master and commander the far side of the world

    13.
  1. filmde bahsi geçen olay 1805 yılının nisan ayında geçmektedir. bilindiği gibi 1805 yılı dünyadaki en ateşli deniz savaşlarının yaşandığı, aslında dünyadaki güç dengelerini belirleyecek olan deniz savaşlarının yaşandığı yıldır. * adını en çok duyduğumuz komutanlardan amiral horatio nelson ingiliz kraliyet donanması’na denizde komuta ederken, bir yanda general napoleon bonaparte fransız ordusunun komutanlığındadır. fransızlar’ın isteği ingiltere’ye kara çıkarması yapmaktır. elbette bu çıkartmanın yapılabilmesi için öncelikle fransa ve ingiltere arasında bulunan ingiliz kanalı’ndaki deniz savunmasının en aza indirgenmesi gerekmekteydi. deniz savunmasını bitirebilmek için gereken tek şey ise ingiliz kraliyet donanması’na ait tüm gemilerin biran önce ele geçirilmesi, yakılması ya da batırılmasıydı. ingilizler de bu istila tehlikesinin farkına varıp, aynı şekilde tüm fransız gemilerinin yokedilmesini istemekteydi.

    filmin başında gemi kaptanı jack aubrey'e gelen amirallik emrine göre fransız korsan gemisi acheron yakılmalı, batırılmalı ya da ganimet olarak ele geçirilmelidir. acheron ile kaptan jack aubrey'in gemisi suprise arasında geçen kovalamacanın galibi surprise gibi görünsede aslında hikayenin sonunda açık bir kapı bırakılmıştır izleyiciye.
    2 ...
  2. 10.
  3. deniz ve dalga sesi sevenlerin izlemesi gereken filmlerden. birer sanat eseri olan o ahşap gemilerin dev dalgalara bata çıka ilerleyişi izleyiciyi derinden etkiliyor. ama herkes sevmeyebilir. kimileri filmde kurgu konu arar. bazı filmler vardır ki belgesel tadında izlenmelidir. bence bu filmde bunlardan biri.

    --spoiler--
    gemi doktorunun aynı zamanda doğa bilimcisi olması ve yeni hayvan türleri keşfetmesi insanın bir hayvandan esinlenerek bilim sayesinde savaşın stratejisini değiştirmesi çok iyi anlatılmış.
    --spoiler--
    2 ...
  4. 18.
  5. Baz alındığı romanda ingiliz gemisi aslında bir abd gemisi ile kapışıyormuş. Herhalde ortam gerilmesin diye filmde fransız gemisi yapmışlar.
    1 ...
  6. 5.
  7. mükemmel denecek kadar iyi berbat denecek kadar kadar da kötü olmayan film..

    russel crowe oscarlık oyunuyla büyülemiştir.. fakat filmdeki savaş sahanelerinin kaletisizliği, gereksiz yere yaratılmaya çalışılan saçma duysallıklar ve sıkıcı konusu bayıyor.. ayrıca filmde sadece 10 sn.lik bir yerde kadın görülmüştür onun da zaten konuşması yoktur bu da filmin abazan tayfa tarafından (şahsım) beğenilmemesineki etkenlerden biri..
    1 ...
  8. 9.
  9. facebook profillerinde the eternal sunshine of the spotless mind'dan sonra yerini alacak 2. film olabilir.
    1 ...
  10. 7.
  11. bunda yıllar önce vcd satıcısından alıp, çok gayret etsem de sonunu getiremediğim ultra sıkıcı bir film. tabi benim o zamanki ruh halim sebebiyle sıkıcı geldiyse onu bilemeyeceğim. tabi o atmosfer, giyiniş felan iyiydi am senaryo da o derece boktandı. hiçbir albenisi yok ve çok sıkıcı bir senaryo. sadece russel crowe için izlenebilir.
    2 ...
  12. 11.
  13. başrolde russell crowe un oynadığı 2003 yapımı harika bir savaş-aksiyon filmidir. ölmeden önce izlenilmesi gereken bir filmdir. kurgusuyla, çekimleriyle, oyunculuklarıyla kusursuz bir filmdir. bi zahmet bulun izleyindir. izlemem diyen vatandaş (bkz: çok şey kaçırıyorsun)
    0 ...
  14. 8.
  15. 2003 yapımı peter weir filmidir. başrolünde russel crowe oynamıştır. napolyon savaşları sırasında bir ingiliz savaş gemisinin bir fransız gemisini batırma çabalarını ve bu çaba sırasında gemide yaşananları kaptan ve yakın çevresini baz alarak anlatır.

    (not: uyarlandığı romanda esas gemi yine ingiliz gemisi, ama batırmaya çalıştığı düşman gemisi abd gemisi imiş. hollywood uyarlarken bu format tepki çekeceği için dönem ve düşmanda değişiklik yapılmış.)
    0 ...
  16. 6.
  17. Russell Crowe nin mükemmel oyunuyla liderliğin vasıflarını izleyenlere öğreten film.

    pes etmek yok mücadele en zor koşullarda da olsa devam edecek...
    1 ...
  18. 14.
© 2025 uludağ sözlük