+parmak çocuk: sik kadar olmayı
+pamuk prenses: kızların cücelerden hoşlandığı
+güzel ve çirkin: kızların hayvan gibi erkeklerden hoşlandığını
+kül kedisi: onu hala anlamış değilim ama ayakları güzeldi
iyi insanlardan sadece konusulabileceğini. ve olmayan şeyleri yok diye düşünmemeyi reddedip en azından onların var olduğu bir dünyanın hayalini kurmayı öğretti.
Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde develer tellâl iken, pireler berber iken,ben anamın beşiğini tıngır mıngır sallar iken...ya da Az gittim, uz gittim. Dere tepe düz gittim vs. gibi tekerlemeleri öğretti...Aslına bakarsanız koca bir HiÇ öğretti!
karıncayla ağustos böceği, kapına kışın dondurucu soğuğunda gelen birini eve alma yemek verme. hele bu kişi sanat sepetle uğraşıyorsa, ona müstahaktır. sen çalışmışsındır. para kazanmışsındır. paranla dünyadaki nimetlerden bir kısmına da olsa el koymuşsundur. ne paylaşacan lan!
uyumayı öğretmiştir efenim.. 30 yıldır ülkede aynı masallar anlatılmaktadır, döndür döndür aynı senaryolar önümüze servis edilemektedir.. tıpkı, kırmızı başlıklı kızda olduğu gibi, birileri kılık değiştirmiş bizi yemeye kalkıyor, t'heyy t'heyy..
bir çocuğun hayalden hayata geçişinde gelişimine katkı sağlayacak en önemli şeylerden biridir.canlı-cansız varlıkları,olay ve durumları çocuğun zihninde şekillendirmeye yardımcıdır.şarkılara bile konu olmuştur (bkz: yeni türkü bana bir masal anlat baba)