masonluk ile ilgili birçok bilinmeyenin anlatıldığı röportaj.
"iki Mason
Salı günleri çok yoğun olurum.
Gün 48 saat olsa yine de yetmez!
Koşuşturmaktan canım çıkar! Hiç kimseye, hiçbir dostuma zaman ayıramam! Dün yine öyle bir gündü! Her zamanki tempoda giderken tanımadığım ve ismini hiç duymadığım biri ziyarete geldi. Sebebini bilmiyordum! Çok da yoğundum! Ama konuşacaklarının çok ÖZEL olduğunu söyledi! Bizlerin bilmediği bir dünyadan söz edecekti!
Kabul ettim!
Üst düzey masondu! Masonları ve Tapınakçılar'ı anlatacaktı! Merak ettiğim ancak sağlıklı bilginin pek bulunamadığı alandı! Bütün planlarımı değiştirip davetsiz misafirimizi dinlemeye başladım...
Ben sordum o cevapladı!
-Mason musunuz?
Evet! Hem de üst derece!
-Üst derece derken neyi kastediyorsunuz?
Türkiye'de Üstad-ı Azam'lar bile 31.
Dereceden öteye çok gitmezler! Gidenler olduysa da kabul görmezler!
-Nasıl yani?
Hayfa'daki yani israil'deki YÜKSEK ADALET EVi'ne gitmediyseniz orada kabul edilmediyseniz önünüz kapalıdır!
Masonlar'ın elbette önemi ve etkisi vardır!
Ama abartmamak lazım!
-Masonları koruyorsunuz galiba?
Yok yok! Gerçek bu! Masonları konuşurken TAPINAKÇILARI gözden kaçırmayın diye söylüyorum bunları!
Çünkü gücü elinde tutanlar TAPINAKÇILARDIR! Dünyada ve Türkiye'de asıl söz sahibi olanlar bunlardır.
-Güçleri nedir? Nereden alıyorlar?
Türkiye'de üç vadi vardır! istanbul, Ankara ve izmir! Haritada ÜÇGEN olacak şekilde dağıtılmıştır! Bunlara üye olanlar bir, iki ve ÜÇÜNCÜ dereceye kadar gider!
Üçüncü derece ÜSTADLIKTIR!
Bundan sonra devam etmek istediğinizde LEVENT'te bulunan KIRMIZI LOCA'dan "Bizimle ilerlemek ister misiniz?" teklifi gelir... Kırmızı locanın izinden gidenler çoğunluktadır! Ama inanan ve Müslüman biri BÜYÜK FOTOĞRAFI görürse imkanı yok gitmez! Çünkü varılacak noktada iSLAM ve DiN yoktur! Başka bir inançla, başka bir dinle karşılaşırsınız!
-Olay Kırmızı Loca'da mı bitiyor?
Bu locaya gelenler hazırladıkları TEZLERLE ilerler! Felsefe adına çalışmalar yapılır! 27. DERECE'ye kadar böyle gelinir! Bu saatten sonra işler değişir!
-Nasıl değişir?
Devreye daha önce bilmediği SIR'lar girer! Zamanla YENi DiNE hazırlanan masonlar bir üst basamağa atlar! 33.
Derece'den sonrası bilinmez!
-Neden sızıntı olmaz gerçekten?
Fransız ve iskoç RiTi'ne bağlı olanlar Beyoğlu'ndadır! Kırmızı LOCA ile Tapınakçılar'ın yeri Levent'tedir!
Tapınakçılar biraz daha ileride bulunurlar!
MADEBLERi farklıdır! istanbul'u bulundukları yerden takip edecek donanıma sahiptirler! Her türlü koruma ve teknik yapıları mevcuttur! Şifresiz kimse oralara gidemez!
-Kim bunlar yahu? Önce şunun bilinmesi gerekir!
Masonlar içinde her milletten, her ırktan insan olabilir! Ama TAPINAKÇILAR arasında asla! YAHUDi olmayan TAPINAKÇI olamaz! Olay budur zaten!
-Açar mısınız?
Musevilik ile Yahudilik farklı şeylerdir!
Hazreti Musa'ya inanmak başka Yahudi olmak başka şeydir! Bu Yahudiler YÜKSEK ADALET EVi tarafından örgütlenir! Türkiye'de şimdi TAPINAK KONSEYi'nde 9 TÜRK görünümlü YAHUDi vardır! Bunlar çok güçlü ailelerin temsilcileridir! (isimlerini saydı ama yazmama sözü verdim!) Bu 9 tapınakçı dışında önceden görev yapmış ancak şimdi dışarıdan destek veren 91 Tapınakçı daha vardır!
Türkiye'de en etkili 100 kişi bunlardır!
-Hepsini tanır mıyız?
Bir kısmını evet! Bir kısmının ise ismini bile bilmezsiniz! Ama arkalarındaki güç çok önemlidir! PARANIN sahibi aileler bunlara destek verir! Mesela son günlerde sizin de yazdığınız bir KiŞi isviçre'den içeri PARA taşımakla görevlidir! Çok güçlü görünmesinin nedeni budur!
Yahudiler'in parasını getirir ve içerideki adamlarına güç katar! Kendisinin şirketlerine bak! Son 6 yılda 5 kez zarar açıkladı! Ama borsada 800 milyon dolar kaybedecek kadar zengindir! Bu paralar kimin?
-Sözünü ettiğiniz Yüksek Adalet Evi'ne biz gitsek girebilir miyiz?
Yok, hayır tabii... Türkiye'den oraya giren birkaç kişiden biri benim! Arkamda dünya markası bir şirketin sahibi Yahudi dostum bulunduğu için sivrildim! Kime el verirlerse yürür gider! Sistem bu! Aslında sır da bu! Onların gücünü ilerleyerek görüyorsun! Böyle olunca da daha fazla istiyorsun!
-Neden 9 kişi? iskoç Riti Türkiye'de en güçlü olan koldur!
14. Yüzyılda iskoçya'ya sığınan TAPINAKÇILAR ilk locaları kurdu! Bu nedenle iSKOÇ RiTi'ndeki isimler Tapınakçılar'ın kullandığı isimlerdir!
Tarihin en önemli masonlarından BARON KARL VON HUND Tapınakçılar'ın tarihini araştırırken 8 ismin yer değiştirdiğini tespit etti!
Galiba kendisini de katarak bu sayıyı 9'a çıkardı!
-Bu isimlere kim karar veriyor?
Yüksek Adalet Evi! Dünyadaki her ülkede bunlar karar veriyor! Yahudilik şart! Bunlar Masonları yönetmek ve boş bırakmamak için aralarına karışır bazen!
BiRiNCi dereceden başlayıp yükselenler olur! Motivasyonu artırmak için yapılan bir oyundur! Ajan gibi localarda çalışırlar!
Kimse bilemez ve anlayamaz!
-Dünya ile irtibat var mı peki?
Elbette!
-Nasıl?
Çok önemli bir ailenin çok az görünen bir oğlu vardır!
-Kim o yahu? isim veremem! Ama çok akıllı ve yanlış tanınan biridir! inanılmaz ilişki ağı vardır!
Sanki birileri onu korumak adına KALKAN oluşturuyor! Dünyanın tepesindeki 9 kişi ile istanbul'da toplantı yaptığını biliyorum!
-Nerede?
Sultanahmet'teki DiKiLiTAŞ önemlidir!
iki yılda bir yazları bu adamlar gelip öğleden sonra turist kıyafetiyle DiKiLiTAŞ'taki size söyleyemeyeceğim mucizeyi fotoğraflarlar! Kimse bunları görmez ve fark etmez! Hiçbiri PASAPORT kullanmaz! Devletin fark ettiğini hiç görmedim...
-Nerede oturuyor bu kişi?
Daha çok ingiltere'de! ingiliz istihbaratı korur! Çok güçlüdür! Ülkeyi kontrol eden ve para ile oynayan bunlardır! Siyasette de ekonomide de varlardır!
-Askeriye de yoklar değil mi?
Hayır varlar! Birkaç kudretli ALBAY bunların adamı! Sık sık görüşüyorlar!
Darbelerin arkasında ALBAYLARIN olduğunu gördüğünüz vakit toplantıların boşuna yapılmadığı hissi uyanıyor insanda!
-Çok mu zenginler bunlar?
Görünürde evet! inanın en güçlü olanlarının başına bir iş gelse yerlerine geçecek isimler bellidir! Holdingleri kendilerinin değildir! Emanettir! Ama algı ve görünüş bu değildir!
Sürpriz misafirim bunları söyledi!
Aklım karıştı! Hiç bilmediğim bir alanda yazamayacağım çok şey söyledi! Daha sonra bir vesile ile tanıdığım ve eskiden çok önemli bir MASON olan arkadaşı aradım... Bana anlatılanları bir bir sıraladım! O da şunları söyledi:
Ben Türk'üm! Bizler YAHUDiLER'i pek aramızda istemeyiz! Söylemeyiz ama istemeyiz! Tapınakçı olmak için çok da yükselmek gerekmiyor!
Ben 9.DERECE'deyken oldum. Kırmızılar Levent'te, Maviler Beyoğlu'ndadır! Ben HAYFA'ya bağlı olanını bilmiyorum.
Masonlukta israil'i değil ingiltere'yi baz alın! Merkez orasıdır! Gözden kaçan da budur! Ama Tapınakçılar'ın mabedlerinin şifreleri muazzamdır! Sık sık değişir!
Maviler 11 kişilik BÜYÜK GÖREVLiLER, Kırmızılar da YÜKSEK ŞURÂ tarafından denetlenir! Ben aramızda Yahudi olduğu için yükseleni görmedim.
Üst düzey biriyim! Tapınakçılar'ın böylesine ilişki ağına sahip olduğuna şahit olmadım! Eğer varsa ben bilmiyorum ve başka bir isimle yapılıyordur! Benim bildiğim TAPINAK ŞÖVALYESi bir apolettir!
Ama sizin sorduğunuz gibi özel bir alan ve birim değildir! Ben oldum ve istifa ettim! Ancak Yahudi olmadığım ortada...
Hayfa'nın yolunu da bilmem! 33. DERECE meselesi ise başkadır! 31. DERECEDE ya da 32.DERECEDE bekleyen Üstad-ı Azamlar vardır!
Ama o kontenjan ölüm gibi bir sebeple boşalmadığı için beklenir! Nasıl bizim Beyoğlu öne çıkıyorsa Hayfa da öyledir! Ama orada bizim bilmediğiz bir yapılanma varsa ve aralarında dünya çapında bir ilişki varsa biz bilmeyiz!
bu memlekette durduk yere kimse ünlü olmuyor. bir zamanlar özdemir Erdoğan'ın mason olmasına çok şaşırdım.
cem yılmaz, mustafa sandal, erol evgin daha neler neler.
yapılan istatistiki değerlendirmelere göre ülkemiz vatandaşlarının %40'ı ve ak partisine oy verenlerin %53'ü masonluk ile misyonerlik'i birbirine karıştırmaktadırlar.
atatürk mason muydu ?- gerçekten ingiliz sömürge valisi olmak istedin mi ? hindistandan alınan yardımları servetin için kullandın mı ?
fatihte çocukluğumda bir kursunda okurken ,kursun kitaplığından kitap okuduğum çok olmuştur.yine elime aldığım bir kitabın sayfalarını karıştırırken ,ilginç bir başlığa gözüm takıldı ,başlık aynen şöyleydi kardeşlerim ;
atatürk mason muydu ?
kitabın yazarı kimdi peki ?
abdurrahman dilipak . dilipak islamcı bir yazardı,iktidarın projelerine çoğu kez destek vermiş bir yazardı (hatta hem siyasi ortak hem de bazı yazarlarla ticari ortaklığı var)aynı kitabında atatürk-ismet inönü kavgasını anlatmıştı ve eklemişti ;atatürk bir komplonun kurbanı olabilir.
bu yazımı ne sıkı siyasal islamcılar için ne de koyu kemalistler (bu tabiri de sevmem zaten ) adına yazıyorum.derdim üstü örtülen gerçekleri ortaay çıkarmak aslında .turgut özal ve kenan evran 'in niye atatürkün vasiyetnamesinin okunmasından kaçtıklarını sanıyorsunuz dostlarım.
neyse biz devam edelim .türkiye cumhuriyetinin başbakanı tayyip erdoğan ne yazıyordu 1980 li yıllarda bir mektubunda ;
"atatürk 'ün koyduğu dinsiz kanunları yıkacağıma ve bir islam devleti kuracağıma ant içerim ."
aslında çoğu siyasal islamcı onun gibi düşünüyordu.siyasal islamcılar arasında atatürkün mason olduğuna dair konuşmalar geçiyordu.atatürk'ün savaşlarda hep geride durduğu söyleniyordu.
2.başlığı da ben atıyorum ;
gerçekten atatürk mason muydu ?
abdulhamit tahta çıktığı yıl osmanlı sınırları içinde yayınlayan 54 gazetenin 47 tanesi yabancı tekelindeydi.2.abdulhamit ne yaparsa yapsınyabancı tekeline son veremiyordu.yabancı tekele son veren isim atatürk olmuştu.peki yabancı tekelini istemeyen bir mason olur muydu ? çelişkiler devam ediyordu....
atatürk bir ittihat terakkiciydi.ittihat ve terakkinin ise yarısından çoğu masondu.arkadaşlarım türk masonların çoğu müslüman olarak doğmuştur ancak sonradan din karşıtı olmuşlardır.osmanlının son dönemlerinde bile 3 mason ünlü mason şeyhülislam vardı.
bakın belgeli konuşuyorum ustalarım ;atatürk 'ün löümünden sonra ingiltete büyükelçiliğinden ankara'ya çekilen telgrafta atatürkten nasıl bahsediliyordu ;
"müslüman olarak doğmuş ancak din karşıtı olmuştur.(din karşıtlığından sadece islamiyeti kastedmiyordu,bütün dinlerden bahsediyor ) doğruluğu sevmiş ve günahtan nefret etmişti.işini iyi bilen istidat sahibi bir askerdi,savaştan nefret ederdi.
evet ,mustafa kemal atatürk dinlerin halkları böldüğünü düşünüyordu,aynı zamanda dinlerin istismara uğratıldığını ve halkların dinler yoluyla bölündüğünü söylüyordu.
nutukta yazdığı ama sonradan kitaptan çıkarılan bir bölümde atatürk tek dünya devleti önerisini sunuyor.bu tek dünya devletinin,tek bir dini olması gerektiğini ve insanlarında bu din etrafında birleşmesi gerektiğini söylüyor.
kardeşlerim biliyorsunuz siyonizminde amacı kudüs merkezli (onlara göre kudüse sahip olan her şeye sahip olur) bir tek dünya devleti kurmaktır.illuminati de siyonizmi ve bütün ideolojileri ,inançalrı kullanarak kölelik düzenini kurmak istiyordu.
hemen şaşırmayın durun daha açıklayacaklarım var yahu.unuttunuz herhalde atatürk filistin davasını daima savunumuştu.atatürkün nutukta yer verdiği tek dünya fikri bir öneriydi aslında,uygulanamayacak bir hayaldi.hayal olduğunu da kabul etmiştri kendisi de.
atatürk 1935 senesinde verdiği emirle türkiye'de ki mason teşkilatlarının kapatılmasını söyler.tesadüf olmasa gerek aylar sonra atatürk (hiç bir hastalığı yokken ) aniden rahatsızlanır ve bu hastalık onu ölüme götürür.ancak atatürkün üstü örtülmeye çalışılan hastalığı "akciğer sirozuydu".halbuki atatürkün son dönemlerindeki karnı şişik fotoğrafları akciğer sirozuyla bağdaştırıldı.maalesef ki benim güzel aydınlarım bir şeyi unuttular;karın şişmesi akciğer sirozunun bir göstergesi değildi.
şimdi geri döneceğim ustalarım ,lozan barış anlaşmasına kadar gideceğim.barış diyorum ama sonra ki yıllarda büyük ayaklanmalar oldu,ingiliz desteğiyle ve hilafet vaadiyle türkiye parçalanmaya çalışıldı,diyarbakır doğu anadolu 'da asilerin yurdu haline geldi .(niye diyarbakır peki )
neyse biz geri dönüyorduk değil mi ? lozan diyorduk galiba .bu anlaşmada konuşulan bir isim var ,ismet inönü.ismet inönünün atatürkün en yakınındaki isimlerden biri olduğu,onu ele geçirmenin kolay olduğu söyleniyor.hatırlayın ismet paşa lozanda süleymaniye adına heyet başkanıydı.zaten iyi tahlil ederseniz 11 kasım 1938 'de hemen apar topar ismet inönünün cumhurbaşkanı ilan edilmesinin sebebini anlarsınız.
1938 yılında kapatılan mason locaları tekrar açılıyor hem de ismet paşanın emriyle .mason olduğu söylenen kemal atatürkün masonlarca kumpasa getirildiği açık,peki neden vasiyeti saklanduı hem de en yakınları tarafından?
gelelim bir başka hikayeye....
yahudiler ispanyadan sürgün edilmişlerdi,isyan ve kargaşa çıkarttıklarından dolayı.osmanlı ise yahudilerin bir kısmını himayesine almıştı ve onları selanike yerleştirmişti.bugün atatürkün doğduğu bölge sabetay sevinin kendini mesih ilan ettiği bölgedir.sabetay sevi 1666 yılında mesihin geleceğini ve gökten ineceğini söyler(sabetay bunu rüyasında görmüştü )
1666 yılında mesih gelmeyince kendini mesih ilan eder sabetay sevi.idam edilirken artık müslüman olduğunu söyler ve idam edimekten kurtulur.sabetayistler bugün gizli olsalarda ha varlıklarını devam ettiriyorlar (örneğin cemil ipekçi sabetayisttir)
atatürkün babasının kökeni sabetayist olduğunu gösteriyor ve hemen belirtelim ali rıza bey bugün bir sabetayist mezarlığında yatıyor,o size tarih derslerinde gösterilen fotoğraf ali rıza bey değil haa !
peki annesi ?
annesi bir yörük türkü mustafa kemalin.her ne hikmetse atatürkten annesinin isteğiyle dini bir eğitim alması isteniyor.bu dini eğitim bir mahalle mektebinde kısa süreli devam etse de,babası oğlunun modern bir ilkokulda eğitim görmesini ister.atatürk mahalle mektebinde gördüğü kısa süreli eğitimden sonra hep babasının çizgisinden gider,dinlere uzak olması biraz bundan kaynaklanır aslında.
soruma dönmek istiyorum canım okuyucularım ;
atatürk mason muydu ?
eğer atatürk mason olsaydı,cumhuriyetin kuruluşundan sonra büyük bir çaresizliğe düşmezdi,sovyetler birliğinden de yardım almak istemezdi.çünkü masonlar(her ırktan,her ideolojiden) bütün zenginlikleri ellerinde bulunduruyorlar.örgütlenmeleri devletlerin her kademesine yayılıyor.
eğer atatürk mason olsaydı ; 1935 yılında mason localarını kapatmazdı ve protestan misyonerlerini denetim altına almazdı.biliyorsunuz doğu ve güneydoğu anadoludaki misyoner örgütlenmelerini gören atatürk ,bu örgütlenmeleri devlet denetimine almak istemişti,unutmayın sakın kardeşlerim benim...
izmirde,işgalde zarar gören camileri tamir ettiren ve bu camileri dua ile açtıran atatürkten başkası değildi.
kardeşlerim soruyorum tekrar size ,atatürk mason muydu ?
(cevabınızı mail olarak bekliyorum,küfür olarak değil )
atatürk mason muydu ?- gerçekten ingiliz sömürge valisi olmak istedin mi ? hindistandan alınan yardımları servetin için kullandın mı ?
fatihte çocukluğumda bir kursunda okurken ,kursun kitaplığından kitap okuduğum çok olmuştur.yine elime aldığım bir kitabın sayfalarını karıştırırken ,ilginç bir başlığa gözüm takıldı ,başlık aynen şöyleydi kardeşlerim ;
atatürk mason muydu ?
kitabın yazarı kimdi peki ?
abdurrahman dilipak . dilipak islamcı bir yazardı,iktidarın projelerine çoğu kez destek vermiş bir yazardı (hatta hem siyasi ortak hem de bazı yazarlarla ticari ortaklığı var)aynı kitabında atatürk-ismet inönü kavgasını anlatmıştı ve eklemişti ;atatürk bir komplonun kurbanı olabilir.
bu yazımı ne sıkı siyasal islamcılar için ne de koyu kemalistler (bu tabiri de sevmem zaten ) adına yazıyorum.derdim üstü örtülen gerçekleri ortaay çıkarmak aslında .turgut özal ve kenan evran 'in niye atatürkün vasiyetnamesinin okunmasından kaçtıklarını sanıyorsunuz dostlarım.
neyse biz devam edelim .türkiye cumhuriyetinin başbakanı tayyip erdoğan ne yazıyordu 1980 li yıllarda bir mektubunda ;
"atatürk 'ün koyduğu dinsiz kanunları yıkacağıma ve bir islam devleti kuracağıma ant içerim ."
aslında çoğu siyasal islamcı onun gibi düşünüyordu.siyasal islamcılar arasında atatürkün mason olduğuna dair konuşmalar geçiyordu.atatürk'ün savaşlarda hep geride durduğu söyleniyordu.
2.başlığı da ben atıyorum ;
gerçekten atatürk mason muydu ?
abdulhamit tahta çıktığı yıl osmanlı sınırları içinde yayınlayan 54 gazetenin 47 tanesi yabancı tekelindeydi.2.abdulhamit ne yaparsa yapsınyabancı tekeline son veremiyordu.yabancı tekele son veren isim atatürk olmuştu.peki yabancı tekelini istemeyen bir mason olur muydu ? çelişkiler devam ediyordu....
atatürk bir ittihat terakkiciydi.ittihat ve terakkinin ise yarısından çoğu masondu.arkadaşlarım türk masonların çoğu müslüman olarak doğmuştur ancak sonradan din karşıtı olmuşlardır.osmanlının son dönemlerinde bile 3 mason ünlü mason şeyhülislam vardı.
bakın belgeli konuşuyorum ustalarım ;atatürk 'ün löümünden sonra ingiltete büyükelçiliğinden ankara'ya çekilen telgrafta atatürkten nasıl bahsediliyordu ;
"müslüman olarak doğmuş ancak din karşıtı olmuştur.(din karşıtlığından sadece islamiyeti kastedmiyordu,bütün dinlerden bahsediyor ) doğruluğu sevmiş ve günahtan nefret etmişti.işini iyi bilen istidat sahibi bir askerdi,savaştan nefret ederdi.
evet ,mustafa kemal atatürk dinlerin halkları böldüğünü düşünüyordu,aynı zamanda dinlerin istismara uğratıldığını ve halkların dinler yoluyla bölündüğünü söylüyordu.
nutukta yazdığı ama sonradan kitaptan çıkarılan bir bölümde atatürk tek dünya devleti önerisini sunuyor.bu tek dünya devletinin,tek bir dini olması gerektiğini ve insanlarında bu din etrafında birleşmesi gerektiğini söylüyor.
kardeşlerim biliyorsunuz siyonizminde amacı kudüs merkezli (onlara göre kudüse sahip olan her şeye sahip olur) bir tek dünya devleti kurmaktır.illuminati de siyonizmi ve bütün ideolojileri ,inançalrı kullanarak kölelik düzenini kurmak istiyordu.
hemen şaşırmayın durun daha açıklayacaklarım var yahu.unuttunuz herhalde atatürk filistin davasını daima savunumuştu.atatürkün nutukta yer verdiği tek dünya fikri bir öneriydi aslında,uygulanamayacak bir hayaldi.hayal olduğunu da kabul etmiştri kendisi de.
atatürk 1935 senesinde verdiği emirle türkiye'de ki mason teşkilatlarının kapatılmasını söyler.tesadüf olmasa gerek aylar sonra atatürk (hiç bir hastalığı yokken ) aniden rahatsızlanır ve bu hastalık onu ölüme götürür.ancak atatürkün üstü örtülmeye çalışılan hastalığı "akciğer sirozuydu".halbuki atatürkün son dönemlerindeki karnı şişik fotoğrafları akciğer sirozuyla bağdaştırıldı.maalesef ki benim güzel aydınlarım bir şeyi unuttular;karın şişmesi akciğer sirozunun bir göstergesi değildi.
şimdi geri döneceğim ustalarım ,lozan barış anlaşmasına kadar gideceğim.barış diyorum ama sonra ki yıllarda büyük ayaklanmalar oldu,ingiliz desteğiyle ve hilafet vaadiyle türkiye parçalanmaya çalışıldı,diyarbakır doğu anadolu 'da asilerin yurdu haline geldi .(niye diyarbakır peki )
neyse biz geri dönüyorduk değil mi ? lozan diyorduk galiba .bu anlaşmada konuşulan bir isim var ,ismet inönü.ismet inönünün atatürkün en yakınındaki isimlerden biri olduğu,onu ele geçirmenin kolay olduğu söyleniyor.hatırlayın ismet paşa lozanda süleymaniye adına heyet başkanıydı.zaten iyi tahlil ederseniz 11 kasım 1938 'de hemen apar topar ismet inönünün cumhurbaşkanı ilan edilmesinin sebebini anlarsınız.
1938 yılında kapatılan mason locaları tekrar açılıyor hem de ismet paşanın emriyle .mason olduğu söylenen kemal atatürkün masonlarca kumpasa getirildiği açık,peki neden vasiyeti saklanduı hem de en yakınları tarafından?
gelelim bir başka hikayeye....
yahudiler ispanyadan sürgün edilmişlerdi,isyan ve kargaşa çıkarttıklarından dolayı.osmanlı ise yahudilerin bir kısmını himayesine almıştı ve onları selanike yerleştirmişti.bugün atatürkün doğduğu bölge sabetay sevinin kendini mesih ilan ettiği bölgedir.sabetay sevi 1666 yılında mesihin geleceğini ve gökten ineceğini söyler(sabetay bunu rüyasında görmüştü )
1666 yılında mesih gelmeyince kendini mesih ilan eder sabetay sevi.idam edilirken artık müslüman olduğunu söyler ve idam edimekten kurtulur.sabetayistler bugün gizli olsalarda ha varlıklarını devam ettiriyorlar (örneğin cemil ipekçi sabetayisttir)
atatürkün babasının kökeni sabetayist olduğunu gösteriyor ve hemen belirtelim ali rıza bey bugün bir sabetayist mezarlığında yatıyor,o size tarih derslerinde gösterilen fotoğraf ali rıza bey değil haa !
peki annesi ?
annesi bir yörük türkü mustafa kemalin.her ne hikmetse atatürkten annesinin isteğiyle dini bir eğitim alması isteniyor.bu dini eğitim bir mahalle mektebinde kısa süreli devam etse de,babası oğlunun modern bir ilkokulda eğitim görmesini ister.atatürk mahalle mektebinde gördüğü kısa süreli eğitimden sonra hep babasının çizgisinden gider,dinlere uzak olması biraz bundan kaynaklanır aslında.
soruma dönmek istiyorum canım okuyucularım ;
atatürk mason muydu ?
eğer atatürk mason olsaydı,cumhuriyetin kuruluşundan sonra büyük bir çaresizliğe düşmezdi,sovyetler birliğinden de yardım almak istemezdi.çünkü masonlar(her ırktan,her ideolojiden) bütün zenginlikleri ellerinde bulunduruyorlar.örgütlenmeleri devletlerin her kademesine yayılıyor.
eğer atatürk mason olsaydı ; 1935 yılında mason localarını kapatmazdı ve protestan misyonerlerini denetim altına almazdı.biliyorsunuz doğu ve güneydoğu anadoludaki misyoner örgütlenmelerini gören atatürk ,bu örgütlenmeleri devlet denetimine almak istemişti,unutmayın sakın kardeşlerim benim...
izmirde,işgalde zarar gören camileri tamir ettiren ve bu camileri dua ile açtıran atatürkten başkası değildi.
kardeşlerim soruyorum tekrar size ,atatürk mason muydu ?
(cevabınızı mail olarak bekliyorum,küfür olarak değil )
Atatürk mason değildir.
Avrupalı masonlar bunu iddia ederler ama sahip olduklarını söyledikleri ve sözde Selanik Veritas Locası'na ait olan belgeleri gösterememişlerdir.
felsefeleriyle hiç alakalı olmayan kurum. yaşlı yaşlı adamlar gidip ayin gibi binbir türlü zırvalıkla uğraşıyor be adam şeytana tapcana azıcık bağlı olduğun şeyin felsefesine uyup evrensel kardeşliği sağlasan nolur ? ama yok o illa gidip kötülük yapacak savaş çıkaracak, onu bunu kurban edecek. ha kurban demişken aklıma geldi sayın masonlar bakın sarışın karıları kurban ediyormuşsunuz duyduğuma göre dikkat edin türkiyedeki sarışınların neredeyse hepsi çakmadır o yüzden bence siz türkiyede tükkanı kapatın be hacı valla bak. zaten atatürk'te kapatmış sizi bide utanmadan bida açmışsınız tükanı siz iyisimi pılınızı pırtınızı toplayıp ingiltere,irlanda veya iskoçya bunlardan birine gidin hem merkezi burası bu işin bak ! gerçi bana sorarsanız bütün bu saçmalıklara hiç gerek yok ama yinede siz belli bir entellik seviyesine ulaşmış kişilersiniz elbette ne yapacağınızın farkındasınızdır. lan yoksa değilmisiniz ?
illüminati ile bağlantılı hedefleri aynı veya benzer örgüt mü desem ne desem. 3 vakte kadar dünyayı egemenlikleri altına almaya çalışıyolar. gençler i ünlüler i çeşitli yollarla kullanarak kendi taraflarına gençlerin haberi olmadan çekiyorlar. yeni nesilin seks bağımlısı olmasının bi sebebi bu. araştırılsa çok şey çıkar da.
mason demek kelime manasıyla duvarcı ustası, taş ustası demektir.
Hürmasonluk ise eski zaman duvarcı ustalarının ekolünün modern halidir ve klasik duvarcılık (bkz: operatif masonluk) bir çok anlamda bizim ahilik kurumunu andıran bir mesleki-ahlaki okuldur.
Bu ahlaki okulun temeli daha ziyade hristiyanlık öğretileridir, aslında bildiğin hristiyandır bunlar hatta daha ziyade katedral yapımıyla uğraşırlarmış zamanında.
neyse, gel zaman git zaman operatif duvarcılar azalmıştır sayıca, sosyeteden, asillerden ve akademyadan isteyen kişiler de duvarcı olmuşlardır.
Bu şahıslar gerçek anlamda duvarcı değildirler, (bkz: spekülatif masonluk) ancak mason öğretilerinden yararlanarak kendilerini daha iyi birey yapmaya çalışmışlardır.
Masonluk belli bir inancı savunmaz, hepsine saygı gösterir, hepsini kabul eder.
Seküler bir ahlak ve kendini geliştirme okuludur. Allah'a ve ruhun ölümsüzlüğüne inanmayan kişi mason olamaz.
Bazı masonik camiada yalnızca hristiyanlar üye olabilir, örneğin isveç masonluğu böyledir. Yahudi ve müslümanı kabul etmez bunlar.
Nerede kaldı o zaman masonluğun yahudiliği?
masonlukta sadece kabalanın etkisinin olduğu iddiası doğru değildir.
masonluk üzerindeki esas etkiyi hermes ve hermetizmde aramak gerekir (ve tabii ki hristiyanlık tasavvufu olan gnoz'da).
inisiyatik ve ezoterik bir şekilde insanları ateşlemeye, ölmeden önce öldürmeye çalışan bir bilgi-hikmet-gelişim yoludur.
kendine ait bir dogması yoktur, düşünerek ve okuyarak ve hatta tartışarak olgunlaşmaya davet eder.
insan-ı kamil olmak masonlukta önemli bir hedeftir, mason kelimesi de bu kamil insanı karşılar.
dolayısıyla diğer insanlardan üstün olan mason derneğine kayıtlı olan mason değildir, gerçekten mason olabilendir.
gerçekten "mason" olabilmek ise ancak ölerek hakikate gözü açmakla mümkündür.
masonluk "iyi yaşamanaın ve iyi ölmenin sanatıdır" demiş bir yazar*, harika bir tespit!
masonluka ait hiç bir sır yoktur, masonluk kendisine ait bir üstünlük vehmetmez;
kemalat ve iyilik tekelini kendine vermez, asla böyle bir iddiası da olmamıştır.
bilakis masonluğun bireysel bir yolculuk olduğu bilinmelidir.
isteyen, çalışan ve felsefeye kemalata inanan kişi için masonluk iyi bir ekol olabilir.
ama her mason sıfatını almış kişi iyi veya kamil olamayacaktır.
hatta uğraşan didinen, vatana-ailesine-şahsına ve de insanlığa faydalı işler yapmaya kasan masonlar bireysel olarak kendilerini hiç beğenmezler de!
masonluğun sırrı-mırrı yoktur; tanışma metodları ve bazı kelimeler hariç.
onun dışında tüm üyeleri dernek üyesi olduğundan devlet tarafından bilinir.
masonlar kendilerine kardeş derler ama kardeşlerin haklarını savundukları gibi dernek-dışı kişilerin de haklarını savunacaklarına dair yemin ederler, Kur'an'a basarak! Din ve siyaset konuşmazlar localarında, kimse kırılmasın diye.
Amaçları kardeşçe buluşmak ve ham olan taşlarını yontarak insan olma yolunda adım atmaktır. Gerisi hikayedir.
komplo teorisine gerek yok, komplo terorilerinin bir faydası da yok.
masonlukta düzenli ve düzensiz masonlar vardır.
düzenli masonlar dünya çapında tanınan, diğer mason localarıyla eşitilişkiler kuran localara denir.
Örneğin Türk masonusunuz, Kanada'ya gittiniz 2 yıllığına; eğer düzenli birlocadan iseniz sıkıntı çekmeden oradaki toplantılara katılırsınız.
Ama düzensiz yani klandesten iseniz olmaz.
Türk masonluğu düzenli bir masonluktur, aksine görüşler doğru değildir, en azından HKEMBL için.
1965 tarihli birkonsekrasyon töreniyle uluslararası tanınırlığını upgrade etmiştir, Türk masonluğu.
1909 tarihlikurulumda yer alan Resne locasının sıhhatli berati nedeniyle hem de!
Fransa'da birden fazla büyükloca vardır, bunlardan Grand Orient nisbeten daha liberal bir masonluktur; bunlar ateistleri de masonluğa kabul ederler, locada siyaset ve din konuşular.
GLNF ise diğer büyük locadır ve yaklaşımı HKEMBL ile aynıdır.
masonluk iyi bir şey değildir zaten, iyi kötüolmaya ehil değildir.
sadece bir eğitim yoludur, insanda ölümün kaçınılmazlığını hatırlatarak "iyi işler yap ulan" "insanlara faydalı ol hafız" "ölmeden öl, ananla değil anınla hatırlan lebraam" şeklinde özetlenecek etkileri olan bir inisiyatik-ezoterik bir ekoldür.
mesleki ahlaktan, komşuluğa ve vatanperverliğe kadar çeşitli sosyal faydaları olması beklenenn bir ekoldür, o kadar.
hiç bir gizlisi saklısı yoktur; hiç bir komplonun peşinde değildir, olamaz da zaten.
Çünkü siyaset ile ilgilenmez, hele Türkiye'de zayıflayan bir kurumdur masonluk.
Batıni bir tekemmül okuludur, o kadar.
Anti-masonik yayınlarda masonlara dünya yönetmek gibi güçler atfedilir, bunlar ipe sapa gelmez geyiklerdir.
Hele de panoptikon olmuş ulus-devletler zamanında dünyayı Rotshildlerin, masonların, Illuminati'nin yönettiğini düşünmek safdillik olarak nitelendirilmelidir.
masonluk diye bir şey de yoktur aslında.
örneğin masonluğa tekris ile girersiniz.
ama bu duygu-yoğun ve alabildiğine bireysel bir tecrübedir.
yani, herkesin namaz kılmasını düşünün. belkiaramızda ne adamlar var, adam tekbir alınca direkt kabe'nin karşısında, kimi de benim gibi ödeyeceği faturayı düşünüyor veya daha kötüsü amirine yalakalık olsun diye kılan olabilir (haza münafık,afedersiniz).
masonluğa giriş de böyledir aslında.
kimi sırf mason oldum ulenn havası için bunu yaşar; kimi "vay arkadaş, ölmeden önce ölelim; nefsi bir sigaya çekelim" der.
masonluk yoktur; masonlar vardır, işin aslı budur.
bu nednele masonluk iyidir kötüdür diyemeyiz, özcü (=essentialist) tanımlamalarda bulunamayız.
kimisi çok iyidir, bir de üzerine masondur; bunları görsek sadece "masonluk süpermiş panpa" deriz.
ama nasipsizler de vardır.
tıpkı islamiyet'ten ve hatta namazdan nasipsiz olanların olması gibi.
Mevlana da müslümandı, IŞiD de müslüman.
dolayısıyla masonluk yoldur yürüyene.
hikmet isteyene açılan bir küçük fırsattır, bu kadar.
Mason olmak için zengin olma şartı yoktur, bu büyük bir yanlıştır.
Mason olabilmek için geçimini sağlayacak ve üyelik aidatını ödeyecek durumda olmak yeterlidir.
Sıkışık durumda olan üyelerden aidat alınmaması da söz konusu olabilmektedir.*