masalın en güzel yerinde bitirilmesinden kaynaklanır.
örneğin;
"pamuk prenses ve yakışıklı prens evlenirler. sonsuza kadar mutlu yaşarlar..."
yek yaa, anlatsana sonrasını da... sıkar ama di mi?
veya
çocuklarını ormanın ortasına bırakacak kadar kötü bir baba olan hansel ile gretel'in babası, daha sonra masalımızın mutlu sonunda çocuklarına kavuşuyor... o babaya tekrar çocuk emanet edilir mi lan? -> (bkz: #3159782)
sanırsın hayatta herşey istediğimiz gibi iyi bir şekilde sonlanıyor. e masallar da kötü sonla bitecekse ne yapayım ben öyle masalı yahu. hem iyi/kötü kavramı da kişiden kişiye değişiyor prenslerin ancak prenseslerle evlendiği masalların sonları kötü sonlar bence; asilsen asille evlenmelisin falan, daha çocukken davul bile dengi dengineyi yerleştiriyorlar beyine. bak bir de kibritçi kız var o nasıl masal öyle? bir entryde insan kendisiyle kaç kez çelişebilirin örneklerini sunduğum bu nadide entry de iyi sonla bitsin bari. *
eşek gibi çalışan ama ses çıkarmayan, şamar oğlanına dönen ama mutlu izlenimi veren, yapılan zamlara tepkisiz kalan hala umut besleyen, işsiz olmasına rağmen hamdolsun diyen, hakkını şerefsizlere yediren ve har daim yaşadığı bütün olayların sonunu mutlu sona bağlayan bireyler lazımdır her topluma. hepimiz birer polyanna olmalıyız. ayıp yaptığımız.
büyüyünce hayal kırıklıkları yaşanmasının en önemli sebeplerinden birisidir. "1 sn ya bu böyle olmamalıydı. küstüm ben oynamıyorum" denmesine de sebep budur. ama yine de bir umut taşımamıza da bu şirinlik sebep olur...
"pamuk prensesi öptüğünde prens inde ölmesi"
"rapunzel in saçlarının dökülmesi"
"pinokyo ya tahtakurularının dalması"
gibi sonuçların olamıyacağı gerçeğini gösteren durumdur.
çocukların psikolojisini bozmamak ve "iyi olan her zaman kazanır" mesajı vermek içindir. mesela kırmızı başlıklı kız'da kurt kırmızı başlıklı kızla ninesini mideye indirse ve kimse onları kurtarmasa, çocuk "demek ki kötü olcan" mesajını alır.
misal pamuk prenses ve yedi cüceler. kraliçe olan cadı için mutlu bir son değildir. yedi cüceler için de keza... sen hastayken başucunda bekle, o öpüşsün cehennem olsun gitsin. nerde kaldı emekler?
misal papunzel. iyi kötü analık yaptı, bu sonu mu hakediyordu yaşlı cadı? üstelik tek derdi 'çiçek parla bolca ışılda güzelliği geri ver bana blabla' şarkı söylettirmekti rapunzele. söyleyiverseydi nolurduu!!
misal karlar kraliçesi. o kadın karın, buzun içinde kendine bir arkadaş, bir evlat istemiş çok mu? hem her istediğini veriyor çocuğa nolur biraz anlayış gösterselerdi yani.
efendim özetle masallarda bile birinin mutluluğu diyerinin felaketi üzerine kurulmuştur. son denilen şey kötü bir şey be.
Masalların kötü sonla bitmemesi ,masalın içinde geçen canavarlarların varlığını engelleyemiyor. Tamam belki sonu güzel ama o içindeki kocaman dev, ateş püsküren ejdarhaya ne denir? Küçükken en çok onlardan korkardım. Gece yatağıma yattığımda içeriye onlardan biri girecek diye ödüm kopardı. Her ne kadar iyi sonla sonuçlanırsa sonuçlansın bence yaratıklar çocukların hayal dünyasına var olmayan ama hayal gücünü etkileyen yaratıklardan korkmasına engel olamıyor.
son derece gercek dışı bir önermedir. kötü sonla bitanem masallar da vardır. bakınız ana muhafet partisi. her seçim öncesi millete türlü türlü masallar anlatıyorlar ama sandıkta kötü sonla karsilsiyorkar. hep kötü son, hep hüsran. demek ki neymiş? kötü sonla biten masallar da varmış.