Babaların en şahanesidir.
Anlatmak bir yana, anlatırken, seslendirir, beden diliyle destekler, mimikleriyle, masalı hollywood filmlerine çeviren, efsane babadır.
Bir çocuk düşünün ki, uyku saatini iple çeksin, hehh işte o bendim.
O efsane adam da babam.
Şu an çooook uzaklarda olan ve deli gibi özlenen adam.
Baba adam...
valla benim babam değildir. doğru yatağa derdi ben de yatağıma giderdim. hiç kızmazdım ona. çünkü o gün evine ekmek getirebilmek için masal okuyan babalardan daha çok çalıştığını bilirdim. okumada belki biraz az da olsa zorlandığını bilirdim. uyumadan önce iyi geceler öpücüğü alıp verirdi. her neyse duygusal olmayacağım siz dört yaşında babanızın masalını dinlerken ben en baba romanı okuyabilecek kapasitedeydim.
varsın anlatmasın. büyüksün reyiz. stalin bıyığına kurban olsunlar.
benim babam 1 kere bile okumamıştır. ama bunun için ona kızabilicek yüzüm yok. gün olur saat gecenin 12 sine kadar çalışırdı bizim için. birde yanına gidip bana neden masal anlatmıyorsun demeyecek kadar da aklım vardı o yaşta. ama en güzeli kapı çalınca, kapının önünde eğilip sarılmasıydı. öyle ki artık üstündeki kıyafetler miss gbi ağaç talaşı kokardı.
bazen sadece şükretmek gerek. insanlar hala yanındayken sevgini göstermen gerek. hayat gerçekten pişmanlıklar için çok kısa o yüzden her memlekete döndüğümde tekrar tekrar sarılırım beni karşıladığında.
yine duygusala bağladım ne ağlak bir adam oldum lan ben.