22 yarışmacının ilk yemek gününün sonunda, en kötü yemek yapan üç yarışmacı; 22 kişinin tüm bulaşığını yıkamakla cezalandırıldı. o dağ gibi bulaşığı görmek istemezdiniz. gerçekten dağ gibiydi!
her bölüm de türkçe yi katleden bir batuhan "bey" var orda. "bey" lafını sevmiyormuş. yemeği güzel yapabilirsin ama türkçen iyi değil. dakka ne demek batuhan bana bi söle dakika diceksin batu dakika. dakka bangladeş in başkentidir oglum batu.
bu sektörde olduğum için şeflerin sertlikleri normal geldi. lakin o ortadaki şişman şefin sürekli anlatabiliyomuyuum anlatabiliyomuyuuum demesi beni ayar etmiş olacak ki, sonunda mute ye bastım... sonuç olarak kaliteli gibi gözüken ama kompleksli bir yarışma olduğuna kanaat getirdiğim ilginç program.
söylemeden duramayacağım lan; hani orda jüri üyelerinden oray eğin e benzeyen tip varya, okuyosan topsun olum.
ne demek lan 'hepinizin yemekleri birbirinden iğrenç olmuş.' dünyada 800 milyon kişi açlık sınırının altında yaşıyor, haberin var mı senin!
ben ciddi ciddi kursa gidip, aşçı olmayı düşünen bir insan olarak, burada yaşanan her şeyin oyunculuk üzerine olduğunu düşünüyorum. tabii ki zor. tabii ki insanlar tarafından azar yiyeceksin. ama bu her meslekte var. itin g.tüne sokmaya da gerek yok.
köpeği yemezmiş efendim o yemeği. ulan mal herif. bu ülkede bütün gün bir şey yiyemeyen insanlar var. köpekler de var. sen aşçılığı g.tünden anlamışsın. ama suç sende değil. seni oraya çıkaran, terbiyesizliği reyting için hoş gören insanlarda.
mantıken saçma bir yarışma. şöyle netten bir baktım, 13 hafta süreceği söyleniyor. e bunlar 13 hafta boyunca her gün bile yemek yapsa, 13*7=91 kez yemek yapmış olacak. hiçbir teknik eğitim almadan. eee 91 yemek yapıp bu 91 yemek de beğenilince şef olunuyorsa, o zaman bu aşçılık okulları vs neden var? her zamanki gibi sadece show amaçlı bir yarışma. zaten tv'den bundan fazlasını beklemek aptalca olur. ama sanki gerçekten şef olunacakmış gibi orada her hakarete katlanan yarışmacılar da bir kurgu içinde değilse gerçekten salak olmalı.
o mor, pembe falan giyen bir adam var programda, jüri daha doğrusu. nasıl kimse tavayı kafasına monte etmiyor hala anlayamıyorum. ben burada 40 tane boktan yemeği yemek zorunda mıyım? diyor adam be. kardeşim o zaman oraya çıkıp ben bir dünya adamın arasından en güzel yemek yapanını bulurum demeyeceksin. ben mesela 40 tane çiğ et yemek istemem harbiden, ama zaten çıkıp da oralarda pembe jartiyerle jüri üyeliği yapmıyorum. bunun adı var aslında:
(bkz: yiyemeyeceği yarrağın altına yatmak)
show tv'nin tekrar yayınlama konusunda bokunu çıkardığı bir başka program.
cennet mahallesi ve doktorlar ile midemizi tüm yaz allak bullak eden bu kanal, şimdi de bu gerzek ötesi yarışma programı ile beynimizi s.kmeye çalışmakta.
batuhan mısın nesin? sözüm sana: o iğrenç yemekleri yemek zorunda değilsin. biz de senin o iğrenç göbeğini sabah akşam, gece gündüz, 24 saatin neredeyse 20 saati izlemek zorunda değiliz. azalarak bit!
juri üyelerinden biri batuhan piatti'dir, ki batuhan bu ülkede bistro denildiğinde akla ilk gelen isimlerdendir. kendisi ödüllü bir masterchef ve masterchef hocasıdır.
dolayısıyla ekranlarda sergilediği hakaretamiz tutum her ne kadar tepki toplasa da sonuna kadar haklıdır batuhan...
adamlar uzayda koloniler kurmuş gibi havalarda süzülüyor.bilinçli hakaret ve polemik reyting almalarına katkı sağlıyor olsa da kimi insanlar nefretle anıyor bu tür yapım ve yapımcıları.
hepsini bir odaya toplayıp, eşşek sudan gelinceye kadar dövüp, eşşek sudan gelince onuda dövüp geri göndererek, dövmeye devam etmek istediğim jüriye sahip yarışma.
batuhan piatti zeynioğlu'nun yarışmacıları aşağılayan tavırlarına kınıyorum buradan. bu tür kompleksli insanlardan oldum olası nefret etmişimdir. bu artistlikleri bana yapsana kafa göz gireyim sana.