şöyleki; maslağı yıllardır sarıyer e bağlamak istiyorlardı. sarıgül de itiraz ediyordu. ormanlık alana çivi çaktırmak gibi bir niyeti olmadığını, o yüzdende şişli ye bağlı kalması durumunun devam etmesini istiyordu. muhtemelen maslağı sarıyer e bağlamak isteyenlerin bu isteği sarıgül ün çivi çaktırmak istememesinden kaynaklanıyordu.
bu arada maslağı bilmeyenler için biraz anlatim. bir kısmı plazalarla kaplı, diğer büyük bir kısmı ise meşhur belgrat ormanlarının orası. tamamen ormanlık ve dokunulmamış bir alan. * seneler içinde istanbul büyüdükçe şehrin içinde kaldı. orman olduğu için kimse birşey yapamadı oralara. *
neyse konuya döneyim. bir gün bir milletvekili meclis e bir önergeyle geldi. maslağı sarıyer e bağlayalım diye. önerge hemen kabul edildi. sonrası herkesin malumu. maslak 1453.
ben orta halli bir adamım. oraları severdim. orman,doğa çok güzeldi. senede bir kezde olsa giderdim oralara. görünen o ki, artık gidemeyeceğim. * çünkü bu şehir maalesef böyle bir şehir. zenginsen kralsın, garibansan yanarsın. bu geçeği bir kez daha yüzümüze vurduğu için o önergeyi veren milletvekiline, o önergeyi onaylayan kurula, oraya inşaat izni veren o kurumlara, ağaoğluna ve maslak 1453 e teşekkür ediyorum.
an itibarı ile sol frame'de başlıkları alt alta okuduğumuzda şöyle bir görüntü çıkmaktadır.
· maslak 1453 (14)
· dumur eden olaylar (3)
ne hoş bir tecelli...
ali ağaoğlu, televizyon kanallarında aynı adla yayınlanan ve bizzat kendi rol aldığı reklam filminde, masanın üzerinden "hiçbiri işe yaramaz bunlar" diyerek sıyırıp attığı o yüzlerce ruloda, belki de onlarca mimar ve mühendisin alın teri ve göz nuru vardır. dahası her biri yasalar nezdinde birer fikir ve sanat eseridirler.
- bu hareket, belirgin bir aşağılık kompleksinin dışavurumudur.
adeta, onca yıl dirsek çürütmüş, okumuş-yazmış, konusunda bilgiyle donanmış insanları süpürüp-atma, hiçe sayma hareketidir. "onlar, bi-sikim bilmezler, yaptıkları da beş para etmez hareketidir. bulunduğu konumu içselleştirememiş bir sonradan görmenin, ne oldum delisi hareketleridir. dahası, mahiyetinde çalışan onca mühendis ve mimara aslında verdiği değeri gösteren bir harekettir.
- onlar adına üzüldüm gerçekten. hizmet edilmekte olan kişinin, emek sonucu yaratılan bir eseri elinin tersiyle itmesi, bunu tüm türkiye'nin gözleri önünde gerçekleştirmesi kolay katlanılır bir durum olmasa gerektir.
Türkiye'de mimarların; onca emeğinin yapı patronları tarafından nasıl tek sözle (bu değil, b değil, bu hiç değil) yok edildiği ve patronun düşündüğü şeyi bulamadıkları gerekçesiyle suçlandıkları alttan alta ben köy çocuğuyum ama babamdan kalan param var sizin okuduğunuz okullar benim hayallerimin yanından geçemiyor mesajı verilerek ayriyetten aşağılandıkları ve bunun yanında parası olanın sözü yazdırıp kendi üzerine onaylatabileceğine dair inancımı güçlendirmiş (Tarih hayal edenleri değil, gerçekleştirenleri yazar.) yapı projesidir.
bende bulunduğum şehirde büyük bir inşaat firmasının muhasebesindeyim paranın merkezindeyim yani. bu işte mükemmel kar var yaklaşık %400 oranında leblebi gibi evler satılıyor resmen bu dediğim kar kdv dahil kar ve buradan ağaoğlunun ne kadar para kazanacağını tahmin bile edemeyiz adam çevirmiş dikiyor binaları. ayrıca fiyat listesine baktım uçmuş adamlar ayrıca 150 m2 den brüt küçük daireler yoğunlukta ve hiç yer kalmamış ne diyelim millette para çok alana hayırlı olsun demek düşer.
not: 150 m2 den küçük daireler için vergi oranı sadece % 1 varın gerisini siz düşünün.