ar-ge araştırma geliştirme. ona bakarsanız boş cd de toptan aldığınızda 10 kuruş ama bi albüm 10 lira. kitabı eski gazetelerden bir derleme falan mı sanıyosun derler adama. veya bir cem telefonu diyelim, içinde ne var? sikimsonik bi cam bir de elektronik bord, bikaç da ses aksanı falan olsun diyelim. yani maliyeti en fazla 300 lira. e bunu üretmek için yapabilmek için harcanan 3 yıllık zaman dilimi ne olacak? hani bu işin ar-ge masrafı? saçmalamayın.
he bide şöyle birşey var; sen kitap 3 lira olsun herkes orjinal alsın yazarı matbaası yatırımcısı sürümden kazansın korsan da ortadan kalksın dersin, o ayrı...
sadece mürekkep maliyeti olarak 30 kuruş doğru rakam olabilir..ama telif hakları,diğer rutin giderler,ülkedeki ağır vergilendirmeler sonucu sen o kitabı o paraya alabildiğine şükret bence diye cevap verdiğim başlık..
yanlış bir değerlendirmedir. şöyle ki; 200 sayfalık bir kitabın baskı ve kağıt maliyeti bin adet için 2000 liradır. kitabın satış fiyatı yaklaşık 15 lira olarak belirlenir ve yazarına yizde yedi ile on beş arasında telif verilir. ortalama yüzde on desek 1500 lira da yazara verilir. kapak mizanpaj editörlük ve tahsis işlemleri yayınevinin sabit maliyetlerindendir ve iyimser bir hesap yaptığımız için maliyete eklemeyelim. şu anda kitabın maliyeti 3500 liraya çıktı. şimdi işin can alıcı kısmına gelelim; dağıtım indirim oranı. sayın seyirciler ülkemizde dağıtımcılar kitapları yüzde kırk ile yüzde elli arasında indirim ile alırlar. bin adet için 15000 liranın 7000 lirası dağıtımcıya gider, yayıncıya kalır 8000 lira. bu 8000 liranın 4500 lirası yayınevi karı olarak kalır. kitap baskı adeti arttıkça doğal olarak kar ve gelir de yükselir. bu rakamlar gerçek rakamlardır işin içinde olanlar bilir.
işin vahim tarafı dağırımcının da sadece yüzde on alıp kitap mağazalarına ve kitapçılarına kitabı yaklaşık yüzde kırk ile vermesidir. yani düşünün dr ler ve alışveriş merkezindeki kitapçılar kitaplarında indirim bile yapmazlar ve her kitaptan yüzde 35-40 arası para kazanırlar. mesela dr türü yerlere direk kitap satan can iletişim yapı kredi gibi yayınevleri bile arada dağıtımcı olmamasına rağmen oralara kitapları yüzde 40-46 indirim ile verir.
yani işin özü bir kitaptan yazar geçinmesine yarayacak parayı kazanamaz. yayınevi ayda beş kitap yayınlıyorsa ve kitapları iade olmuyorsa kazanır, dağıtımcı tipik bir aracıdır kazanır ama satıcı denen özellikle zincir kitap marketleri paranın belini kırar. işin günahı da bunlara aittir zaten. zira pahalı dediğiniz her kitabı, yayınevinin kendisine gidip ya da ideefix kitapyurdu vb alışveriş sitelerinden yüzde 35 lere varan indirimlerle alabilirsiniz ama zincir marketler bu esnekliği göstermez, ne yayınevine ne de okuyucuya.
sondan başa gelmek istiyorum.
kitabı satın alıyorsun, satın aldığın kitapçı para alıyor (bu kazançla çalışanların maaşı ödeniyor ve üstüne kar kalması gerekiyor), o kitabı oraya getiren taşımacılar para alıyor(gene o firma çalışanlarına maaş veriyor ve üstüne kar etmek istiyor), o kitabı (varsa) çevirenler para alıyor, o kitabın düzeltme ve kontrolünde çalışanlara para alıyor, basım evinin kendisi bizzat para alıyor(o makineler suyla çalışmıyor ve gene kar etmek istiyor) ve en önemlisi yazar para alıyor.
gene dikkat ettiyseniz bu paranın dağıldığı hemen hemen tüm kişiler, geçimini bu paradan sağlıyor.
bu zincirdeki herhangi birinin aç kalmasını istemediğimiz için genel anlamda baktığımızda kitaplar pahalı değildir. ha pahalı olanı da var, ancak bu 30 kuruşluk masraf büyük ihtimalle çok kaliteli basımlar için değildir.
gene de, para bu kadar dağılmasına rağmen çok diyorsanız, bir kitap yazmayı deneyin. çok ucuzmuş daha pahalı olmalı diyeceksiniz o zaman.
matbaacılıktan zerre anlamayan birinin gerçek olduğunu zannettiği kazıklama olayı. "montajlama, film, mürekkep, cilt, yol, su, elektrik, emek" desen 'hönk!' diye kalırlar.
eser sahibinin verdiği emek ve zamanın da fiyata eklenmesidir. zaten eser sahibinin hakkını vermeyenler korsan kitaplar basıp satıyorlar. eğer emek hırsızlığı yapmak istiyorsanız ucuza korsancılardan alabilirsiniz.
düşün ki aylarını bir kitap yazmak için harcamışsın. kütüphanelere kapanıp araştırmalar yapmışsın. bir sürü taslaklar hazırlamışsın. düşünmüşsün, taşınmışsın, beğenmediğin kısımları silmişsin, baştan tekrar yazmışsın, aylarca uğraşmışsın. tekrar, tekrar kontrol etmişsin. sonunda da baskıya hazır hale getirmişsin. sonra adamın biri bir bodrum katında matbaa açmış ve senin kitabını satıyor. buna hiçbir yazar izin veremez. yazar da verdiği emeğin karşılığını almalı.
