Nesine göre ki kıymetin değeri, yüreğin çömelir eğilir boynun, değeri biçilir kenara atılır,
kıymetin de çıkarı varsa çıkarı yerinde dilenir,
her duada tanrı bin nazarladı, ve bendim her nazarda pay kapandım zarlarım düşeşti,
eşti madem bu matem bedeldi tanrı her dem,
bu deprem çökertti onca yonca bunca yıkıcı darbe harbe motive etti
gözümün önüne serdi derdi ferdi çıkarın önemi sardı vardı her temelde tek emel.
Yalancı dostu aldı karaya verdi name,
herkes maske takmış, suratı sarkmış, yüzünü asmış, kaç kurtul falının kahramanı şeytan,
bulamacın içindeki tüm rhymelar isyanda.
Ve değerin değeri kalmamış, ve her yarışta çıkarın adımı önde, adımı koyarım,
adımı saklarım derinde.
Adımız hangi kelime,
anamız nerede hangi cehennemde yanıyor?
Yanımız hep mi boştu?
Kanımız kardeş de oldu
neyse.
Yanıma aldım kendimi ve yürüdüm ince çizgisinde yolumun
ortalıkta görünen herkesin adı yabancı,
herkes kendi maskesiyle dolaşır oldu yanıbaşımda,
tanımaz oldum yüzleri ve keşkelerle avunur oldum.
Düşlerimde gördüğüm yüzün birinde düşünür oldum,
onca maske gözümün içine bakıyor sorgularcasına,
ve burası hep yabancı, hep yalancı doldu,
çıkmak istiyorum artık dışarı, bırakın gideyim kendimi alıp.
Yaratan beni dünya arenasına soktuğunda tektim,
her nefesi soluduğumda Yektim
bu ücralarda ben beni mi kaybettim,
ve düşman kelimesinin anlamını arkadaş sıfatını taşıyanlardan öğrendim.
insan, insanlığın hocası durumunda eli maşalı.
Hergün başka derslerde karşımda bambaşka bir hoca abide,
her sınavda farklı notlar almanın piskolojisine adım attığımda sanırım ilk okuldaydım,
yani çocuktum, yola çıkmış yeni yolcuydum,
ben bu yolda çok mola verdim, muhabbete daldım, yolumu uzattım.
Çok sima tanıdım, ima aldım yüzleri aklıma kazıdım,
adı anıldığında işte dostum dedim,
adım anıldığında tanımam dedi
taktı maskesini yüzünü çevirdi ve sildi kalıcı tüm izleri,
geri getiremediği zaman eskide kalan anı defterini, her sayfada düştü maskesi.
Şimdilerde gözümün içine bakan herkes çıkar peşinde
takma ifadeler ardına gizlenmiş tüm fesatlar,
hesaplar egoist sevgilerinde saklı rüyalarının sayılarını maskelerinde gizlenmiş tüm yüz
hatları.
Bir zaman selamladı bu adamı ve adamını bulamadı.
Yanıma aldım kendimi ve yürüdüm ince çizgisinde yolumun
ortalıkta görünen herkesin adı yabancı,
herkes kendi maskesiyle dolaşır oldu yanıbaşımda,
tanımaz oldum yüzleri ve keşkelerle avunur oldum.
Düşlerimde gördüğüm yüzün birinde düşünür oldum,
onca maske gözümün içine bakıyor sorgularcasına,
ve burası hep yabancı, hep yalancı doldu,
çıkmak istiyorum artık dışarı, bırakın gideyim kendimi alıp.
sözleri manolis rasoulis'e ve bestesi manos loizos'a ait şarkı. şarkıyı ilk olarak haris alexiou "pes mou pos ginete" adıyla, 1979'da çıkardığı "ta tragoudia tis harulas" albümünde söylemiştir ve albümün 4. şarkısıydı. murathan mungan, bu şarkıya türkçe söz yazmıştır. iyi de yapmıştır efendim.
Her sabah işe giderken, iş ile ilgili ortamlarda yenilip içilirken (Bu arada tüm bu faaliyetler yapılırken sabır tesbihi çekilir), yeni birisiyle tanışırken bu şarkıyı söylerim, orkestra olarak ıslık sesi yeterli geliyor. Hem söyler hem sıyırırım.