bir şey yaparken yorulunca spor yapmış olduğumuzu anlıyoruz bu tipler sayesinde.
30 dakika oynayıp terleyince anlarmışız spor olup olmadığını, epey yoruyormuş o yüzden spormuş.
ben otuzbir çekerken de yoruluyorum, götümden ter geliyo.
spor mu yapmış oluyorum?
gerçekten de çetin bir münazaraya malzeme olabilecek bir konudur. birbirine taban tabana zıt, iki farklı görüşe de hak verebileceğini düşünüyor insan. gelin hem bunları inceleyelim hem de başlığı tanımsız bırakmamış olalım:
(not: iki görüş de farazi fikir sahiplerinin ağzından yazılacaktır)
efendim, spor dediğimiz şey aslen atina şehir devletinin kurulmasıyla ortaya çıkmıştır. dur bir saniye ya. ıhmm o olimpiyet mıydı? neyse o kadar geriye gitmeye de gerek yok aslında. spor dedinmi efor sarfetmek çok önemli. ne bileyim genelde bi kollektiviteye de dayanmalı. masa tenisi ne abi öyle? tak tuk orada oraya. bak tenis desen (halk arasında büyük tenis olarak da biliniyo napalım aq) hadi bi nebze ama masa tenisi kesinlikle bir spor dalı değildir arkadaşlar. bu yanılgıya düşmeyelim lütfen.
ya ablasının gülü, masa tenisi bal gibi de spordur tamam mı? federasyonu bile var lan. forent olsun, bekenti olsun, spini olsun kesiği olsun bir disiplin olduğunu gösterir. alp disiplini var mesela bir de, evet. masa tenisine spor muamelesi yapmayan ayılar yok mu? elbette ki var ama atlar istedi diye şey olmaz. lucescu işte lan. canlı örneği bence. lucescu önemli bir hocadır, masa tenisi de spordur.
sonuç olarak şöyle baktığımda, her iki görüşe de hak veresim geliyor. karar sizin; masa tenisi spor mudur değil midir? kolaylıklar!
not: masa tenisi spor değildir diyen güzel kızları tartışmak için özele bekliyorum. masa tenisini savunan taş ablalarla da rahatlıkla maç yapabiliriz. boş masa var mı abi?