Hasan'ın namağlubiyetini sürdürmek adına karşısına mülayim hüzünlü kek Mert'i karşısına kaptan olarak seçip kendince yenilmez bir takım kuran ancak o haftanın sonunda 2-1 mağlubiyet şoku yaşayıp üstüne üstlük arkadaşı Sergen ile birlikte kendini potada bulduğu yarışma.
Mert her ne kadar haftayı galip kapatsa da onun haftayı kazanmasının asıl sebebi seçtiği takım arkadaşlarıydı yoksa hem kaptanlığı vasattı hem de kendini ifade etme şekli ki son oyunda hezimete uğramasıyla gördük bunu. Bu sezon'un Sefa'sı da bu bence.
Azize ve Dilara aşırı derecede abartılan ve yüceltilen, kazanınca bütün dünya onunmuşçasına sevinip kaybedince kime neye çatacağını saşıran tipler.
Dilara'nın üçte iki yapmasına rağmen sorumsuzlukla suçlayıp potaya attığı Ateş'e yenilmesi suretiyle potaya girmesi ve bunun hıncını ikinci oyunda takımını sabote ederek çıkarması haftanın en epik olayıydı.
Her ne kadar herkes Emre de Emre dese de orada en çok mobbinge uğrayan kişi aslında Ateş.
Gerek şefler gerek ise diğer yarışmacılar (sosyal medyadan güç alarak) onun üzerine gereksiz gidiyor ve ona acizmiş muammelesi yapıyor. Dilara'nın onu sorumsuzlukla yaftalayıp potaya yollaması ve bu sayede prim toplaması çok çirkindi. Hasan ise tatlı düellosunda Ateş'i Dilara'nın karşısına tabiri caizse yem olarak atıp şefler nedenini sordugunda 'o zaten beceremez' gibi bir şey söyleyince ben bir şok oldum. Tabi Ateş onu yenince de bir beyin dumuruna uğradılar tabi.
Ateş ana kadroya gelene kadar kendine inanan neşeli bir çocuktu, altı hafta içerisinde eski neşesinden eser kalmadı, şimdi ise yüzünde hep bir kırgınlık bir hüzün hali var.
Ne zaman kazansa veya şefler onu övse gözleri hemen doluyor. Diğerlerinin gerisinde kalması ve ne yaparsa yapsın şeflerden onay alamaması ve arkadaşları tarafından bile dışlanıp küçümsenmesi ve sosyal medyadan linç yemesi belli ki onun çok zoruna gidiyor. Sonuçta kendini kanıtmama çabası içine girmiş 18 yaşında bir çocuktan bahsediyoruz.
Takım oyunlarında sanılanın aksine fena değil 9/16'lık bir istatistiği var ancak söz konusu bireysel oyunlar olunca malesef ki yetersiz kalıyor. Yoksa oranın en mülayim, saf ve naif yarışmacısı da o çocuk.
Somer şef çok tatlı değil mi? Yarışmacılar tadım yaparken o da yemeklerden tırtıklıyor. Tadım bitmiş herkes mutfaktan çıkıyor, Somer şef masa başında kalanları götürüyor. Hah ha.
rabia'nın içinde; "mantık" geçen bir cümle kurması programı fıkralarla türkiye seviyesine yükseltti. bu cilti parıl parıl parlayan nurlu kişi en fazla bikaç hafta daha güç bela sürecek yarışma serüveninde büyük büyük cümleler kurmaya başladı.
hasan yine mavi takım kaptanı. çocuk başarılı gerçekten. fakat inanılmaz itici. kırmızı takım kaptanı olarak mert'i seçmesi de stratejik açıdan önemliydi. mert gerçekten kıramadığı bir kabuğun içinde yaşıyormuş gibi.
hasan'ın erkeklerle yarışma isteği azalan erkek sayısı yüzünden zamanla bitecekse bile içsel olarak bence kadınları ciddiye almıyor pek. pelin'i değil de rabia'yı seçmesi bile sadece öylesineydi. pelin'i istemiyordu ve hepsi bu.
sergen'in dünkü halleri gerçekten yorucuydu. sürekli mert'i sabote etme çabası, hiç susmaması, kazanmak için saçmalaması nasıl bir karaktere sahip olduğunu da kanıtlıyor.
artık yavaş yavaş en güçlüler kalıyor. zaman geçtikçe en ufak hatalar bile potaya gönderilmelerine sebep olacak. yeni kurallar zaten içeriği zorlar nitelikte. tabak çıkartamazsan direkt potadasın.
mavi takım bu hafta kazanır gibi ama kırmızı takımın da çok güçlü yarışmacıları var. genel olarak bireysel düşünüldüğünde emre, eren, hasan üçlüsü finale doğru gidecek gibi.
azize de büyük güç. eğitimsiz biri ama hem becerikli, hem cevval hem de öğrenmeye çok açık.
tahsin gerçek bir joker. nereye koyarsan orada kazanıyor. gerçekten dişli biri.
sergen, dilara, pelin, araz gitmeli. mert bikaç hafta daha dayanır. ateş bebeyim de öyle. görüceğiz.
hiç izlemediğim ve aynı zamanda hiç izlemeyeceğim bir yarışma. hatırlıyorum sadece masterchef türkiyenin ilk senesinde biraz bakıyordum ara sıra. onun haricinde yok.
Covid nedeniyle dağın başında karantinada kaldığım zaman, çeken nadir kanaldan birinde olması sebebiyle biraz mecburiyetten izlediğim program.
kurgu olduğu o kadar açık ve net ki nasıl bu kadar izleniyor hayret ediyorum. resmen çoğu oyunda hazır tabak veriliyor kazananlara... o kadar bariz ki.
tabi bu kadar değil ama mesela diyelim adam balık alıyor marketten, temizliyor fırınlıyor bişeyler yapıyor, şeflerin önüne bi koyuyor "kazandibi tatlısı" :D
o kadar değil tabi de (yok bi de olsaydı amk :D) ilk fark ettiğimde sesli kahkaha atmıştım, ikinci fark ettiğimde ise bir daha seyretmemek üzere kanal değiştirdim.
reklam ve ürün yerleştirmeleri aşşşşırı amatör.
elemelerde sarmıştı az çok, sonrası tam bir fiyasko...
Hasani ilk başlarda beğenmiştim, sonradan sinsi biri olduguna karar verdim. Dilara da öyle. Bu aralar seyretmiyorum. Ibrahim iyiydi hemen elediler. Pelin de kendini dunya güzeli saniyor. Kimseyi tutmuyorum galiba.
Hasan'ın pelin'i değil de rabia'yı takımına seçmesi de bir tuhaftı. Ortada fol yok yumurta yok, içi boş dedikodudan korkup da mı böyle bir karar aldı acaba diye düşünüyor insan.
Dün eleme oyununda yarışmacılar mutfaktan çıkarılırken herkes başarılar diliyor, araz efendi de haydi aslanlarım diyor. Pardon da orada yarışan bir kadın oyuncu da var araz efendi. Buradan bile yarışmadaki kadınları yok saydığı belli bu tayfanın. Geçen yıl da aynısını Barboros efendi ve tayfası yapıyordu. Acilen şu yarışmacıları aynı evde tutma sevdasını bırakın. Yahu ayrıca eşek kadar insanlar nasıl oluyor da aynı odalarda kalıyor. Hem de aylarca. Akıl alır iş değil.
Mazot diye tabir edilen koku sanırım tava, tencere ya da kevgirin plastik sapının yanmasıyla tatlıya sinen koku. Ağır bir kokudur.
Ayrıca şefler kendi aralarında konuşurken kamera hasanla sergene döndü. Sergen o sırada önlüğün ön cebine elini sokmuş hart hart şeyini kaşıyordu oha dedim. Herifin umru değil. farkedilmeyecek zannetti galiba.
araz'ın neden bu kadar el üstünde tutulduğunu anlayamadığım yarışma. tam bir kazma kendisi. favorilerim ise emre, mert ve tüm saçmalıklarına rağmen burcu.