,

    Huzuru,

    Ve masumiyeti...

    belki en çok da masumiyeti...

    Duru olanı ,

    saf olanı...

    Tanımı herkese göre farklı olandı masumiyet,

    Kimileri karşılaştıklarında onu kirletmeyi seçmişlerdi,

    Kimileriyse onu sadece izlemeyi,

    Oysa Masumiyet tende vücutta değildi ,

    Masumiyet ruhtaydı ve kalptten kaybolduğunda hissedilirdi eksikliği...

    Akıp giden hayatın yolcusu olmayı seçen ben ,

    O eşsiz güzelliği hep aramışımdır,

    Kimi zaman bir çocuk kahkasında bulmuşumdur,

    Kimi zaman bir bebeğin yüzünde,

    Kimi zamansa sevdiğim adamların yüzünde,

    Ve Masumiyeti izlediğimde,

    dingin bir nehirde yolculuk yaparken bulmuşumdur kendimi,

    Bu huzurun ömür boyu sürmesini dilemişimdir,

    Sürmemiştir...

    Korkmuşumdur en güzel insani özelliğe dokunmaya,

    Kendi kirimi ona bulaştırmaya,

    Bu yüzden Seyirci olmuşumdur, izlemeyi sevmişimdir...

    Sevmişimdir sevmesine de insanları maskelerinde uzakta gördüğümde anlamışımdır aslında hiçbirimizin masum olmadığını...

    Öğrenmiştim,

    insana hayal ettiklerinin gerçekleşmemesi en büyük hayal kırıklıklarını getirirdi,

    En büyük üzüntülerin nedeni hayatın pembelerinin grileşmesiydi...

    Bir gün aynaya baktığımda gözlerimde hissetmiştim masumiyeti yitirdiğimi,

    Ve Ben O gün anlamıştım masumiyet bir çocuğun gülümsemesinde saklıydı...

    Ve ben Zamanda yolculuk ederken öğrenmiştim ,

    hiçbirimizin gerçekten masum olmadığını...

    --spoiler--

    Kan ter içinde uykularından uyanıyorsan eğer her gece
    Yalnızlık sevgili gibi boylu boyunca uzanıyorsa koynuna
    Olur olmaz yere ıslanıyorsa kirpiklerin artık herşeye
    Anneni daha sık anımsıyorsan hatta anlıyorsan

    Kalbini bir mektup gibi buruşturulup fırlatılmış
    Kendini kimsesiz ve erken unutulmuş hissediyorsan
    içindeki çocuğa sarıl
    Sana insanı anlatır

    Eller günahkar
    Diller günahkar
    Bir çağ yangını bu
    Bütün dünya günahkar...
    Masum değiliz hiçbirimiz...
    MAsum değiliz hiçbirimiz...
    --spoiler--

    Keşke olabilsek...

    Keşke içimizdeki çocukları içimizdeki masumları hiç öldürmesek,

    Ve Keşke masumiyet kapımızı çalsa...

    Bir gün belki...

    --spoiler--
    Hoşgeldin masumiyet.
    Biliyorum kapıdasın, uzun yoldan geldin;
    biraz yorgun, biraz aç,
    kapıyı çalmak üzeresin...
    En son geçen yüzyıl,
    bir Eylül sabahı görmüştüm seni;
    çok özlemişim, nerelerdeydin?
    Hoşgeldin masumiyet;
    nicedir özlemişim seni.
    Hoşgeldin masumiyet;
    iyi ki geldin.
    nicedir özlemişim seni.
    iyi ki kapının önünde,
    biraz yorgun, biraz aç,
    yanında bembeyaz perden,
    kapıyı çalmak üzeresin;
    iyi ki dışarıda duyduğum tıkırtı sensin...
    --spoiler--
    6 ...
  6. 78.
  7. ne bedenle, ne de dıştan gördüklerimizle değerlendirilmemesi gereken saflık. masumiyet, derinlerdedir. "yok" dediğiniz insanlarda olandır bazen. "var" dediklerimizde ise sadece bir ambalajdan ibaret olabilir. görebilene, düşünebilene, anlayabilene.
    2 ...
  8. 79.
  9. 80.
  10. 81.
  11. son zamanlarda dünyada yokluğunu hissetiğim bir olgu ve bir film ismi...

    içimdeki sıkıntıyı atmak için yollara düştüğüm günlerin birinde kendimi bir vcdcide buldum, filmleri incelerken bir film afişinin arkasından yazılan bir eleştiri göz kırptı bana ve ellerim istemsizce filme yöneldi...

    --spoiler--
    Bir film izledim içinde yalan yoktu.Kimbilir kaç zamandır kurmayı beklediğim bu cümleye sımsıkı sarılarak çıktım sinemadan...Bütün bir hayat boyu içimde gezdirdiğim dilsiz çocuk, tahta arabasını çeke çeke yürüyüp geldi peşimsıra...
    Dönüp bakınca gözlerinde masumiyeti gördüm...
    --spoiler--

    belki alma nedenim sadece buydu...

    uzun zamandır komidinimin çekmecesinde bekletip izlemekten korktuyordum,

    korkuyordum çünkü hayatı sorgulacağım bir film olduğunu hissediyordum...

    belki de sadece bir histi kimbilir...

    Elektrik kesintisini fırsat bilip odamın sessizliğinde ve karanlığında doyumsuzca izledim bugün...

    Herkesin hayatta gördüklerini yorumlaması ve kalbinde oluşan hisler farklıdır, bu filmde de herkes farklı şeyler hissetmiştir eminim...

    Ben aşkı masumiyeti ve kaderi hissettim...

    Bir adam düşünün, Hayatını bir kadın uğruna heba etmiş mecnun gibi yollara düşmüş, yollar kadın olmuş...

    Bir kadın düşünün, aşkı uğruna orospu olmuş...

    Sonra yolları bir şekilde başka bir adamla keşiyor...

    Bir adam düşünün, 10 yıl hapishanede yatmış ama hiç kirlenmemiş hala tertemiz bir kalbi ve yüreği var...

    Ve tüm bu pisliğin içinde tertemiz büyütülmüş sağır dilsiz bir çocuk ...

    Filmin sonunda gerçek kaderin asla peşimizi bırakmayacağıyla yüzleşiyoruz ve film bitiyor kendimize hatırlatmak zorunda kalıyoruz :

    herkesin birbirine yalan söylediği şu anlamsız dünyada hiçbirimiz masum değiliz...
    6 ...
  12. 82.
  13. --spoiler--

    +orosssspuuuuuuu!
    -söyle lan pezevenkkkkkk!
    +bana da vereceksinnnnnnn!
    -ortağım mısın ulan puştttttt!
    +orospuuuuuuuuuuuuuuuuuuuu!
    -orospuyum ulannnnnnnn!
    +orospusun ulannnnnnnnnnnn!
    -orospuyum ulannnnnnnn!
    +orospusun ulannnnnnnnnnnn!
    -orospuyum ulannnnnnnn!
    ...

    --spoiler--

    uzar gider bu bağrışlar. tiz çığlıkların yerini ağlamaklı inleyişler ve bir hayvanın iç solumasını andıran kesik hıçkırıklar alır. ekrandaki görüntüde ise, aşk yüzünden boktan bir otel odasına savrulmuş 3 hayat vardır. bekir, uğur ve yusuf...
    7 ...
  14. 83.
  15. "suça asik bir adam, adama asik bir kadin ve kadina asik bir baska adam. "
    8 ...
  16. 84.
  17. --spoiler--
    Yusuf : Çocuk neden sakat abi?
    Bekir : Doğuştan... Doğuştan denmez aslında. Hamileyken babasından ağır bir dayak yemiş.
    Yusuf : Babası nerde?
    Bekir : Sinop'ta
    Yusuf : Hapishanedeki?.. Geçen gün Uğur ablayı hapisaneye giderken gördüm.
    Bekir : Sevgilisi.
    Yusuf : Onu için mi bu şehirdesiniz?.... Sen?...
    Bekir : Uzun hikaye.. Karışık.. Bu kaltakla aynı mahallede büyüdük. Mevlana Kapıda.. Babası zabıtaydı.. Alkolik hasta bi adamdı.. Rahmetli erken gitti zaten.. Bu anasıyla yoksul, perişan.. Bizim tuzumuz kuruydu. Hacıbabam yapmış bişeyler.. Bi de Zagor vardı.. Bizim eski evin kiracısının oğlu.. Babası filmciydi Yeşilçam'da.. Cepçilik, arpacılık, her yol vardı itte.. Ama sevimli, yakışıklı oğlandı.. Bizimkini aşık etmiş kendine.. Ben efendi oğlanım, okul mokul takılıyorum o zamanlar.. Öylece büyüyüp gittik işte.. Ne bok varsa askerliği bekledim hep.. Dört sene kaldı, üç sene kaldı.. Sonunda o da geldi gittik.. Bizde de herkes bunu bekliyormuş; gelir gelmez yapıştılar yakama. Ev düzüldü, kız bulundu falan filan. Nikahlandık.. iki taksi bi dükkan verdi peder. dükkanda koltuk moltuk satardım.. Bi gün bu orospu çıka geldi.. Hiç unutmam.. Görür görmez cız etti içim.. Böyle basma bi etek dizine kadar, çorap yok..Üstünde açık bi bluz.. Saçlar maçlar.. Pırlanta anlıyacağın. Şunun bunun fiyatını sordu, dalga geçti benimle.. Kanıma girdi o gün.. tabii taktım ben bunu kafaya.. Ertesi gün bir soruşturma.. Dediklerine göre yemeyen kalmamış mahallede.. Ama asıl Zagor'a kesikmiş.. Zagor da kaptiden içerde o zaman.. Bi gün süslenmiş püslenmiş zınk geçti dükkanın önünden.. Yazıldım peşine.. Tuhafiyeciye gitti.. Pastaneden çıktı.. Minibüs, otobüs geldik Sağmacılar'a.. Benim içimde bir sıkıntı.. işi anladım tabi.. Zagor'u ziyarete gidiyor.. Bir tuhaf oldum.. Piçi de kıskandım.. Uzatmayalım, çaresiz evlendik ötekiyle.. O ara Zagor içerden çıktı.. Sonra bi duyduk kaçmış bunlar.. Altı ay mı, bir sene mi kayıp.. Hep rüyalarıma girerdi orospu.. O gün dükkana gelişini hiç unutmadım.. Benimkine bile dokunamaz oldum.. Sonra birde duydum ki iki kişiyi deşmiş Zagor.. Biri polis.. ikisinin de gırtlağını kesmiş.. Karakolda beş gün beş gece işkence buna.. Arkadaşlarının öcünü alıyorlar..Kaltağa da öyle... Önce öldü dediler Zagor'a; sonra komalık.. Ankara'da oluyor bunlar.. Bizimki bi gün çıka geldi mahalleye.. Zagor içerde.. En iyisinden müebbet.. Bi sabah dükkana geldim baktım bu oturuyor.. Önce tanıyamadım.. Anlayınca içim cız etti... Cız etti de ne tornavida yemiş gibi oldum.. Çökmüş... Zayıflamış..Bembeyaz bi surat, ama busefer başka güzel orospu.. Orhanın şarkıları gibi... Kalktı böyle dimdik konuşmaya başladı.. Dedi para lazım.. Çok para.. Zagor'a avukat tutacakmış.. ileride öderim dedi.. Esnafız ya biz de nasıl diye sormuş bulunduk.. Orospuluk yaparım dedi.. istersen metresin olurum.. içime bişey oturdu.. Ağlamaya başladım... Ama ne ağlamak.. işte o gün bi inandım orospuya tam yirmi yıl geçti.. Uzatmayalım Zagor'a müebbet verdiler.. Ama rahat durmaz ki piç.. Ha birini şişledi, ha firara teşebbüs, o şehir senin bu şehir benim cezaevlerini gezip duruyor.. Orospu da peşinden.. Sonunda dayanamadım ben de peşinden..Önce dükkan gitti... Ardından taksiler... Karı terketti, peder kapıları kapadı.. Yunus gibi aşk uğruna düştük yollara.. iş bilmem, zanaat yok.. Bu durmuyor hiç.. ilk yıllarda ufak kahpeliklere başladı.. Sonra alıştı.. Gözünü yumup yatıyor milletin altına.. Gel dönelim diye çok yalvardım.. Evlenelim.. Pederi kandırırım... Zagor'a bakarız... Kancık köpek gibi izini sürüyor itin.. Ne yaptı buna anlamadım.. Kaç defa dönüp gittim istanbul'a.. Yeminler ettim, doktorlar, hocalar kar etmedi.. Her seferinde yine peşinde buldum kendimi.. Bir keresinde döndüm biriyle evlenmiş bu, hamile.. Beni ağbisiyim diye yutturduk herife.. Nedense rahatladım.. Ohh dedim kurtuluyorum.. Bu da akıllanmış görünüyor.. Yüzü gözü düzelmiş.. çocuk diyor bişey demiyor.. Sinop'ta oluyor bunlar.. Ben de döndüm istanbul'a.. Doğuma yakın Zagor bir isyana karışıyor yine.. Hemen paketleyip Diyarbakır Cezaevin'e postalıyorlar.. Çok geçmeden bizimki depreşiyor yine.. O halinle kalk git sen Diyarbakır'a.. Üç gün ortadan kaybol.. Herif kafayı yiyor tabi.. Dönünce bi dayak, eşek sudan gelinceye kadar.. Kızın sakatlığı bu yüzden.. Sonra çocuğu doğuruyor.. Durum hemen anlaşılmamış.. Ortaya çıkınca bi gece esrarı çekip takıyor herife bıçağı.. Çocuğu da alıp vın Diyarbakır'a.. Zagorun peşine.. Allahtan herif delikanlı çıkıyor da şikayet etmiyor.. Ben o ara istanbul'da taksiden yolumu buluyorum.. Epey bi zaman böyle geçti.. Yine her gece rüyalarımda bu.. Zagor'un Diyarbakır Cezaevinde olduğunu duymuştum o sıra.. Bi gece bi büyükle eve geldim.. Hepsini içtim... Zurnayım tabi.. Bi ara gözümü açıp baktım karlı dağlar geçiyor.. Bi daha açtım başımda bi çocuk kalk abi Diyarbakır'a geldik diyor.. Baktım sahiden Diyarbakır'dayım... Bi soruşturma, Kale mahallesi vardır oranın... Bi gecekonduda buldum.. Malımı bilmez miyim.. Görünce hiç şaşırmadı.. Hiç bişey demedik.. O gece oturup düşündüm.. Oğlum Bekir dedim kendi kendime "Yolu yok çekeceksin.. isyan etmenin faydası yok.. Kaderin böyle..Yol belli... Eğ başını usul usul yürü".. O gün bu gündür usul usul yürüyoruz işte..
    --spoiler--
    30 ...
  18. 85.
  19. 86.
  20. kaderin devami niteligindeki muhtesem bir film. tabi daha önce kaderi izlediyseniz dahada bir muhtesemlesiyor, sorular yanitlarini buluyor. fakat kaderle masumiyet arasinda gözüme carpan birkac farklilik var.

    --spoiler--

    -kader'de bekir evi en son terkedisini anlatirken birdaha eve hic geri dönmedigini söyler, meyhanede bir büyük icer. fakat masumiyet'te meyhaneden sonra eve geri döner.

    -bekir kader'de ugur'u kars'ta bulur, fakat masumiyet'te gözünü actiginda diyarbakir'da oldugunu görürüz.

    -kader'de bekir zagorun izmir'de iki polis memurunu öldürdügünü anlatir, masumiyet'te ise zagorun ankara'da iki kisiyi öldürdügünü bunlardan birtanesininde polis memuru oldugunu söyler.

    --spoiler--
    5 ...
  21. 87.
  22. büyüyünce kaybedilen ilk değer.
    1 ...
  23. 88.
  24. 89.
  25. Masumiyet korku ile birlikte sahip olunan en safi nitelik, doğru bir açıdan bakıldığında. Tek başına güzel duygulardan birisi belki de ilki. Tüm diğer duyguların üzerinde yükseleceği bir değer aşk da masumiyet üzerinde yükseliyor nefret de temelde. Zorlanıyor masumiyet haliyle üzerine yüklenen onda duygudan ve safi halini kaybediyor nasır kaplıyor etrafını, hayata tutunmak için fazlasıyla yumuşak zira, korumasız. Zamanla kendisini unutturuyor haliyle, kişi baktığında gördüğü safi nefret oluyor, belki de aşk ancak masumiyet görülmüyor. Zamanla unutuluyor hatta, karşısındakine sadece çıkarları uğruna eziyet eden insanda nasıl bir masumiyetten bahsetmek mümkün olabilir ki? Ancak, sadece gözlerin içine bakıldığında bile küçük bir ışıltı halinde olsa bile, en ufak bir buğuda bile masumiyet hayata dönüyor yeniden.
    1 ...
  26. 90.
  27. asla kaybedilmemesi gereken sezen aplam ne demiş.

    aşk koruya bilir birtek kaldıysa eğer masumiyetimizi.

    (bkz: beşik)
    2 ...
  28. 91.
  29. yeni doğmuş bir bebeğin yüzünde görebileceğimiz durumdur.
    2 ...
  30. 92.
  31. çocuklara has bir niteliktir. freud'a göre onlar da masum değildir. 2.5 yaşında yaşananların yetişkinlikte sorumlusu olmak nasıl bir iştir lan ibine freud. ayh zihnim sürçtü, ibine demeyecektim, "bak işine" diyecektim. freudyan sürçme vuku buldu. bilen bilir, ibnelerin kıvırma taktiğidir. "zihin sürçmesi oldu reseptörler tıkandı bir an, dilime yansıdı. öyle demek istemedim, sorumlusu hypothalamusumdur ve kendisi çocuk kadar masumdur."
    2 ...
  32. 93.
  33. argonun naifliğini, ağız dolusu küfrün zerafetini barındıran, anlatması beş on dakika süren ama kendisi koca bir insan yaşamını tüketen,bedel ödeten ya da belki bedelin kendisi olan bulaşıcı, hastalıklı bir sevdayı ve daha neler neleri anlatan bir zekiciğim demirkubuz filmi.
    4 ...
  34. 94.
  35. sanki görünmez bir adam elindeki görünmez kamerasıyla dalmış bu insanların hayatlarına, bize gösteriyor sonra. yoksa bu hikayeye, aşkın böylesi hallerine kim inanırdı. haluk bilgineri yine, illaki, her zaman söylemeli ya, derya alabora ve tüm diğerleri de onun peşinden gelsin.
    4 ...
  36. 95.
  37. acayip güzel filmdir. Haluk Bilginer 'le Güven Kıraç 'ın Saklı Cennet'te yaptıkları konuşma yıllar sonra Kader filminin konusu olmuştur. Sinema tarihimizin en unutulmaz diyologlarından biridir ayrıca. Haluk Bilginer'le Derya Alabora'nın karşılıklı bağırıştıkları sahne oyuncu adaylarına ders olarak gösterilmelidir.
    4 ...
  38. 96.
  39. zeki demirkurbuz film i olan kader in devamı niteliğindedir. oldukça güzel ve kült bir filmdir. kader in devamı niteliğindeyken kaderden önce çekilmiş olması ayrı bir taddır.
    4 ...
  40. 97.
  41. yitirilen değil, kaybedilen, kaybettirilen * bir masumiyeti anlatan film. haddinden çok fazla gerçek ve bir o kadar da can acıtan defalarca izlenesi bir kader .
    3 ...
  42. 98.
  43. yaşanmışlıkla,yaşlanmışlıkla tükenen duygu.

    'o zamanlardaki kadar masum değilim diyorum,neden diyor yağmurun elleri hatırlatmasından sonra geçen dakikalarda.kim masumiyetini,coşkularını deforme olmadan saklayabilirki diyorum.yaşanmışlıkla,yaşlanmışlıkla tüketiliyor o da.sesi çıkmıyor.üstüne bir şarkı daha çalmak isteyip derhal vazgeçiyorum,şarkılarla arası iyi değil biliyorum.'
    1 ...
  44. 99.
  45. yalnızca bir sinema filmi değil, görsel destekli ahlak ve varlık felsefesi dersidir. izleyin, izletin!
    3 ...
© 2025 uludağ sözlük