Müzesini gezme fırsatını buldum.galatasaray lisesinin hemen solundan inip gidiliyor levhalar var zaten.giriş öğrenci için 10 tl.hemen girişte füsunun içtiği sigaralar yıllara göre üstlerinde romandan o güne ait cümlelerle duruyor.meltem gazoz içi dolu şişesi ve reklam filmiyle.füsunların eşyaları vb. Kısacası okuyun gidin görün.
ilk defa buluştuklarında füsun'un kemal'e karşı sormuş olduğu soru:
--spoiler--
''aşk nedir?''
aşk, ''füsun; karayollar, kaldırımlar, evler, bahçeler ve odalarda gezinirken ve çay bahçelerinde, lokantalarda ve akşam yemeği sofrasında otururken ona bakan kemal'in duyduğu bağımlılık duygusuna verilen addır.
--spoiler--
--spoiler--
bu söz bana çok çocukça gelmişti tabi bi o kadar da sempatik. romana diyeceğim bir söz yok.lakin;
okurken yeter artık kemal, uğraşma füsun'la, arama onu her yerde, düşünme, yoluna bak. seni sevseydi arardı diyosunuz.
kemal çapkın ve tutkuluydu. unutamadı füsun'u, füsun ise sırf kemal'e zengin olduğu için veya diğer vasıflarından dolayı teslim olmadı.** sevdi belkide. ama kitapta kemal'in duyguları daha ağır basıyor. muammada kalıyorsunuz.*
sonunu okurken çok şaşırmıştım. kemal o kadar sene füsun'u arıyor sonra buluyor evleniyorlar falan. füsun ölüyor.
ben füsun ölürse kemal dayanamaz o da ölür ya da aklını yitirir felan sanmıştım. hayal kırıklığına uğradım. adam direniyor, ülkeler geziyor, müzeler araştırıyor ortaya çok güzel bir masumiyet müzesi çıkıyor.
--spoiler--
çukurcuma'dadır. tuyler ürpertici bir yerdir, ozellikle en üst yani kemal'in son yedi yılını geçirdiği oda insanı buz gibi yapar. orhan pamuk'un not aldığı kağıtlar son noktayi koyuyor ayrıca. 'romanlarda olur yaa' dediğiniz aşkı etiyle kaniyla gormek kesinlikle tadilması gereken bir deneyim.
Bir takıntının romanı. Yeşilçam filmlerinden fırlamış gibi. Romanın ortalarından itibareb ben kemalle bütünleştim, yer yer ağladım. Orhan pmauk un kurguya kendisini de dahil etmesi ve önceki romanlarından bazı karakterlerle bağlantılar kurması çok iyiydi.
Roman aynı zamanda erkeklerin nasıl aşık olduğunu da başarıyla anlatıyor. Fiziki olarak güzel bulursun, tanışırsın davranışları hoşuna gider, güzel davranışlar güzel fizikle bütünleşir, seni yatakta tatmin eder ve artık aşıksın.
Kemal'in Füsun' a olan sonsuz aşkı çoğu insana saplantılı ve basiretsiz gelse de,beni derinden etkilemiştir. Kitabın her sayfasında ,müzenin heryerinde aşk vardır. Öyle ki sevgilinin dudağına dokunduğundan, içtiği sigaranın izmaritleri bile çalınmış, saklanmıştır.
çok beğenerek okuduğum romanlardan biri; ancak kitabın sonlarına doğru kemalin saplantısı beni çileden çıkardı. yine de okunası bir roman. hem müze de açıldı. istanbul'a gittiğim ilk fırsatta elimde kitabımla kapısında biteceğim müzedir.
kitabı okumadığı halde müzeye giden insanın bile heyecanlandığı, bendeniz -beş sene evvelinde okuyup müzenin açılmasını dört sene bekleyip anca iki gün önce gidebilmiş- gözyaşından ikinci kattaki eşyaları net göremeyip müzenin kapanışına üç dakika kala halen dolaşan insanın önerebileceği, tüm o izmaritleri hayranlıkla izleyeceğiniz, vapur sesi ile daha çok tüylerinizin diken diken olacağı çukurcuma'daki bordo binadan çevrilmiş müze. öğrenci girişi 10 tl, kitapla bir defaya mahsus ücretsiz, satış mağazasına giriş de ücretsiz. pazartesi müze kapalı ve diğer günler 10.00- 21.00 arası ziyaretçiye açıktır.
bazı romanları okuduktan sonra hele ki istanbulda öyküsü geçmiş romanlarda şiddetle olay yerine gidip kahramanların yaşamlarına tanıklık etmek isteriz ne yazık ki bu romanı bitirdikten sonra romanın geçtiği döneme ait esyaların sergilendiği müzeye gtme isteği uyandırmamıştır ben de, zira yazar kahramanların ruh hallerini yeterince iyi yansıtamamış karakterle özdeşim kurmamızı sağlayamamıştır bana göre, Kemal in aşk diye tabir ettiği duygu takıntı saplantı olarak hıssedılmekte ayrıca füsun un iç dünyasından sadece hırslı oldugunu anlayabilmişimdir, gönül isterdi ki füsun daha canlı kanlı yaratılsın bende müzeye gittiğimde elbisesine bakıp bişeyler hissedebileyim, olmadı pamuk bey, olmadı bence, o övgü dolu cümleler bu defa sizin için abartıldı ... ve birde kitabın arka kapağında yazar ın bilmem ne müzesinde araştırma yaparken resmini görmekteyiz, bunlar da kemal adlı baskahramının müze gezintilerini isim isim bir sayfada yazmak için kullanılmış, hanı beklerdim ki onca müze gezildikten sonra her müzeden bir eşya ile kahramanların yaşamları bir noktada kesissin, artık onu da ben yazarım, pazarlama iyi diyorum özetle...
kitabı lise de okumuştum şimdi üniversite son sınıf öğrencisiyim hala çözemedim arkadaş kemal karakteri aşkı için kadının dokunduğu herşeyi çalıyor tamam anladım da banyonun kolunu nasıl çıkarıp çalıyor onu anlamadım. sonuçta kimse misafirlikte bunu yapamaz hadi yaptı ev sahibi de anlamıyor.*
Dil Orhan Pamuk'a gore oldukca iyi ve Orhan Pamuk'a gore akici. Fakat o kadar abartmis ki Canan Tan mi okuyorsunuz Orhan Pamuk mu belli degil. Ayrica normalde Orhan Pamuk sevmem. Masumiyet Muzesi ortamlarda siklikla muhabbeti gecen bir kitap oldugu icin havaya bakmayayim diye basladim. Kemal agir subyanci. Surekli de sevisiyorlar. Bi yerden sonra canini sikiyor insanin. Okumayi dusunenlere tavsiyem, cok bos oldugunuz bi donemde okuyun mutlaka. Yoksa vakit kaybi gibi gelecektir.
Not: Nisan kisminda biraktim su anda. Ne bitmek bilmeyen nisanmis arkadas. Gereksiz yiginla ayrinti. Sayfayi ayirip koydum koseye. Bos zamanimda devam edecegim.
hastalıklı kemal in aşık değil bildiğimiz düz hırsız olduğunu anladığım orhan pamuk eseri. füsun da anası ile işbirliği yapıp, zengin erkek avlayan şıllıktan başka bişey değil.
biz yapsak orospu yada hırsız, onlar yapınca aşk. ha siktirin.
pornografik bir aşk hikayesidir diyebiliriz. ama beğendiğim bir kitaptır. ilk 50 sayfasından sonra banyo ihtiyacı duyulabilir. okuyacak olanlar bunu göz önünde bulundurmalı.