Bana her daim "misal" kelimesini çağrıştıran anlatıdır. Kibritçi kız ve küçük kara balık bu anlamda favorimdir. doğasında taşıdığı, her şeyin olabilecek olması bana umudu çağrıştırır. Evet, masal bir umut etme biçimidir.
masallar dinleyerek büyürüz hepimiz. anneannemizin koynuna girip, defalarca kez anlattırdığımız masallarla gözlerimizi kapatırız birçok gece.
sonra biraz daha büyürüz. masal yaşımız geçmiştir artık ama hayalperestlik başlamıştır iyiden iyiye. kafamızı yastığa koyup en çılgın hayallerimizi kurduğumuz zamanlardır o yıllar. her şeyin mümkün olduğunu sandığımız, geleceğimizin çok uzak göründüğü, her şey olabileceğimiz, istersek hepsini başarabileceğimiz...
sonra büyürüz artık. hayallerimizin çoğu gerçekleşmemiştir. onlardan ümidi kesmişizdir artık. masallara inancımız kalmamıştır. ama yine de kalbimizin bir köşesinde bir masalımız vardır. kendi masalımız. kahramanının biz olduğu, karakterleri bizim seçtiğimiz. gerçekleşirse çok mutlu olacağımız bir masal.
işte tek inancımız o masaldır artık. daha gerçekçi olan, bizi hayata bağlayan. o masalı gerçeğe dönüştürebilirsek bir gün mutlu olabiliriz belki. o güne dek bir ümidimiz var yine de.
Kalabalık ayak seslerini taşırken kaldırımlar
Gün mavi haliyle öylece ortalıkta sere serpe
Halinden gayet memnun balık ekmek satan Gölcüklünün yanındaki kedi
Kuru yük gemileri seyir halinde geçerken haykırır Topal Lazuri " - yali yali! "
Çekilmiş sustalı bıçak sesi işitilir karanlık bir sokakta
Kim bilir isimsizler mezarlığına hangi kayıtlı numarayla gömülecek Horasanlı Ali
Kalabalık gözler gölgeler içinde kaybolup gider
Kan ter içinde yürür elleri nikotin kokan vardiya halinde çalışan kum fabrikasındaki isçiler
Diş biler hayata her zamanki gibi dört nüfusa bakan Boyacı Mıstık
Ve tekerlekli sandelyesindeki doğuştan kötürüm Galip " kalkıp gel " cümlesini sayıklıyor içinden, duydunuz mu?
Kalabalıklar içinden gün gün eksilir ismini bilmediklerimiz, kimse de farkında değil
Misal bulutlar bilemezler göç ettikleri yerleri
Rüzgar estikçe hangi daldaki yaprağı koparır ya da hangi sazlıkta esir düşer ney sesinde içimizi acıtan ilahi o ruh hali, bilinmez.
Öyledir yaşam dedikleri masal, nerede ve nasıl biteceğini bilmeden yaşanan
" Bir varmış bir yokmuş... "
Bir çizgi çektin, bir yanı ölüm bir yanı yaşam
Bir kural koydun, bir yanı tahliye bir yanı idam
Bir tablo çizdin, bir yanı kış diğer yanı yaz
Bir soru sordun, kimisi doğru kimisi yalan
Yürüyorsun, yürüyorsun
Bazen dönüp bakıyorsun
Sonra gülümsüyorsun
Bir el uzanıyor sana...
Yürüyorsun, yürüyorsun
Bazen de tökezliyorsun
Sonra bir bakıyorsun
O el hala orad...
iyinin hep kazandığı gerçek hayatın tam tersi bir algı yaratma amacı güden ilüzyondur.
çocukları mutlu edebilmek için uydurulmuş bu mini hikayelerin onların masum dünyasına uygun gerçekleri vardır. çocukları uyuturken ona mutlu ve güvende olduğu bir dünya sunmak için özellikle anneler tarafından bolca bilinmesi gerekir.
bu adam kesinlikle nasıl söz yazılacağını çok iyi biliyor. vakti zamanında onu da çok üzmüşler sanırsam. böyle tam isabet sözleri herkes yazamaz. ateş olmayan yerden duman çıkmaz sonuçta.
Çocuktum her şeyi anladığımı sanıyordum
Sonra büyüdüm, bombaların ve bankaların
Dağlardan ve ırmaklardan daha fazla olduğunu gördüm
Bahçıvanlar generallerden
Menekşeler mermilerden daha azdı
Yenilmişti dünya
Yenilmişti dünya
Duanın özgürleştiren rüzgarı
Çekilmişti yüzlerden
insanlar dua değil
Yönetmelik okuyordu
Nükleer artıklar ve çok uluslu yalanlarla kirlenmişti yüzümüz
Teknolojinin o yok edici,
O gri gölgesi düşmüştü yüzlere
Yenilmişti yüzümüz
Ve görüntü aynıydı
Bütün aynalarda
Her şey çok açıktı
Herkes kimsesiz
Herkes bir şeyin yoksuluydu
Hepimiz aynı anda yenilmiştik
Ve şarkılarımız kederliydi
Yanlış bir zamanda mı yaşıyordum ?
Çekip gitse miydim ?
Hayır!
Ne yanlış bir zamanda yaşıyordum
Ne de çekip gidecek bir yer vardı
Her yer aynıydı
Kaldım
Sürekli çağıran ve ayrım yapmayan toprak
Nasıl olsa beni de çağıracaktı!
Masal dünyanın bittiği yerde başlar
Biliyorum klasik zamanlarda değiliz artık
Ve masallar böyle anlatılmaz
Biliyorum!
Ben hiç masal yazmazdım
Dünya sisteminin hepimize anlattığı masal
Kötü olmasa bu kadar
Biliyorum!
Bir karınca türküsünden daha hafif olacak sesim
Biliyorum!
insanların birbirlerine olan yabancılığı büyüyecek
Dünya küçüldükçe
Biliyorum!
Telefonlar oldukça insanlar birbirini görmeyecek
Biliyorum!
Birbirimizi hiç görmeden ölücez
Her şey için tek şey diliyorum
Allah'ın gülleri yakamızı bırakmasın!
bir mfö şarkısıdır. yok yok. bir mfö esintisidir. izmir'in imbatıdır bir nevi. ve dahası, mazhar ve özkan'dan ziyade fuat'tır bu parça. parçadaki bu pozitif, bu hayat dolu bakış sanki fuat'ın gülüşlerinden saçılmıştır.